Ü. Aşkın / 30 Mart 1980 DersimDersim Mameki de, evimiz de musluğu açsan acı ve gözyaşı akar! Öyle anlar olur ki, anlamak istediğiniz her acının dilinizden dökülen kelimelerin eli ayağı tutmaz olur.
İfadenin gözü kör, cümlenin dili lal olur. Harfler zavallılaşır, kelimeler bu kadar dar olmaktan utanç duyarlar. Bir dilin bütün sözcüklerini bir araya toplasanız bile yetmez içinizdeki söylenmemiş sözlere.
O güzel yüreklerin içine dokunmak, anmak öyle kolay olmasa gerek….
Çıme mı kor biyene
Riyê sima nêdiyene
Verê koyê Muzur(i)bawey de Mezela ma jü biyene
Kata şêri se bikeri Sima xo vira nêkené
Sima re qutıne duri Sima zerre mezgemira nêwejine
Sıma mı vira nêsone….
Gözlerim kör olaydı, Sizin yüzünüzü asaletinizi görmüyeydim
Kutsal Munzur dağlarının önünde mezarımız bir olsaydı
Nere gitsem ne yapsam Sizleri unutamiyorum
Sizlerden çok uzak kaldım
Sizler (canım kardeşlerim) beynimin-aklımın ıçindeki düşünceden çıkmıyorsunuz
Yaşadığımız coğrafya, belalı coğrafya! herkes öldügü ile kalıyor…Cinayetler saklanılıyor, herkes kendi hanesindeki katilleri koruyor. Her örgüt ve parti öteki mahallenin cinayetlerini lanletleyip kendilerinin ne kadar demokrat, sosyalist, yurtsever olduklarını ıspat eden açıklamalar yapar.
Sahip olduğu kitlesini ikna etmeye çalışır. Devlet ise ne kadar demokrat hukuk devleti olduğunu, mahkemelerin, savcıların, polis teşkilatının gereken araştırmanın yaptığını yakında olayın açıklanacağını en sert şekilde cezalandırılacağını kendi basınında duyurur.
Her iki kesimin işledigi cinayetleri birbirlerine olan benzerliklerini yaşadıklarımızla biliyoruz… Tdkp örgütü merkez komitesi (Halkın kurtuluşu) Ankara’da bir toplantı yapar. Toplantıda Dersim bölgesinden gelen raporlar incelenir. Ve karar alınır 18 yaşındaki CELAL AŞKIN’ın öldürülme kararı alınır.
Celal Aşkın öldürülmeden önce örgütler arası catışma devam ediyor. İlk önce Aydın Gül, Halkın kurtuluşu tarafından bir tartışmada pertekli Metin Besler tarafından öldürülür. Bu olay o dönem örgütler arası sorgulanmadı. Sıradan basit bir olay olarak geçiştirildi…
Bu olay sorgulansaydı sonradan olacak ölümlerin önü kesilirdi. Aranma durumu olmayan Metin Besler neden silah taşıyordu? Neden silah taşıyarak propaganda, ajıtasyon çalışmalarına katılıyordu? Ardından sırasıyla Metin Turgut, Hasan Cakmak, Yusuf Dal, Ahmet Acar, Veli Gültekin, Adil Turan, Hasan Erkılıç, Hüseyin Sancar ve ismini sayamadığım onlarca insan katledildı.
Celal Aşkın 30 mart 1980 günü vurulduğunda 18 yaşındaydı…Celal Aşkın’ı vuranlardan biri hariç diğerleri yaşıyor. Ölüm kararını alan biri hariç digerleri yaşıyor… Ama yüzleşmiyorlar hala kimi bağımsız, kimi eski örgütünde devam ediyor…
Katil olan birinin abisi koyu bir Dersimci, özelikle Dersimin inancı ile çalışmalar yapar. Lakin, Katil olan kardeşini korur ve lanetlemez. Birgün olsun bu cinayetleri yapanları lanetlemez. Dersimci akademisyen diye geçinir.
Buna benzer birçok sol örgüte çalışmış lider kadrosundaki Dersimlilerin durumu da aynı, siz bakmayın Dersim davası diye slogan atanlara, onlarda hala geçmişi ile yüzleşmemişler. İş yüzleşmeye geldimi herkes yüzünü diger tarafa çeviriyor…( genel olarak söylüyorum) İnsan yaşamında iki önemli değer Vardır.Hakkaniyet-vijdan ve ilişkilerde güven dir.
Hakkaniyet-vijdan duygusu kaybolmuş bir insan zaman içinde yaşamının anlamını mutlaka kaybeder, ne ailesi ne mülkü, ne mevkisi hiçbir şey ona anlam ifade etmez hale gelir.
Aynı şey adalet ve vijdan duygusunu kaybetmiş bir toplum için de geçerlidir. Nitekim devrimci sosyalist hareketlerde vijdan ve adalet duygusunu kaybettiler. Herşeye parti ve örgüt çıkarlarıyla bakıyorlardı. Parti ve örgüt çıkarları heşeyin üstündeydi. Parti ve örgüt için herşey mubahtır düşüncesi geçerli akçe oldu.
Adımıza kurulmuş her sol illegal örgüt, parti işledigi cinayetleri yüzleşerek açıklasaydı, diz çöküp halktan özür dileyseydi, kimden olursa olsun, ayrım yapmadan lanetleyip cinayetleri yapanlara katil deseydi, Belki zaman içinde birşeyler degişirdi….Toplum zamanla birbirine güvenir, Anneler gözyaşı döküp ağlamazdı.İşte o zaman sol illegal siyasi örgüt, partiler siyasi vaadleri inandırıcı olurdu. Yaşadığımız topraklarda nice can yiğitler suçsuz, günahsız insanlar illegal sol örgütler, partiler tarafından toprak altı ve taş altı edildi. Demokrasiyi ve sosyalizmi ağzından düşürmeyen, illegal örgüt ve partiler geçmişiyle yüzleşip özeleştiri vermedi. Doğru söylüyenden ve sorguluyandan hoşlanmayan zalim devlet, adımıza kurulan sol illegal örgütlerin fabrika ayarları ile oynuyarak kendisine benzetti. Sol illegal örgütlerde, doğru söylüyenden ve sorguluyandan hoşlanmayan anti demokratik örgütler durumuna dönüştürüldü.Düşünün ki her iki tarafta insan öldürerek kahraman oluyorsunuz.
“ Ya Xızır ne kadar da birbirine benzerlikleri var” Bu nedenle yaşadıgımız sürece iki elimiz bunların yakasında olacak. Bu yapılan zulümü bunların yüzüne tükürerek sorguluyacağız.Kardeşim Celal ve büyügüm Delal-Saime Aşkın her zeman her an benimle birlikte yaşıyor. Onları çok seviyorum. Ben acılarımı kimseye anlatamadım…30 mart 2021