Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

İnsan Neden Faşizme Meyleder?


Dünyayı iki defa kana bulamış olmasına rağmen, toplumun ırkçı ideolojilere tekrar kredi açmasının nedeni nedir? Ne cazibesi var, toplumlar neden faşizme (sağa) yönelir?

Bence toplumun ırkçılığa yönelmesinde devletin kutsanması yatıyor. Sorunlar yaşadığı devleti yüceltmek sıradan bireylerin hevesle yapacağı şey değildir.


Kutsama fikri elitler’in icadıdır! Liderler devralır ve şahıslar (Hitler, Atatürk, Erdoğan/Trump vb.) üzerinden toplumun devletle bütünleşmesi sağlanır. Soyların üstünlüğü cilasıyla (ırkçılıkla) dünyanın başına bela ederler.
Kısaca süreç budur.

Devlet kutsanacak şey midir?

İnsanlık tarihinde devlet yaklaşık 5000/6000 yıldır var. İnsanlık ise 2 Milyon yıldan fazladır mevcut ve uzun yıllar devletsiz, sınıfsız, yöneticisiz ve iş bölümü olmaksızın yaşandı.
Üretimin çeşitlenmesinin iş bölümünü ortaya çıkarması, sınıfların ve yönetenlerin oluşmasına yol açtı. Bu olgu klan içinde kavgaların başlamasına sebep oldu. Çünkü yönetenler, dönemin üretim aracı olan (ok, mızrak, balta kısaca) silahları ele geçirmeye ve ürünlere zorla el koymaya başlamışlardı. Bu kavgaları yatıştırmak içi sözleşmelerdolayısıyla sözleşmelerin uygulanmasını denetleyen devlet (yönetenler için anayasa, demokrasi ve kanunlar) ortaya çıktı. Demokrasi egemenlerin haklarını korumak üzere hizmete girdi.
(Demokrasi denince azınlıkların haklarının gözardı edilmesinin toplum tarafından yadırganmamasını anımsayın. Mesela Kürtlere yapılan zulmün olağan karşılanması gibi!)

Antik Yunanistan’da da demokrasi üzerine ilk teoriler ileri sürülürken, dikkate alınan kesim sadece özgür yurttaşlardır. (Eski Yunan ve Roma’da egemenler çoğunlukla aynı zamanda askeri yetkilidirler.)  Silahsızlandırılanların, yani üreticilerin, kölelerin, esirlerin, kadınların hakları söz konusu dahi edilmemiştir.
Sonuç olarak, Platon’dan günümüze devletin ortak tanımı, “toplumu bir arada tutup yönetmeyi sağlayan aygıt” olmuştur.

Yazı uzamasın diye detaylarına girmiyorum, bu aygıtın nasıl olması konusunda elitler esas olarak ikiye bölünmüştür.

Yöneten güçlerinel konulmuş emekle (günümüzde vergilerle) konfor içinde yaşama hakkı bulunduğunu savunan kalabalık bir kesim, ki maskesi ne olursa olsun, işlevsel olarak SAĞ diye bilinen düşün ve kalem erbaplarından oluşur. Bunlar, toplumu sömürmeyi kafa emeği şeklinde bir hak olarak sunar, mubah, zorunlu görür ve gösterirler.
Dolayısıyla devleti de ezeli ve ebedi ve dolayısıyla tanrısal olarak sunarlar. Çünkü tanrısal olan (kutsanana) itaat ve vergilere rıza gösterme kolaylığı sağlar!
Dinlerin, devleti ele geçirme hırsı, sömürü yetkisini ele geçirme ısrarından ibarettir! Sömürü söz konusu olmasaydı hiçbir din devlet olmaya çalışmazdı. İnançsal gerekçeler, dinler tarihi boyunca sömürme hırsını gizleyen bir örtüden ibaret kalmıştır!

Bir azınlık ise, çalışanlardan yana tutum alır, ki bunlar SOL elitlerdir. Toplumun yöneticilere ihtiyacı olmadığını, dolayısıyla asalak yaşayan asker ve sivil erkana da gerek olmadığını savunurlar.
Devletin belli bir zaman diliminde ortaya çıktığını ve günün birinde tekrar yok olacağını, mevcut devletin kutsal olmadığını ve toplumun hizmeti için kullanılması gerektiğini savunurlar.

Eğer devlet kutsanmasa ne olur?
İlkin toplum gözünü açar ve devlet benden neden vergi adında para toplar, diye sorgular! Bu toplanan para neye ve nereye harcanıyor? Memur, üretmediğine göre ne ile besleniyor? Benden alınanlarla geçiniyorsa, nasıl olur da bana kötü davranabiliyor? Ordu mensubu benim paramla geçiniyorsa neden beni değil de işvereni tutuyor?
Sorular çoğalır ve yönetenlerden hesap sorulmaya başlanır, dolayısıyla toplumu kandırmak, kazıklamak, ezmek ve yönetmek öyle kolay olmayacaktır.

Elitler, fetişleşmiş (kutsal) bir devlet sunarak toplumun itaatini sağlarlar. İslam dininde bu, “sizden olan yöneticilere itaat edin” biçiminde formüle edilmiştir.
Mükafat olarak da yöneten sınıflardan kolay ve üstte yaşama imtiyazları edinirler. İktidarın bir tarafında kilise veya Şeyhülislamın durmasının nedeni de bu menfaattir.
TV kanallarına uzman diye çıkarılan sağ ve sol elitler, cilacı sanatçılar bunlardan mamuldür ve beleş yaşadıklarına şüphe yoktur!

Devletle bütünleşen toplumların yolu, döner dolaşır yeniden hem ırkçılığa hem de faşizme varır.
Devleti eleştirebilen halklarda demokrasi; eleştirmeyip kutsayan toplumlarda diktatörlerin egemen olmasının sırrı buradadır.
Bu durumun suçu da mükafatı da toplumu yönlendiren elitlere aittir.

Hasan Dere

04.11.2020

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

ten − five =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla