Şilan Yaşar // “Bugün Afrin’de hamdolsun, teröristlerin işi bitti! ”, diyor Reis Erdoğan…
Öyle bir hale gelmiş ki; Devletin yöneticileri, İmam’ı, dolandırıcısı, din taciri gibi sahtekar kim varsa mutluluktan uçuyor ve özgüven patlamasıyla meydanlara fırlıyorlar…
İki aydır, hemen her gün bütün televizyonlarda uzman ve üfürükçüleri saatlerce Afrin’i konuşuyor. Hemen herkes Piri Reis olmuş. Herkesin elinde kendi çizdiği bir haritayla palavra sallıyor. Tekrar tekrar dolandırılan vatandaş kimin ne dediğini kafasında tutucak durumda değil ya !. N’asolsa Öngörü sıfır, hala bankerciklere para kaptırıyorlar. Hafıza dumur !. iktidar cenahında, yöneticilerden başlayıp yakın çevresine, oradan kendini Başbakana beğendirmek, koltuk altına girip güvende olmak derdiyle psikolojik bozukluk belirtileri gösteren bir sürü ruh sağlığı bozulmuş yönetici insan var. Başta cumhurbaşkanı uluslarası suç işliyor. Ee tabi fiilin hukuken suç sayılması için cezai ehliyet gerekir. Derin psikolojik kriz, ruhsal denge yitimi, şizofrenik-psikopatik dürtüler altında işlenen suçlarda kişinin durumu hesaba katılır. Ancak er geç hakettiği yere düşecektir. Ne diyelim, beter olsun !
Benim kaygım ve endişem , bu kadar alçalmış devletin karşısında şaşkına uğrayan Kürtler’in biçare hali! Daha dün, Diyarbakırda Erdoğan için düzenlenen karşılama törenine katılım sağlamak için, tehdit mesajları yollandı. ”Katılanların kongre önünde fotoğraf çekip imza atması gerekmektedir. Katılımı ispat etmeyenlerin kadroya geçişi yapılmayacaktır”… Ailenizle gelin, gelmeyene kadro yok! ” Adres:Ergani Yolu. Benzer “ tehditler”ler okullar dahil diğer kamu işyerlerinde de gündeme geldi. Silvan’da “Kaymakam beyin talimatı” olarak kamu çalışanlarının Erdoğan’ı karşılamaya gidip alandan selfie çekerek amirlerine iletmesi istendi.
Bir tarafta bu diğer tarafta geçinemediği için çocuklarını satan aileler, diğer taraftan kendini yakan işçiler! Tüm bu olup bitenler başka bir ülkede, herhangi bir ülkede, herhangi bir camide kuran kursu hocasının verdiği ev ödevi değildir. Türkiye Gerçeği:
Bursa ihtisas hastanesi genel cerrahi bölümünde operatör doktor A.T.’nin hastalarına “senin işin dualık” diyerek, yazdığı resmi reçetesi… :
“İki rekat teheccüd namazı, ölüm murakabesi, kabre konuş tahayyül etme, sisileten rabıta.
113 Bismillahirrahmanirrahim,
100 Estağfurullah el azim,
100 Allahümme salli ala seyidine mahammedin ve ala ali seyidina muhammedin,
300 Lailaheillallah (Her yüzde Muhammeden Rasulullah),
100 ya Gaffar ya Seddar, 100 ya Hafiz,
100 Subhanallah ya Celil” …. Reçete bu, bedeline gelince gönlünüzden ne koparsa!…
Ancak -bizi kim tedavi edecek?- diye üzülmeyin Artik devletiniz universitelerde bir kürsü verdi bunlara…
Hacettepe Universitesi Tıp Fakultesi Hacamat Enstitüsü
bu birimler açıldı bile ! Şeyhin tükürüğü bile ŞİFA artık
Suyunuza bir kere tükürtmesi yeterli. Kanserlilere de Balgam iyi geliyormuş. Şayet ölürseniz;
Devletin kamu hizmetlisi genel cerrahları bunu, bunu yapıyorsa tarikat ve cemaat yetkilileri ne yapar diye siz düşünmeyin !
Ben yıllarca takip ettim : Kehren bile soruşturma açılamıyor, şayet doktor ise lutufen TTB’nden kaydı silinir… Hakim karşısına takım elbiseli Kravatlı çıkmanın dışında şeriat mahkemesi istemek de iyi halden ceza indirimiyle ödüllendiriliyor ..Hacamatçılar legalleşti, TTB’yi protesto ediyor: Reis ! Dikdur eğilme hacamatçılar seninle!
Tıp yerine hacamat doktor yerine hacamatçılar muskacılar ve Üfürükçüler, tükürükçüler TC’ye çok yakıştı! Fen, edebiyat değil mehdilik, falcılık taslayan tarikatlar ve Bankerçik Dombililer yakışır! Hacamatcılar derneği: Yerli ve milli olduğu için saflarda cihada katkı verirken; Kulunç kırıcılar, şişe çekiciler , tuz çeviriciler, kurşun dökücüler , Fasulyeye üfleyenler, Göbeğe kuran suresi yazanlar hatta iplik bağlayanlar, omurilik düzeltme sanayiden, muska yazıcılar derneği
ve kedicik oynatıcılar tv.den herhangi bir sansür ve ceza yok. Onların yerine her fırsatta tehdit edilen Kürtler tutuklanıyor. Reis bir an bile boş durmuyor, Askerleri Afrin’de Fetih (talan) için savaşırken, ülke içinde de devlet malı talan ediliyor. Ne isterlerse veriyor; cemaatlere, tarikatlere ve daha nicelerine…yeterki Kürtler gün yüzü görmesin!-.
Mutasım Tugayı liderlerinden Mustafa Secri: “Cömert, misafirperver, Erdoğan büyük kardeş, Kürtlere karşı savaşımızdaki gerçek ortağımız” diye bahsediyor. Erdoğan ile “ÖSO” liderliği arasında bir dizi anlaşma yapıldığını da duyurdu. Anlaşma öncesi, -Ne isterseniz veririm- dediğini de peşinen söyleyerek tüm kapıları sonuna kadar açmış.
Secri’ye göre, savaşanlara maaş verildiği gibi, savaşta ölen veya yaralananlara, Erdoğan tarafından şunlar vadedildi: kendileri ve aileleri için Türk vatandaşlığı, tazminat ve beleş daire vaadinde bulunduğunu öne sürdü. “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” operasyonlarına katılan cihatçı gruplar arasında yer almışlardı.
Sahtekarlığı daha dün anlaşılan Dombili’ye de ne istediyse verdiler. ÇiftlikBankı kurdurdular, vatandaşı soydurdular. Allahu Ekber !,Vatan, Millet Sakarya- dedi. Kabine gözdelerine, rüşvet dağıttı ve kaptı milyonları… Kim besledi Dombili’yi derseniz , kimler olacak Fetö ve Zarraf’ı kimler beslediyse onlar. Peki nerde diğer Dombililer..! Bir tanesini ben fısıldayım ( Şıh’ın asası Tübitakın çatısına düşmüş bu yüzden yeni oluşum içinde mescidi AsaBank kuruluşu var tüm kullarını bekliyo)… Geçici olarak Basın sitelerini kapatmışlar… Dolandırdıkları kuzular henüz farkında değil dolayısıyla henüz net bir rakam yok. Acı feryatları yakında duyulur! Şeytan Reis’in yanında çok masum kalır. Neymiş efendim Reis; Fakir çocuklarına, İmam Hatip’e gidin dindar olun,Kindar olmayın diyor…alayına techizat kuşanıp, kalpak giydirdi, muharip gazi oldu… Kendi Torununu da Amerikan okullarına yoksulun çocuğunu savaşa gönderiyor.
Ne olduysa ? olan ölen gariban devletsiz Kürtlere oldu… İşsizlık rakamı 6 milyona dayanmış durumda, neredeyse her hanede bir işsiz var. Genç işsizliği ve kayıtdışı istihdam, işsizliğin en vahim iki yönüne işaret ediyor. Her dört gençten biri ne okuyor ne de çalışıyor. Kentlerde her üç genç kadından biri işsiz. Kayıtdışı istihdam ise son bir yılda 483 bin artış göstermiş. Zira -rüzgar eken fırtına biçer-. Maliyeti milyarlarca harcama. Hallerine bakmadan: Kürtlerin geleceği ile ilgili ortak tavır şöyle:
“Ortadoğu’da kurulacak bir Kürt devleti emperyalizmin kucağına oturur. ABD’nin piyonu olur” vb. şeyler. Söyleyen kimler : Devletin kadim fedaisi MHP. Devletin yancısı CHP.
Yeterince Türkiyelileştiremedikleri HDP ve derin Meral Akşener. Kürtler gün yüzü görmesin diye seferler yapıp başkasının ülkesini korumak için savaştırılan asker, uçak, gemi masraflarını yoksul vatandaş ödeyecek. Ülke dışında ABD , Rusya, Suriye, İran, Irak’ı da aralarında yaşanan çelişkileri iyi değerlendirerek, zaman zaman tehditlerle, zaman zaman rüşvetlerle yanına çekmiş gibi görünse de aslında umutsuz bir savaşa girip intihar etmiştir
Zira borç yiyen kesesinden yer-. Bu kafayla daha çoook sefer yaparsınız !.
Boşuna dememişler… – Olacaksa ! Adamın düşmanı akıllı olsun….