Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Enfal’ın Hikayesi

Irak’taki Enfal katliamı sırasında toplu mezardan çıkarak kurtulan Teymür Ahmed: Kalbim o gün annem ve kızkardeÅŸlerimle öldü

Ahmed’in köyü 1988 yılında Saddam Hüseyin güçleri tarafından basıldı, Teymür Ahmed komÅŸuları, annesi ve kızkardeÅŸleriyle birlikte kurÅŸuna dizilerek toplu mezara atıldı ama oradan sürünerek canlı çıkmayı baÅŸardı

Irak'taki Enfal katliamı sırasında toplu mezardan çıkarak kurtulan Teymür Ahmed: Kalbim o gün annem ve kızkardeşlerimle öldü

Uyarı: Bu haberde toplu mezarların açık ve sarsıcı görüntülerine yer veriliyor


“Korkunç duygular yaÅŸadım. Annemi öldürmelerini seyrettim. Elimden hiç bir ÅŸey gelmedi. Onu koruyamadım. Savunamadım. Sonra iki kız kardeÅŸimin öldürülüşünü izledim.”

“Sadece annem ve kızkardeÅŸlerim de deÄŸil, bütün akrabalarımı öldürdüler.”

Öldürülenlerin tek suçu Saddam Hüseyin Irak’ında yaÅŸayan Kürtler olmaktı.

Teymür Abdullah Ahmed 1988 yılının Mayıs ayında 12 yaşındayken yaşadığı o günün bütün ayrıntılarını hatırlıyor. Ölümden kurtulmuş olabileceğini ama manevi olarak kurtulamadığını anlatıyor.

“Öldüm. Kalbim de annem ve kızkardeÅŸlerimle birlikte o gün o mezarda öldü” diyor.

Açılan ateş ile kolundan ve sırtından vurulan Teymür Ahmed karanlık çöktüğünde sürünerek çukurdan çıkmayı başarmış, mucizevi bir şekilde sağ kalmış.

Irak’ta 1988 yılında yürütülen Enfal kampanyası sırasında Saddam Hüseyin güçlerinin binlerce Kürt sivili kurÅŸuna dizerek toplu mezarlara attığı belgelendi

Teymür Ahmed, o günü, oradan saÄŸ çıkışının inanılmaz öyküsünü ve adalet arayışını BBC’ye anlattı.

“Bir merminin annemin başına isabet ettiÄŸini gördüm, vurulmanın etkisiyle başörtüsü açıldı. Bir baÅŸka mermi kızkardeÅŸimin yanağını delip başının diÄŸer yanından çıktı. DiÄŸer kızkardeÅŸim kolundan vuruldu ve oluk gibi kan aktığını gördüm.”

Åžu anda 43 yaşına gelen Teymür Ahmed “Normal bir insan gibi yaÅŸayamıyorum. O günü her hatırladığımda yeniden ölüyorum” diyor.

‘Bütün dünya görmeli’

Haziran ayında Iraklı yetkililer Ahmed’in annesi, kardeÅŸleri ve akrabalarının gömülü olduÄŸunu düşündüğü alanda kazı baÅŸlattı.

Mezarda bulunan cenazelerin Kürdistan bölgesinde yeniden toprağa verilmesi planlanıyor.

Fakat Ahmed, kazıyla ilgili bilgi verilmediğini söylüyor bu işlemlerin bir gizlilik içinde yürütülmesine öfkeyle tepki gösteriyor.

Açılan üç toplu mezarda hepsi birbirinin akrabası olan 100’den fazla insanın kalıntılarına ulaşıldı

Teymür Ahmed, “Bütün dünyanın halkımıza yapılanları görmesini istiyorum. Kameralar, vurulmadan önce annelerine sarılmış masum çocukların cesetlerine odaklanmalı” diyor.

Katliamlar ve zulümle ilgili farkındalık olmamasından şikayet ediyor ve uluslararası tepkilerin çok zayıf olduğunu düşünüyor.

Ahmed ÅŸu anda ABD’de yaşıyor. Fakat toplu mezarların açıldığını arkadaÅŸlarından duyar duymaz Irak’a dönmüş. Åžimdi annesi, kızkardeÅŸleri ve yakın akrabalarının gömülü olduÄŸunu düşündüğü mezarın açılmasını engellemeye çalışıyor.

Katliamlar hakkında bilinenler

Son on yıl içinde Irak’ın çeÅŸitli bölgelerinde Kürtlerin gömülü olduÄŸu bir çok toplu mezar bulundu.

Irak hükümeti ÅŸu ana kadar 70 toplu mezar bulunduÄŸunu ve bunlardan 17’sinin açıldığını bildiriyor.

Ahmed bu Bedevi ailenin kendisini kurtarmak için hayatlarını tehlikeye attıklarını anlatıyor

Sekiz yıl süren İran-Irak savaşının sonlarına doğru Saddam Hüseyin ülkenin kuzeyinde yaşayan Kürtlere karşı Enfal adını verdiği kanlı bir harekata girişmişti.

Harekatın amacı, savaÅŸ sırasında bir kısmı İran ile iÅŸbirliÄŸi yapan Kürtleri “cezalandırmak” ve Kürtlerin daha geniÅŸ özerklik ya da bağımsızlık özlemlerini bastırmaktı.

ABD merkezli İnsan Hakları izleme örgütü Human Rights Watch’a göre bu dönemde yürütülen ve kimyasal silahların da kullanıldığı sistemli “etnik temizlik” harekatında 100 bin civarında Kürt öldürüldü.

Kürt kaynakları ise o dönem öldürülenlerin sayısını 182 bin olarak veriyor.

Köyün boşaltılması: Kampa gideceksiniz denildi

Ahmed 1988’de Saddam Hüseyin’e baÄŸlı güçlerin bir harekat baÅŸlattığı haberi geldiÄŸinde köyünde nasıl bir korku havası estiÄŸini net bir ÅŸekilde hatırlıyor.

Toplu mezarlar Iraklı adli tıp uzmanları nezaretinde açılıyor

“Kuzeydeki köyler birer birer kuÅŸatılıyordu.”

Teymür Ahmed köyünde yaşayan hemen herkesin tarımla uğraştığını ve hepsinin bir şekilde akraba olduğunu hatırlıyor.

Kulajo köyü aslında kuÅŸ uçmaz kervan geçmez bir bölgede daÄŸların arasında kurulmuÅŸtu. Ahmed “Yerini bilmeyen birinin köyü bulması çok zordu” diyor.

Fakat Saddam Hüseyin yönetimiyle işbirliği yapan Kürtler de vardı.

Teymür mezarların açılışından haberdar edilmediğini söylüyor

İşte böyle bir kaç kişi Irak ordusuna köyün yerini göstermişti.

Irak askerleri 1988’in Nisan ayında köye gelerek herkese köyü terketmelerini emrettiler.

“Halkın yaÅŸaması için bir kamp hazırladıklarını, oraya gidince rahatça her ihtiyacımızın karşılanacağını söylediler.”

İnsanlar askeri araçlara dolduruldu. Ahmed’in ailesi de konvoyu kendi traktörleriyle izliyordu.

Erkekleri ayırdılar

Köylüler yine kuzeyde Topzawa’daki bir askeri üsse götürüldüler. Burada erkekler ayrıldı, gözleri baÄŸlanarak uzaklaÅŸtırıldılar. Teymür Ahmed babasını en son o gün gördü.

Götürüldükleri askeri üste erkekler ile kadınlar ve çocuklar ayrıldı, Teymür’ün babasının da aralarında olduÄŸu erkekler gözleri baÄŸlanarak götürüldü

Teymür, kızkardeşleri ve bir çok başka çocuk kadınlarla birlikte bir ay kadar kampta tutuldular.

Sıcak bir Mayıs günü, bütün kadınlar ve çocuklar her tarafı kapalı askeri kamyonlara bindirilerek saatlerce güneyde bilinmeyen bir yere götürüldüler.

“Kamyonun içi çok sıcaktı. İki kız çocuÄŸu sıcak ve yorgunluktan yolda öldüler” diyor Teymür Ahmed.

Kamyonlar sonunda ıssız bir yerde duruyor ve yolculara biraz su veriliyor.

Teymür Ahmed Topzawa askeri üssünde koşulların çok kötü olduğunu anlatıyor

“Verdikleri suda kimyasal bir madde vardı, hepimiz uyuÅŸtuk. Gözlerimizi baÄŸladılar, kollarımızı baÄŸladılar ve bizi yine kamyona bindirdiler.”

Teymür Ahmed o ara bir fırsatını bulup gözünü açmayı ve ellerini çözmeyi başarıyor.

KurÅŸuna dizildiler

Yaklaşık beş dakika sonra kamyonlar yine duruyor.

Teymur Ahmed körfez savaşının sonuna kadar kendisini saklayan Bedevi aileyle yaşamış

Kamyonların kapıları açıldığında Teymür, buldozerlerle yanyana açılmış üç büyük çukur gördüğünü anlatıyor.

“İki Irak askeri gördüm. Ellerinde KaleÅŸnikof silahlarla çukurların başında bekliyorlardı.”

Kadınlar ve aralarında bir aylık bir bebeğin bile olduğu çocuklar kamyonlardan indirilerek çukurlara itiliyor.

“Askerler bir anda üzerimize ateÅŸ açtı. DoÄŸumu yaklaÅŸan hamile bir kadını vurdular, karnı parçalandı.”

Teymur Ahmed köyünden katliamdan kurtulan tek kişi

Ahmed kolundan vurulmuÅŸ.

“Ölü taklidi yaptım. KurÅŸunlar kafamın, omuzlarımız bacaklarımın yanından geçiyordu. Yer sarsılıyordu. Heryer kan olmuÅŸtu.”

Ahmet o gün sırtından da iki kurşun aldı. Ölmeyi bekliyordu.

Nasıl kaçtı?

Ahmed kızkardeşlerinden birinin de yandaki çukurda öldürüldüğünü düşünüyor.

Exhumation work taking place in one of the pits

“O sırada 12 yaşındaydım. KızkardeÅŸlerimden biri 10 diÄŸerleri de muhtemelen 8 ve 6 yaÅŸlarındaydı.”

Silah sesleri hava karardığında susmuş ve askerler gitmiş. Ahmet sürünerek çukurdan çıktığını anlatıyor.

Yarı yürüyerek, yarı sürünerek çölde ilerlemiş. Ta ki bir Bedevi çadırına rastlayana kadar.

“Beni hastaneye götürmek tehlikeli olduÄŸundan köyün ÅŸifacısına götürdüler, onun ilaçlarıyla yaralarım iyileÅŸti” diyor.

Bedevi aile bir Kürt çocuğunu saklamanın ne kadar tehlikeli olduğunu bildikleri halde ona bakmayı sürdürmüş.

“Akrabalarımdan birinin Irak ordusunda asker olduÄŸunu biliyordum. Onunla iliÅŸki kurdum ve üç yıl sonra Kürt bölgesine dönebildim”diye sürdürüyor.

Mücadele

Fakat 1991 yılında Kürt bölgesine geçtiÄŸinde, Teymür Ahmed’in hikayesi hızla yayılıyor.

Saddam Hüseyin Enfal harekatı sırasında Kürt sivillere karşı kimyasal silah kullandı

“KurtulduÄŸum duyulunca Iraklı yetkililer ve Kürt iÅŸbirlikçileri peÅŸime düştü.”

15 yaşına gelen Ahmed bu sefer “kaçak” durumuna düşüyor ve saklandığı evleri sık sık deÄŸiÅŸtirerek zaman zaman yanıp yıkılmış köylerin harabelerinde kalarak yaÅŸamını sürdürüyor.

“BoÅŸaltılan Kürt köylerinde tek başıma yaşıyordum. YiyeceÄŸim yoktu. Bazen yaprak yemek zorunda kalıyordum” diyor.

Fakat bir süre sonra durum biraz düzeliyor ve ABD’ye iltica talebi kabul ediliyor.

1996’da gittiÄŸi ABD’de oto yedek parçacılığı iÅŸi kuruyor ve halen bu iÅŸi sürdürüyor.

Mezarlar nasıl bulundu?

2009 yılında Irak’a geri dönen Teymür, annesi ve kızkardeÅŸlerinin nereye gömüldüğünü bulmak istiyor.

BaÄŸdat’ın 280 kilometre güneyinde Semawa bölgesine giderek, kendisini koruyan ve bakan Bedevi aileyi buluyor.

Ahmed bu Bedevi ailenin kendisini kurtarmak için hayatlarını tehlikeye attıklarını anlatıyor

“Onlara beni buldukları zaman çadırlarının kurulu olduÄŸu yeri sordum. Beni oraya götürdüklerinde, sezgilerimle mezarlara giden yolu bulmayı baÅŸardım.”

“Mezarların yerini gördüğümde titremeye baÅŸladım. Gözümden yaÅŸlar döküldü.”

“Allahın beni bu sebeple hayatta tuttuÄŸunu hissettim. Allah bana büyük bir görev yüklemiÅŸti ve bu görev artık kendileri konuÅŸamayan bu masum insanlar adına konuÅŸmaktı.”

Teymür Ahmed bu duygularla Irak hükümet yetkilileriyle temasa geçiyor ve mezarlarla ilgili alınacak kararlardan haberdar edilmeyi istiyor.

“Annemle kızkardeÅŸlerimin bir fotoÄŸrafı bile yok elimde. Orada olup hangisi annem, kızkardeÅŸlerim hangisi bulup, onlardan kalanların fotoÄŸrafını çekmek istiyordum.”

Fakat Irak yetkilileri Ahmed’e haber verilmeden mezarları açma iÅŸlemlerini baÅŸlatmış.

Iraklı yetkililer: Herkesin yakınlarına haber vermek zor

Ahmed’in yakınlarının da gömülü olduÄŸunu düşündüğü toplu mezarlardan 170’den fazla insanın kalıntısı çıkarıldı.

Yetkililer kişisel eşyaların kimlik tespitinde önemli olduğunu söylüyor

Iraklı yetkililer yakınlarla temasa geçme konusunda sorumluluğun Kürdisten bölgesi yönetimine ait olduğunu söylüyor.

Kürdistan Bölgesel Hükümeti sözcülerinden Fawd Osman Taha ise “Öldürülen her kiÅŸinin yakınlarıyla temasa geçmemiÅŸ çok zor. Teymur ABD’de yaşıyor. Biz burada olanlara odaklanıyoruz” diye konuÅŸtu.

“Yakınlara haber verebilmek için önce çıkarılan cesetlerin incelenmesi gerekiyor. Kimliklerinin tespit edilebilmesi için elbiselerine, üzerlerindeki kimlik belgelerine, eÅŸyalara bakıyoruz.”

Taha, en son çare olarak cesetlerden alınan DNA örneklerinin incelenmeye gönderildiğini anlatıyor.

“Aileleri tespit ettikten sonra onlara cenazelerini almaları ve evlerine köylerine götürerek özel birer törenle topraÄŸa vermeleri için yardımcı oluyoruz”

“Öldürülenler için adalet istiyoruz. Fakat hükümetimizin iÅŸi savaÅŸ suçlularını bulmak deÄŸil. Kanıtları topluyor ve bu katliamın sorumlularını yargılamakla yükümlü özel mahkemeye yolluyoruz.”

Adalet mümkün mü?

Teymür Ahmed Irak’a gider gitmez yetkililerden kazıyı durdurmalarını istemiÅŸ.

Ali Hassan al-Majid better known as chemical Ali

“Burada kalıp mezarı koruyacağım” diyor.

Ahmed toplu mezarları bulan kişi olma hevesiyle hareket eden yerel politikacıların duyarsızlığından yakınıyor.

“Kürtlere yönelik soykırımın kabul edilmesi lazım. Bunun sorumlularını adalet önüne çıkarmamız gerekiyor” diyor.

Kaynak: Kurdistan24

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

six + 13 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla