Yıllardır uygar dünyanın gözü önünde , Suriyede bir iç savaş yaşanıyor.
Her ne kadar iç savaş olsa da aslında bir dünya savaşı dense yeridir; çünkü dünyanın belli başlı pek çok devletin sadece gözü kulağı değil, eli de bu küçücük ülkede.
Her Devlet hak, eşitlik, özgürlük ve demokrasi için Suriyedeki varlık sebeplerini açıklıyor ve şiddetin tırmandırılmasına onay veriyor. Tarihin hiçbir döneminde muktedir olanların çok yüzlülüğü bu kadar net ortaya çıkmamıştı. Bu zaman zarfında milyonlarca insan canından, malından ve onurundan oldu. Katı ve keskin bir kutuplaşma farklı topluluklar arasında gelişti. Ne rejim Muhalif Araplar af eder ne Cihatçı Araplar Nusayrilerle yeniden aynı çatı altında kalır, ne de Kürtler hiçbir şey olmamış gibi eski konumda varlıklarını devam ettirirler.
Suriyede İŞ_İT’in yayılmasıyla birlikte bu alanda hakim olan devletlerin farklı konumları olsa da hep bir ağızdan YPG, PYD’yi öne çıkarmış, maddi manevi her türlü desteÄŸi sunmuÅŸ, devlet olarak en üst düzeyde kabul etmiÅŸ ve resmi temsilcilikler baÄŸlamında Kürtler adına YPG, PYD’nin faaliyetlerine onay vermiÅŸ ve desteklemiÅŸlerdir. Hal böyleyken ne oldu da cihatçı örgütlerden devÅŸirilen , yeÅŸil sermayenin beslediÄŸi, rejimin hain ilan ettiÄŸi, dünyanın reddettiÄŸi gruplar birden Suriye Milli Ordusu oldu, Kürtleri öve öve, yere göğe sığdırmayan ABD, Rusya ve Batı ülkeleri Türkiyeye yol verdiler. Bir yıkıma göz yumdular?
Suriye iç savaşı bitmenin eÅŸiÄŸinde, yıllardır telafuz edilen Kürt koridoru bu son saldırıyla aslında sınırda Sünni Arap çemberine doÄŸru evriliyor ve yeniden inÅŸa edilmek istenen sistemin de önemli bir basamağını oluÅŸturuyor. Hiçbir güç kuvvet eski Suriye’yi yeniden bir araya getiremez, böyle bir dayatma iç savaşın yıllara deÄŸil asırlara yayılması anlamına geliyor.
Türkiyenin kararlı bir şekilde Kürt Bölgelerine yönelmesinin temelinde Sünni bloktan aldığı güç ve bu gücün pek çok ülkenin çıkarlarıyla örtüşmesi ve Suriyede yeni bir anayasanın hazırlığı, bu bağlamda Federal bir sistemin ilk ayağı Kürt Koridorunun Sünni, Cihatçı Arap çemberine dönüştürme çabasının yoğunluk kazandığını söylemek olası. Kürtler bu süreci doğru ve gerçekçi okumak zorundalar. Hamasi söylemler sadece acı ve gözyaşı getirir.Örgütsel değil ulusal çıkarlar öne çıkmalı.
Suriye iç savaşıyla birlikte, Ortadoğu coğrafyasında Kürtlerin yaşadığı sorunlar, uluslararası bir sorun haline gelerek , pek çok resmi toplantını asıl gündemi haline gelmiştir. Bögede hakim olan ırkçı, dinci, mezhepçi anlayışa mukabil Kürtlerin seküler ve daha demokrat tutumları öne çıkmış, bu da dış dünyanın ilgisini ve saygısını kazanmıştır.
Son yılların, çok önemli gazete dergi ve siyasi tartışmaların odağında yine Kürtler yer almış , Kürtlerin dahil edilmediği hiçbir projenin gerçek anlamda yaşama geçmediği tecrübeyle sabitlenmiştir. Ve olası Federal bir sistemde Kürtlerin yerini, yurdunu, bağ bahçe ve zeytinlerini Araplara devretme, sınır bölgelerini, Araplaştırma çok da kolay değil.
Suriye iç savaşı, Barış Pınarı olarak adlandırılan savaÅŸ süreciyle son bulmaz, yapılan anlaÅŸma, uzlaÅŸma, açık gizli pazarlıklar uzun vadeli ve kalıcı deÄŸil. “Gizli pazar, dostluk bozar.” derler.