Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Aytekin Yılmaz / Ölüler, Diriler, Hikmet Fidan, Tahir Elçi Üzerine

Aytekin Yılmaz, PKK nin ölü ve dirilere karşı tavrı, Hikmet Fidan ve Tahir Elçi olayındaki çifte standartını yazdı

Selim Çürükkaya / Aytekin Yılmaz aslen Ergani’lidir. PKK yi cezaevinden tanımış. Ama iyi tanımış. Cezaevinde PKK yi tanımakla tümü tanına bilir mi? Evet. Bilirsiniz doktora gittiğinizde bir şırınga kadar kanınızı verirsiniz. Doktor o şırıngadan bir damla kanınızı alır, tahlil eder. Neyiniz var neyiniz yok, her şeyinizi o bir damla kanda bulur. Aytekin Yılmaz’ın kitaplarını okudum. Makalelerini takip ediyorum. PKK’ nin psikolojisi, dağdaki ve Şam’daki sertliği dışında bütün özelliklerini kavramıştır. Bu iki yazısı da okumaya değer olduğundan yayınlıyorum:

Aytekin Yılmaz / “Sağlarını öldürüp ölülerini sevenler mahallesi…

Biraz araştıranlar göreceklerdir ki ölüleri en çok sevenler sol muhalif mahallelerdir. Kürtlere de PKK bulaştırdı ölü seviciliğini. İnsanlar hangi durumda ölülerini severler? Yaşayanların değersizleştirdiği mahallelerde oluyor bu ölü sevicilik. Sağlar değersizleştirildikçe, ölüler değerli oluyor. Hapishanede öğrenmiştim bu acı gerçeği. Yaşarken hiçbir değeri olmayan Kürt mahpus, örgüt için kendini yaktığında öldürdüğünde birden kahraman oluyordu. Bir dönem öyle bir hal aldı ki… herkes ölümü düşünür olmaya başlamıştı.Tahir Elçi’nin ölümüne ağlayanlar, bu konuda paylaşım yapanlar hapishane koğuşunu hatırlattılar bana. Tahir Elçi’nin ölümü ardından ilgiyi sevgiyi görenlerden kaçı, “Devlet beni de mi öldürse acaba..?” demiştir içten içe…Hapishane koğuşlarında aynen böyle düşünenler vardı. Kahraman ölüleri görünce, bir an evvel açlık grevinde, ya da bir barikat eyleminde ölsek diyen arkadaşlarımın sayısı az değildi.

Eski bir gerillanın anılarında okumuştum, dişsiz Mahmut adında 15 yıldır dağda olan biri varmış kendisine şöyle demiş, “Yıllardır şu dağlardayım hiç bir değerim yok, Eğer devlet beni öldürmese örgüt öldürecek, gidip bir an evvel çatışmada öleyim, hiç olmazsa kahraman oluruz” demiş ve bir ay içinde bir çatışmada öldürülmüş. Öldürülmüş öldürülmesine ama kahraman olamamış yine de…

O yüzden ölmek isterken iyi düşünün, sol mahallelerde her öleni kahraman yapmıyorlar…”

“Tahir Elçi ve Hikmet Fidan

İki gündür Tahir Elçi paylaşımlarına gözlerim yaşardı. Anlamaya çalıştım, belli ki sevenleri dostları çokmuş. Sonra 2005 yılında Diyarbakır’da PKK tarafından öldürülen Hikmet Fidan aklıma geldi. H. Fidan HADEP Genel Başkan yardımcısıydı. Muhalif olduğu için Diyarbakır’ın orta yerinde öldürüldü. Anlatılanlara bakılırsa ölü bedeni saatlerce yerde kalmış. Belediye’ye haber verilmesine rağmen, Osman Baydemir başkanlığındaki belediye cenazeyi kaldırmak için taşıt göndermemişti. Muhtemelen komiserlerden izin alamamıştır.

İşte böyle HDP bir gün iktidar olduğunda eğer öldürülecek olursanız, cenazenizi kaldıracak ne bir taşıt, ne de kimseler olmayacak yanınızda.”

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

two × five =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla