Gerilla Savaşı ve İHA
Sömürgelerin Ulusal Kurtuluş Mücadelelerinde stratejik gerilla savaşı dönemi kapanıyor mu?
Gerilla savaşları bir bakıma kalleşlik savaşlarıdır.
Kaçak dövüşme, uykuda ve arkadan vurma, zor karşısında kaçma, zayıf noktalardan vurma sanatı…
Sömürgeci güçlü devletlerin ordularını bu cılız vuruşların kısa sürede alt etmeleri mümkün değildi. Dolaysıyla savaş zamana yayılırdı. Savaş süresi içinde beklenmedik darbelerle yıpranan, morali bozulan, (gerilla ile mücadelede onları yenme) ümidi tükenen güçlü ordular sonunda pes ederdi.
Öncesi olmakla birlikte Kürt Ulusal Hareketi modern gerilla mücadelesine PKK ile başladı denebilir.
45 yıl süren mücadelede PKK’nin asıl amacının ulusal kurtuluş olmadığı, aksine duvara toslatmak için sömürgeciler tarafından yönlendirildiği anlaşıldı. Hedef özgürlük mücadelesi olsaydı yakalanan her fırsatla en azından Kürdistan toplumuna bazı haklar sağlanabilirdi. Oysa PKK, Kürdistan’ın diğer parçalardan harekete katılmış ve Kürtçeden başka dil bilmeyen Kürtleri dahi devlet dili öğreterek TC lehine asimle edici bir rol oynamıştır. Ama konumuz bu değil.
İnternet çağı, sömürgecilerin savunma sanayinde önemli boyutlarda modernleşmeye imkanı sağladı. İnsansız Hava Araçları denen Dronelarla uzun mesafelere ulaşmak mümkün oldu. Mükemmel gece görüşü ve uçaklarla kıyaslandığında neredeyse kuş sessizliğinde ilerleyen bu araçları fark etmek oldukça zor. Böylece gerilla savaşında korunma neredeyse imkansız hale gelmiş oldu.
Son zamanlarda bu araçlarla arazide yer değiştiren gerillaları tespit etmek ve avlamak oldukça kolaylaşmıştır. Suriye sahasında süren açık savaşı saymazsak son gerilla kayıpları büyük oranda İHA saldırıları sonucu gerçekleşmiştir.
İnternet ortamında İHA bulmak gerilla için de hiç zor olmamakla birlikte bunları kullanma tekniği açısından yerleşik ordu kadroları kadar eğitilebildiği ve yetiştirildiği söylenemez.
Bu koşullarda ulusal kurtuluş savaşlarında silahlı mücadelenin sonu mu gelmiştir?
Sonu geldiği söylenemez ama eski etkisi kalmadığı söylenebilir.
Silahlı mücadeleler, teknik gelişmelerin yarattığı olanaklar dışında, zaten artık dünya halklarını bıktırmış durumdadır. İnsanlar, dünyanın uzak bir bölgesinde süren gerilla savaşlarına artık eskisi gibi ilgi göstermemekte ve sempati beslememektedirler. Bu bile başlı başına metot değiştirmenin zamanı geldiğini göstermeye yetiyor.
Ne yapılabilir?
Bu satırların yazarına göre silah bırakılmasa bile saha dışına çekilerek caydırıcı role alınmalıdır. Sivil siyaset, toplum sivil kuruluşlarıyla mücadele öne çıkarılmalıdır. Sivil siyasi mücadele sömürgeciliğin elindeki ‘Terörle Mücadele’ silahını almaya yeterlidir. Dünya, TC devletinin bu argümanın arkasına sığındığını ve karşıda, sivil halkı fazla gözetmeyen silahlı guruplar gördüğünden, TC devletinin düzeni koruyucu maskesini ciddiye alma gereği duyuyor.
Silahlı gurupların bulunmadığı durumda devletin karşısındaki sadece sivil halk kalır.
Dolayısıyla Kürdistan ve üzerinde yaşayan ulusa yapılan zulüm görünür hale gelir.
Sömürgecilerin topluma karşı şiddete olanakları bulunduğu halde, katliam boyutunda kullanmaları zora girer.
Sivil halka karşı kullanılan devlet şiddeti bütün dünyada tepki toplar çünkü!..