Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Demokratikleştirme Görevi ve Kürtler



Toplumsal hareketleri inceleyerek, hangi koşullarda değişikliklerin gerçekleşeceği ve toplumun geleceği ilmi olarak saptanır. Bu bilme Sosyoloji deniyor.


Demokratikleşme, bir partinin programı olabilir. Ama bu yığınların talebi olarak ortaya çıkmazsa gerçekleşecek şey değildir.

Osmanlıdan günümüz Arap baharına, Hongkong, Şili ve İran gibi toplumsal kalkışma sonucu iktidarları değişikliğe mecbur eden kuvvet toplumsal kakışmalardır. Toplum istemlerinin ardında durdukça elde edebilir.
TC toplumunda demokrasi için yığınsal bir talep var mı? Yahut yakın gelecekte ortaya çıkma ihtimali var mı?

TC’nin demokratikleşmesi yükünü öncelikle Kürtlerin sırtlaması için ileri sürülecek gerekçelerin haklılık payı ne kadardır? Demokratik olursa Kürtlere baskı azalacak, anadil yasağı olmayacak, katliam yapılmayacak mıdır? Dışarıdan müdahaleyle toplumdeğişir mi? (dökme suyla değirmen…)

Kürt toplumuna yaşatılmış en acı katliamlar demokrasi çerçevesinde uygulanmıştır. Üstelik bunlar, demokrasinin en temel göstergesi olan seçilmişlerin meclisi döneminde ve bu meclisin onayından geçen kanunlarla yapılmıştır! Avrupa’lı benzerleri gibi ülkede demokrasi hakimken sömürgede katliamlar uygulamıştır.
TC devleti, ‘Demokratik sistemler’ arasında sayılıyor. Üstelik demokrasinin beşiği görülen Avrupa tarafından ‘Orta Doğu’da Demokrasi ile yönetilen tek devlet’ unvanıyla taltif ediliyor!

Erdoğan’ın ‘Diktatör’ olması sistemin diktatörlük olduğu manasına gelmiyor. Diktatörlük yabancı halklara değil, özellikle kendi toplumuna baskı uygulayan bir sistemlerdir, ki halk tarafında şiddetle ret edilir. Bu devlet, ‘Türk’ saydığı toplumun refahını, menfaatlerini ve geleceğini korumakta ve bu amaçla toplumunun desteğini almaktadır. Mevcut bütün siyasi yapılar da sömürge (Kürdistan) söz konusu olduğunda Erdoğan’dan farkı düşünmüyor ve davranmıyorlar.

Ne diyelim, hepsi mi diktatör? Devleti yönetmeye aday siyasi partiler arasında -Kürdi kabul gören HDP dışında- o ‘diktatör’ün yaptıklarından daha iyi projeleri bulunan tek bir yapı neden bulunmuyor? İktidar, Kürtlere ne uyguluyorsa meclisteki partilerin desteğiyle yapmıyor mu? Kürtlere kadar genişlemiş bir demokrasiyi toplum ve siyasal oluşumlar neden talep etmiyor? Bu, biraz da meselenin demokrasi meselesi olmadığının göstergesi olmuyor mu?

TC toplumunda da Kürtler ve azınlıklar dışında demokrasi talep eden yoktur. Askeri darbeleri, savaşı alkışla, selamla karşılamak, ırkçı partileri ve baskıcı liderleri tercih, halkın demokrasi istemediğinin diğer bir göstergesi oluyor.


TC halkı, Kürtlerden yapılan kesintilerden beslendiğinin farkında ve Kürtler özgür olunca rızklarının azalacağını hissediyor. Bu nedenle de Kürtler özgür olmasın, demokrasi de eksik olsun, diye düşünüyor! Bu durum, aynı zamanda  toplumun sömürge olgusunu aydınlarından daha iyi gördüğünün göstergesidir. Eğer aydınlar sömürgeyi görüyor da dile getirmiyorlarsa, bu durum onlar adına daha da vahimdir. Çünkü zulmün suç ortağı oluyorlar, ki kuşkusuz öyledir!

Sonuç olarak sorun otokrasi ve demokrasi ile yönetilme sorunu değildir; sorun, sömürge sorunudur. Bu anlamda da sorun, sömürgeci devlet ile sömürge ulus sorunudur.
Devletin niteliğinin değişmesi de devletin sömürgeden azat olmasına bağlıdır.

Sömürge üzerindeki baskı, merkezdeki yığınlara yönelmeden, demokrasi toplumsal talep olarak öne çıkmaz.
Çünkü demokrasi ihtiyaç duyulduğunda arzu edilen bir şeydir!

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

twenty + nine =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla