Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Eski mantığın yeni tiyatrosu

Baki Karer / YENİ DEVRANIN YENİ TİYATROSU

Eski mantığın yeni tiyatrosu.

Yukarıdaki 1. fotoğraf bir tiyatro salonundan çekilmiş.

2.fotoğraf ise, bilindiği üzere Kandilden çekilmiş.

2.fotoğraf 1. fotoğrafın perde arkasını yansıtıyor. Salonda çekilmiş fotoğrafa bakılırsa, aynı tiyatroda iki ayrı sahne kurulmuş ama her bir sahnede aynı oyun sergileniyor.

Her iki sahne de aynı mesajı vermenin gayreti içinde. Oyun öyle çok önceden çalışmayı gerektiren, emek içeren bir oyun değil.

Replikleri üst sahnede sandalyeye oturtulmuş biri okuyor, alt sahnede yerini almış olan “oyuncular” okunanı tekrarlıyor; tekrarlamakla görevlendirilmiş olanlarda doğal olarak heyecan yok.

Kendilerine tekrarlamak için dikte edilen bir cümleden sonra hangi cümlenin veya kelimenin geleceğini bilmemezliğin verdiği rahatsızlık herkesin yüz hattına yansımış.

Verilen görevi başarıyla yerine getirip getirmediklerini bilmemezliğin verdiği dingildeki duruşları ve de kuşkulu bakışları dikkatten kaçmıyor.

Tiyatronun ön sırasına özel dizilmişler, yani dizayn edilmişler.
Görünürde olan bu ekibin hiç bir önemi yok. Önemli olan bunları ön plana itekleyen güçlerdir, yani arkalarında duranlar, destekleyenlerdir.

Perde arkası güçler 90’lı yılları farklı bir düzlemde geri getirmek istiyor. 90’lı yılları kısaca özetlersek içinde bulunduğumuz dönemde neler yapılmak istendiğini de anlarız:

90’lı yıllar karanlık güçlerin piyonu Pkk’nin kadın, çocuk, ihtiyar, genç demeden katliamlar yaptığı yıllardı.

Aydınlara, farklı siyasal hareketlerin kadrolarına, kendinden ayrılanlara karşı akılalmaz cinayetler işlediği yıllardı.

Üstelik işledikleri bu cinayetlerle övünç duyduklarını hiç de gizlemediler, hatta ‘“Çok kan dökülmesi gerekiyor(…)milyonlarca insanın ölümü hiçbir şey değildir.

Botan suyundan daha fazla kan akmalı, her dağda, her ağacın altında, her taş kovuğunda şehitler vermeliyiz” (Serxewebûn, sayı 42, s. 6) diyecek kadar pervasızlaştılar.

Giderek en faşizan yöntemlerle beyin yıkayıcılığı yaparak müritlerine anne ve babalarını dahi katlettirdiler; “PKK mensupları içinde anasını, babasını ve öz yakınlarını vuranların olduğu doğrudur.” (Serxewebûn, s, 50) yönlü propagandalar yaparak tüm toplumu tehdit ettiler.

Bunların sonucunda onbinlerce köy yaşanmaz hale getirildi, milyonlarca Kürt Batı kentlerinin kenar mahallelerine göç ettirildi. Demografik yapı tahrip edilerek asimilasyon yaygınlaştırıldı.

Bırakalım doksanlı yılları, daha dün denilecek bir zamanda Pkk/Hdp eliyle Diyarbakır’da bir günde 56 kişi katledildi; katledilenlerin bir çoğu çocuktu.
Özellikle 90’lı yıllarda kurdukları etkinliğin bu günlerde elden gitmeye başladığını görünce, yeni taktiklere başvurmaya başladılar.

Güç kaybetmemek için, kendilerine karşı çıkan herkesi bu sefer ‘Barış, demokrasi ve kardeşlik’ adına susturmanın gayreti içine girmişlerdir. 90’lı yılların vitrininde yer alanlar yeterince deşifre ve dejenere olduklarından, yeni dekorasyon modellerini öne sürmekteler.

Pkk/Hdp’nin modelliğini yapanlar, Diyarbakır’da çocuklar katledilirken neredeydiler? Onbir aylık Bedirhan bebek, Bingölde hamile kadınlar bombalarla yok edilirken bu baylar ve bayanlar ‘Barış’ adına neler yapıyorlardı? Bunların barış ve demokrasi çığırtıları Kürdün yok edilmesi üzerine kuruludur. Kabul etmek zorundalar artık, devran değişti; yeni devranda onlara yer olmayacak.
27.01.2020
Baki Karer

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

thirteen − one =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla