Türk Tarih Kurumu Başkanı: Biz Anadoluya Geldiğimizde Kürtler Vardı
Veng Ma/ 90 Yıldır Kürtlerin varlığını inkar eden Türkler, nihayet dile geliyorlar ve Kürtlerin var olduğunu söylüyor. Türkleri profesörleri bile Kürtler hakkında bir ilk okul çocuğu kadar bilgi sahibi değiller. Türk tarih Kurumu başkanı Kürtlerin Andolu’da Türklerden eski olduğunu yumurtlamış, bazı Türk büyükleri de Kürt olduklarını dile getirmiş, umarız ki bu işte bir hayır vardır diyerek haberleri veriyoruz:
“Bugün gazetesinden Seda Şimşek’e konuşan Metin Hülagü Kürtlerle ilgili, “Anadoluya geldiğimizde Kürtler bu coğrafyada vardı, dışlamanın anlamı yok” ifadelerini kullandı. Bazı şeyleri dün görmemiş, görmezlikten gelmiş olabiliriz ama bazı vakaları da inkâr edemeyiz. Bir Türk gerçeği varsa bir Kürt gerçeği de var, bunu inkâr etmenin anlamı yok. Anadoluya geldiğimiz zaman burada Kürtler vardı.Kart-kurt değil mi yani?
1071de gelmişiz Anadoluya, geldiğimizde Kürtler de bu coğrafyada vardı, dışlamanın anlamı yok. Türk ve Kürt tarihine baktığımız zaman çok fazla ortak noktalarımız var. Ulus devlet olunca, diğer ulusları biraz dışlamışız.
Türk Tarih Kurumu, bu zamana kadar ortak tarih oluşması için üzerine düşeni yapmadı mı?
Yapmadı, doğru. Anadolu birçok medeniyetin beşiği, bir çok milliyetin gelip geçtiği bir yer. Safkan Türk değiliz, kimse değil. Aynı coğrafyada, birlikte yaşamanın kuralları var. Hep bana der, hep kendinizi kayırırsanız, başkalarını görmezden gelir, dışlarsanız sıkıntı başlar.
Sizce bir Kürt tarihi var mı?
Kürt tarihi tabii ki var. Yani Kürt varsa tarihi de vardır, ama azdır ama çoktur, ama zayıftır ama zengindir o ayrı bir şey.
Ne mutlu Türküm diyene söylemi
Ne mutlu Türküm diyene dedik her sabah, silah, sanayi, ilim, akademik olarak bakıldığında Türkiye kaçıncı sırada? Nasıl mutlu olacaksınız bu tabloda? O gün, o şartlarda söylenen sözleri bugün hâlâ sürdürürsek 100 yıl geride kalırız. Bugünün ihtiyacı farklıdır, bugüne özgü sözler söylemek gerekir.
Seda Şimşek
Meral Akşener de “Kürt” olduğunu açıkladı!
Türk siyasetçilerin, Kürtlerden oy almak için “kendine bir Kürt damarı bulma” geleneğine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı. Türk siyasetçilerin “kendine Kürt bağı bulma arayışı” özellikle parti kurma ve seçim zamanlarında ortaya çıkarken, önceki örnekler, bu siyasetçilerin Kürtlere karşı en büyük saldırıları yürüttüğü görülüyor.Meral Akşener: “Babamın Ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan Gitmiş”Türk siyasetçilerin, Kürtlerden oy almak için “kendine bir Kürt damarı bulma” geleneğine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı. Türk siyasetçilerin “kendine Kürt bağı bulma arayışı” özellikle parti kurma ve seçim zamanlarında ortaya çıkarken, önceki örnekler, bu siyasetçilerin Kürtlere karşı en büyük saldırıları yürüttüğü görülüyor. AKŞENER GELENEĞİ BOZMADI!Siyaset sahnesine Doğru Yol Partisi (DYP) ile çıkan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile devam eden ve şimdi de İYİ Parti ile sürdürmek isteyen Akşener, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, daha önce Turgut Özal, Bülent Ecevit ve Tayyip Erdoğan’ın başvurduğu “kendine Kürt damarı bulma” geleneğini bozmayarak, “Babamın ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan gönderilmiş” dedi.
‘DİYARBAKIRLI’ MERAL AKŞENER
Akşener, ‘’Sen Türksün, ben Kürdüm’’ diye bir şey yok. Herkes kendinin ne olduğunu bilir. Babamın ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan gönderilmiş. Ailemin geldiği yer Diyarbakır. Bir de etnik aidiyetin günümüzde psikolojik olduğuna ve buna da saygı duyulması gerektiğine inanıyorum. Aidiyetiniz sizinle alakalı ve çok kıymetli” dedi. ‘ŞUURUN Röportajının devamında neden “Kürt meselesi” demediklerini de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daha önce söylediği “düşünmezseniz yoktur” sözün hatırlatırcasına şunları söyledi: “Kürt meselesi değil, Güneydoğu meselesi dedik. Çünkü Kürt meselesi dediğiniz zaman şöyle bir şey oluyor: Şuurun altına şöyle bir mesaj iletiyorsunuz. Kürtler problem!”
‘ANNESİ KÜRT’ TURGUT ÖZAL
Akşener’in “Kürt açılımı” daha önceki Kürt siyasetçilerin kendine “Kürt bağı” bulma arayışlarını hatırlattı. Bu alanın ilklerinin başında Turgut Özal geliyor. Özal siyasete girip 12 Eylül’ün kızgın günleri biraz geçtikten sonra “Kürt damarını” hatırlayarak “annesinin Kürt olduğunu” söylemişti. Ardından Kürtlere karşı koruculuk sistemini geliştirme, savaşı tırmandırma, faili meçhullerin startını verme ve köylerin boşaltılması süreci Özal döneminde başlamıştı.
‘KÜRTZADE’ BÜLENT ECEVİT
“Kürt bağı“nı geç fark eden bir diğer Türk siyasetçi ise Bülent Ecevit’ti. Dedesi “Mustafa Şükrü Efendi’nin “Kürtzade” olarak tanındığını söylemişti. Ecevit, Akşam gazetesine verdiği demeçte, “Ailemizde Kürt kökenliler de olabilir. Mesela rahmetli annemin ailesi Boşnak’tı. Osmanlı’daki büyük vezir-i azamların, büyük komutanların hemen hemen tümü başka kökenlerden gelip Osmanlı Türklüğü’nü benimsemiş kimselerdi” demişti. Ecevit de Kürt sorununu “ekonomi ve eğitim sorununa” indirgeyerek, devletin klasik inkar, imha ve asimilasyon politikasının sürdürücüsü oldu.
Türk siyasetçilerin, Kürtlerden oy almak için “kendine bir Kürt damarı bulma” geleneğine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı. Türk siyasetçilerin “kendine Kürt bağı bulma arayışı” özellikle parti kurma ve seçim zamanlarında ortaya çıkarken, önceki örnekler, bu siyasetçilerin Kürtlere karşı en büyük saldırıları yürüttüğü görülüyor.