AH MEDYA!
Kürdistan, tarihin çeşitli dönemlerinde işgal, istila ve sömürüye maruz kaldı. Bölündü, parçalandı ve paylaşıldı.
**
Medlerin ülkesi olarak da bilinen bu kadim topraklarda ilk defa insan sesi ve nefesinin duyulduğu söylenir.
ilk sözcükler bu topraklarda boy verir.
Nice destan, efsane ve masallara kaynaklık eder. Bu, bazen Zümrüdü Anka, bazen de Zal oğlu Rüstem olarak ortaya çıkar.
**
Sadece savaşların değil büyük aşkların da yeri yurdu oldu. Güzellik, bereket, hırs ve öfke tanrıçalarının yanısıra görkemli hayatlara tanıklık etti.
Büyük İskender küçücük kaldı.
Mem ile Zin, Siyabend ve Xacenin hüznüne ortak oldu, Feqi Teyrana ruh, diller içinde dil verdi. Ahmedi Xane’ye gönül gözü oldu. Åžiir, ağıt ve sevda türküleri oldu.
**
Ah Medya!
Ölüm oldun, GılgameÅŸ’e yol, yeni bir yaÅŸama ad, Dahhak’ın zulmüne karşı , ateÅŸ olup Nevruz oldun.
Piranda Şeyh Said, Dersimde Seyit Rıza ,Barzan , Mahabat ve zindanlarda insanlık oldun.
İşit barbarlarının karanlık yüzünü gördün, direnç ve cesaret oldun. Kürt kadınlarının, arş ı alaya çıkan feryadı figanını duydun . General Sait Süleyman oldun.
**
Ah Medya!
Yine çağdaş Firavunlar, Dahhak ve Nemrutların gözü de gönlü de sende kalmış, yine seni pare pare edip pay etmek istiyorlar.
Yakıyorlar, yıkıyorlar ve canından can gömüyorlar.
Gizli hesaplarla , geleceğini de kuşatmak için danışıklı dövüşüyorlar. Tarih belki de şunu yazacak : Medlerin ülkesini dörde bölmek yetmedi, yakıldı yıkıldı yetmedi, şimdi ise bölünen bir ülkeyi yeniden bölmenin, paylaşmanın savaşını veriyorlar.
Ah Medya!
Ne zaman başın göğe erse, umutların boy boy filizlense, ocağın tütse, yerin yurdun ÅŸenlense Büyük Åžair Ahmet Arif ‘in deyimiyle
…
“Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır
Tanı bunları
Tanı da büyü…”
Vera/koyi