Evin Çiçek yazdı.
“Soylu Kürd Milletine”
Merkez ordusuna bağlı müfrezeler ve Kuvay-i Milliye/milis/çeteleri tarafından Koçgiri’de soykırım gerçekleştirilir. Nisan 1921’de Koçgiri köyündeki “temizleme harekatı” sırasında, arama tarama yapılırken Kürdistan Teal-i Cemiyeti yöneticileri tarafından hazırlanan bir bildiri de “ele geçirilir”.
Bildiri de;
Soylu Kürd Milletine;
Ey Kürdler ! Allah’ın emir ve Peygamberin kavliyle, asırlardan beri esaret altında inleyen Kürd Milletinin kurtuluşunun başlangıcı ve bağımsız Kürd devletinin esası olan Geçici Kürd Hükümetinin teşekküllünü bütün vatandaşlara duyurmaktan onur duyarız.
Vatandaşlar !
Bütün Kürdistan dahilinde ulusal hareketin gelişmesiyle hükümetimizin kesin kuruluşu hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün gerçekleşme zamanı pek yakındır.
Ancak, bu teşebbüs, bütün vatandaşların ayrı, ayrı yardımı olmadıkça gerçekleşemez. Her Kürd vatanı için bu emre büyük ve küçük birer görev ile yükümlüdür. Bunu ihmal edenleri tarih lanetliyecektir. Allah korusun, bu fırsatı kaçıracak olursak, yarın ki neslin huzurunda suçlu durumunda kalacağız. Çünkü bu büyük fırsat bir daha ele geçmez.
Vatandaşlar !
Sizin şimdilik yapacağınız hizmet, sabit fakat mühim ve muazzamdır. Siz Mustafa Kemal’e karşı harb eden, Yunan Ordusu’na karşı bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine harbe katılmaktan tamamen çekinmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harb eden Yunanlıların Kürdlere karşı hiçbir düşmanlıkları yoktur ve olmaz. Aksine, Sultana karşı ayaklanmaya cüret eden Mustafa Kemal, Müslümanların Halifesi Hazretleri tarafından Kürdlere bahş olunan özerklik ve bağımsızlığı gasp etmektedir.
Bundan vazgeçersek, Mustafa Kemal’in istiklal ve daha doğrusu Engizisyon mahkemelerinde top yekûn idam edileceğiz, daha şimdiden bu mahkemelerin idam ettiği Kürdlerin miktarı binleri çoktan aşmıştır.
Vatandaşlar !
Halifeye isyan eden Mustafa Kemal’i imha ve Kürd Hükümeti’nin kuruluşunu kolaylaştırmak üzere, cümleniz, bulunduğunuz yerlerde isyanlar, ihtilaller tertip ediniz. Ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım.
Çünkü esir olmak, mazlum olmak da zalim olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir, ki cezası idamdır.
Vatandaşlar !
Yakında resmen ilan olunacak Kürd Hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle, cümlenizden ve cümlemizden çaba ve gayret bekliyoruz.
Geçici Kürd Hükümeti
Koçgıri 1921”
(Evin Çiçek, Koçgiri Ulusal Kurtuluş Hareketi, APEC yayınları, Stokolm, 1999)
Koçgiri Kürdleri çok kez bana “Biz Müslüman değiliz. Bu bildiri bize ait değil. Müslüman kesime hitap ediyor. Müslümanların dili hakim.” dediler.
Ulusal bir hareketi yöneten siyasi bir yapının Kürd halkının genel çıkarını düşündüğünde diplomasi dili kullanması, politik davranması gerektiği unutulmamalı.
Geçici Kürd Hükümeti’nin yayınladığı bu bildirinin “Allah’ın emri ve Peygamberin sözü” cümlesiyle başlaması onun Kürd Klübü/Kürdistan Teal-i Cemiyeti tarafından hazırlandığını ıspat ediyor.
Koçgiri Kürdlerinin inanç itibarıyla bu kelimeleri kullanmaları mümkün değildir. Onlar Rîya Heq/Alevi inancı mensubudurlar. Bölge de Ezdi Kürdler de mevcuttur. Merkezde hazırlanan bildiriler Kürdistan’da dağıtılırlar.
Konstantinopolis/Stanbul/İstanbul’da yaşayan Kürd mir ailelerinin mensupları Müslümandırlar. Kürdün her sınıfından, dininden, inancından insanı cemiyette yer alır.
Kürdistan’ın diğer bölgelerindeki Kürdler, cemiyet içinde yer alanlar Koçgiriyle ilgilidirler. İlgili olanlar farklı inaçların, dinlerin mensuplarıdırlar.
Ulusal birliği, ulus-devleti hedef alan Koçgirililer, dinsel farklılıkları amaçları için engel olarak görmezler. Müslümanlığın cümleleriyle başlayan bildiri sorun teşkil etmez. Önemli olan ulusal amaçla ortak adım atılabilinmesidir.
Koçgiri bölgesel bir ulusal kurtuluş hareketi değildir. Kürd ulusundan, Kürdistan’ın bütününden bahsediliyor. Bildirinin dili çok açık. İstemler net olarak belirtilmiş. Birliği sağlama amaçlı esnek, töleranslı bir dil kullanılmıştır.
