Çetin Güngör / “Savaşı kurallarına göre oynamak” öyle iş olsun diye söylenmiş beylik sözlerden biri değildir.
Bunu bilmiyor olamazsınız. Yüzyılların haklı haksız dalaşmalarından çıkarılmış, bugün yerküresinde bütün güçlerin üzerinde “hemfikir” oldukları ciddi bir görüştür.
Kendi dar mantığınızdan fırsat bulup şöyle bir etrafınıza bakma tenezzülünde bulunursanız göreceksiniz ki, sorunlarını sizlerden çok farklı tarzlarda ve uygar ilişkiler temelinde çözmeye çalışanlar da var.
Bunlar hiçbir komplekse kapılmadan oyunu kurallarına göre oynamaktadırlar. Bu görüş; bireyler, sınıflar ya da toplumlar aralarında çıkan sorunları (haklı-haksız) öncelikle görüşmeler yolu ile halletmelidirler.
Eğer bütün çabalara rağmen görüşmeler yolu ile problem halledilmez, herhangi bir uzlaşma sağlanmaz ve taraflardan biri veya her ikisi kesin çözüm için değişik yöntemlere -örneğin militarizme- başvurma gereğini hissederse, o anda bile taraflar birçok kurala dikkat etmekle ve bu kuralları ihlal etmemekle yükümlüdürler.
Taraflar bu önkoşulları hesaba katarak savaşmak zorundadırlar. Savaş kesin çözüm olarak dayatıcı olsa dahi, bu durum hiç kimseye istediğini söyleme, istediğini yapma hakkını vermez. Örneğin bütün bir sivil toplum, hastahaneler ve diğer bazı kuruluşlar hedef alınmaması gereken veya amaca varılırken istismar edilmemesi gereken alanlardır.
Başarıya ulaşmak için makyavelist zihniyet ile her araç kullanılmaz. Haklılık durumları ne olursa olsun bu ön şarta uymayan taraf gözden düşer ve savaşımınada gölge düşürmüş olur. Eyleminin saygı uyandıracak herhangi bir tarafı kalmaz. (1978-1980 yılları arasında izlenen bir takım yanlış taktiklerden ötürü PKK’nin içine düştüğü tecrit durumunu bir hatırlayınız..)
Evet savaşı kurallarına göre oynamanın en basit izahı böyle. Görünüşe bakılırsa bütün güçler bunun üzerinde hemfikir olduklarını söylerler. Ama yaşanan pratiğe bakıldığında ancak lafta hemfikir olduğu görülmektedir. Sosyalist düşünceye sahip olanlar ellerinden geldiğince sözlerine sadık kalmaya çalışılırken, daha ziyade burjuva çevreler bu görüşe sadık kalmamış, amaçlarına varmak için bütün yolları mübah sayarak her türlü entrikayı çevirmişlerdir.
Neden bunları size yazıyorum? Merakınızı gidermek için hemen söyleyeyim; PKK’de kendi içindeki sorunu çözmeye çalışırken dürüst davranmadı. Savaşı kurallarına göre oynamadı ve işin içine hile kattı. Hemen belirteyim ki, yukarıda verdiğim örnek gibi olmasa da parti ile benim aramda son günlerde benzer durum yaşanmakta veya o duruma doğru bir kayış görülmektedir.
Herhangi bir yerde değil ama, devrimci bir örgütte çıkması muhtemel ve doğal kabul edilecek sorun çıkmıştır. Öyle ise çözümü de herhangi bir yöntemle değil, devrimciliğin doğasına yakışır tarzda ele alınmalıdır. Halbuki siz bunu yapmadınız.
Sorunumuzla direkt ilişkisi olmadığı halde sırf boğuntuya getirmek ve sorunu örtbas etmek için makyavelist yöntemlere başvurdunuz. Direnişçilik neredeyse istismar düzeyine çıkarılarak kadroların duygusallığından ve örgüt şovenizminden medet umdunuz.
Ayrılıklarımızın asıl nedenlerini kadrolardan özenle sakladınız. Faydacı yaklaşım olarak belki kısa vadede rahatlayabilirsiniz. Ama biliniz ki orta ve uzun vadede kesinlikle sizler zararlı çıkacaksınız.
Devam edecek