Konstantinopolis’daki Halife’nin durumu Muhamedi dinini benimsemeyen Musevi, Hıristiyan, Zerdüşt dinlerinin, Mitra-Ezidi- Rîya Heq/Alevi vb. inançlara sahip olan Kürdleri alakadar etmez. Muhamedi dininden olan çok sayıda Kürd de ulusal düşünüp halifeye mesafeli duruş sergilerler.
Kürdün psikolojisini şekillendiren şeylerden birisi de içinden gelmiş olduğu toplumsal koşullardır. Onun sosyalizasyonudur. Sosyalizasyonun da değer yargıları vardır.
Dikkat edilmesi gereken nokta; Osmanlı ordusu, emniyeti, mülkiyesi görevlileri beyliğe, ağalığa, paşalığa karşı değildirler. Sürgün edilen, dağıtılan, bölünen Kürd mir, ağa, bey, seyid ailelerinin mensupları ulusalcı oldukları için onların yok edilmeleriyle, toplumsal ilişkilere tabi olan, bu kişilere bağlı olan köylüleri rahatlıkla yönetebileceklerine, bu insanlara her şeyi yaptırabileceklerine inanırlar.
Kürd kimliği aşiret olgusuyla derin bir birliktelik içindedir. Kürdün aşiret dışında kaldığı andan itibaren kimliğini yitirmeye bağlıyacağına inanırlar. Aşiret Kürd ulusal kimliğinin zırhıdır.
Onlar; gerekli politik bilince sahip olamayan kişi, rahatlıkla yabancı kültürün etkisi altına girer. Onunla uyuşmaya, onu kabul etmeye doğru adım atar. O andan itibaren de kendi değerlerine yabancılaşmaya, soğumaya, uzaklaşmaya başlar, düşüncesine sahiptirler.
Halkın ürettiğine paşalar vasıtasıyla el koyan, halkı sürekli yokluk içinde yaşamaya mecbur eden osmanlı siyasal sistemidir. Bu askeri sistemin paşaları Kürd halkından aldıklarıyla sarayı besler, rejimin ayakta kalmasını sağlarlar.
Onlar, düzensiz ordu mensubu olan “Laz alayları”yla, düzenli orduyu oluşturan müfrezeleri yönetirler. Birlikte, Kürd halkına karşı saldırıya geçerler. Var olan maddi değerleri yağmalarlar, tüketirler, devlet partisi adına gasp ederler.
Kongreye bağlı güçler, bölgede işbirlikçi-ajan, provakatör yaratma çalışmalarını sürekli canlı tutarlar. İletişim alanında psikolojik savaşa ağırlık verirler.
Fotograf:Kürdistan Teal-i Cemiyeti üyesi olan Heyder ve Alşan Koçgirizade kardeşler.
Evin çicek hanim.
Sizi VengMa,da okumak çok iyi.
Dilerim Kùrdistan,in yakin tarihinden boylesi tarihi vesikalar ilà devam edersiniz.
Newroj li te piroz bit.
aslinda yazilacak ve yorumlayacak cok olgu var bunun üzerine.
qocgiri yöresinin degerli kürdistan kadini EVIN CICEK´i saygiyla selamliyorum.
qocgiri´de girdim iz´e
nurhaq ve engizek´de döndüm köz´e
anlar beni seyyid rizo ve zarife xane
maalesef ve aci olan bir temel olgu sudur ki-alevi inancina sahip olan kürdler ne kürd ne ehl-i-beyt sevdasi kalmis.
cogu ne kurmanci,ne kirmancki biliyor,cogu cemevine topal osman olan vahsi iblis´in patronun resmini asiyor ve bol bol raki iciyor.
alevi kürdler (100 yil evvel alevi kürdü vardi) kürdistan davasi acisindan tam bir vatan hainlik ve rezaletin icinde.
cünkü ne kürdce var ne kürd kültürü var ne de ehli beyt´e saygi ve sevgi.
benim yörem maalesef öyle (ezici cogu).
kisacasi:
ezidi kürdler ne dinini ne de dilini cöpe atti.
sünni kürdler ne dinini ne de dilini cöpe atti.
alevi kürdler hem dinini hem de dilini bir katil ve fasist sopali iblis´e fedai etti.ezici cogu.
istisnalar haric:
evin cicek ve ya cihan celik mesela-hakiki qocgiri kürdistanli.
fakat erzincan,maras,sivas,tunceli ve varto da ne kurmanci,ne zazaki konusulur ne de ehli beyt sevdasi var.
bir evlatin yurdu ve ülkesi ana baba ocagidir-baba kürdistan ana kurmanci ve ya kirmancki.
alevi kürdüm diyenler icin söylüyorum.
ben simdi burada türkce yaziyorum ( yabanci dil)-mesele bundan ibarettir.
kurmanci benim canim cigerim,yazarim,fakat evin cicek ablam ve cihan celik ve ya ali baran anlar.
fakat digeri???suratima aval aval bakar.
bütün kürdistan sehidleri saygiyla aniyorum,nur icinde yatsinlar,mekanlari günesli cennet.
kürd ve kürdistan icin canini vermek ve bu iki olguyu savunmak kisilik,mertlik,karakter ve babayigitlik ister.
silav u rez
birazi sehid SIXO DIRLIK
https://www.youtube.com/watch?v=GkCRAaAs-p0