Salih Aras / Yatırımı doğru yapmak gerekiyor, yoksa  kaybedersin. Ticarette böyledir, Ulusal ve Sosyal kurtuluş mücadelelerinde de böyledir. Bütün servetini bir kişiye yatırırsan, hiçbir güvencesi yoktur. Birileri fırsatına getirir, alır götürür. Kalırsın ortada. 1983’ den  beri bir oyun günlük olarak sahneleniyor. Birlerle, onlarla, yüzlerle başladı, binler, on binler yüz binler ve günümüzde milyonlarla devam ediyor. Hava, su, toprak ve ışık olmuş Kürt Dünya’sına. Ve milyonlar bir kişiyle meşgul!
Peki beklenti nedir? Ne kazanacaksınız? Bu yatırım kazandırmaz, felç eder, hem de beyinden.
Neden Dil, Kültür, Tarih, Eğitim ve Halkın güncel sorunları üzerine yoğunlaşma olmuyor da, sadece Öcalan! Devlet’in istediği de budur. Yani yaptıklarınızla Devlet’i memnun ediyorsunuz. T.C Efrin’i ayaklar altına aldı. Onlar halen Öcalan derdinde! Şimdi İŞİD bağlantılarıyla birlikte güney Batı Kurdistan’ın tümüne saldırı hazırlığındalar. Onlar yine Öcalan diyecekler.
Umarım Güney Batı Kurdıstan’daki hareketler birliktelik sağlar, bunlarla da tüm ilişkilerini keser.
Eğer  bu hassas dönemde Kandil  ve Öcalan’ı dinleseydi bütün Kürtleri büyük bir tehlike içine atarlardı.
Artık yeter bu ayıptan kurtulun, hepiniz ama hepiniz, Öcalan’ın ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz.
Öcalan Türkçe konuşuyor ve Türkiye de Türkçeyi en iyi Kürtler anlar! T.C ve ilgili devletlerin de dilinden Kürtler kadar kimse anlayamaz. Oyunun farkındasınız. Bağlı bulunduğunuz kurumların yönetim kademeleri şaibelidir. Destek vermeyin, kenara çekilin. Bunlarla attığınız her adım, size zarar vermeye devam edecek.
Son açlık grevi eylemi; 8 can feda edildi, binlerce insan haftalarca aylarca aç kaldı. Hiç şüphe yok ki, yüzlercesinin ömür boyu sağlık sorunları olacak. Ve bunlarla dışardan ilgilenen on binlerce insan. Hesaplayın bunun maliyeti ne, ve nerden çıkıyor?
Şimdi ne yatırdınız ne kazandınız? Amaç bir kişinin üzerinde ‘tecrit’ i kaldırma.
Diyelim ki doğru. Peki bu kadar maliyeti yüksek bir yol neden seçiliyor? 8 insan kurban edilmiş yüzlercesinin sağlık sorunu bozulmuş, binlercesi aç kalmış, on binlercesi destek için  haftalarını aylarını harcamış. Değişen bir şey olmadı. Devlet istediği gibi yapıyor.
Neden on binler? Birkaç Avukat, Gazeteci ve bilinen yol ve yöntemlerle de olay gündeme getirilirdi. Böyle maliyeti yüksek bir bedel vermeye de gerek kalmazdı.
Daha Mustafa Karasu verilen bedelleri yeterli görmüyor; ‘Herkes bedel ödeyecektir, bedel ödemekten kaçınmak, köleliğe boyun eğmektir’ son açlık grevine ilişkin açıklaması. Yani daha çok can istiyor. Güya milyonları yönlendiren 3-5 kişiden biri. Eğer devrimcilik bir sanatsa-meslekse az verip çok kazanmanın yolları da bilinmeli. Tabi sorun Kürtler olunca canı çok ucuz, harca da harca, bedavadan. Bu Türk mantığı, Ankara grubu Türk mantığıyla mayalanmış, ‘Kürt ölmelidir, en iyi Kürt ölü Kürt’ dür’.
Tonlarca ağırlık da zırhlı araçlar la Kürt bebeklerini sokak ortaların da ezen, çocukların oynama yerlerine mayın döşeyen mantık ile Karasu’nun açlık grevine ilişkin bedel isteme arzusu aynı mantıktır. Büyük-küçük fark etmez, Kürt her fırsat da öldürülmeli!
Bir Ulus bir kişiye feda edilmez, isterse bir bütün insanlık tarihinin en iyisi olsun. Şeklen insana benziyor. Omuzları üzerinde bir kafa, göğüs kafesi içinde kalp diğer organlar, karın bölgesi içinde mide ve 6-7 metrelik barsak ve alt da bacaklar. Yani normal ölçülerde bir kişi. 70’ ini çoktan geçti, sona doğru gidiyor. Kendi kaynaklarında 13 çeşit hastalığı olduğu geçmiş yıllarda açıklanmıştı.
Yani O’da herkes gibi Dünya’ya gelmiş. Milyonlarca ışık yılı uzaklarda, yine milyonlarca yıl ışıklarla yolculuk yaparak gelmemiş. Yaradan’ın Kürtlere bir lütfu da değil. Yapılan olağan üstü fedakarlıkları orta çağ cehaletiyle izah etmek bile güç.
‘Tecrit’ de olduğu söyleniyor. Kendisi söylesin. 20 yıl oldu, (mahkemeler dahil) ne zaman dedi; ‘baskı züllüm işkence, görüyorum ve tecrit deyim’, tam aksine korumadadır.
Bir kıçını oynatsın, Öyle yan verip yatmakla ‘Önderlik’ olamaz. Eğer denildiği gibi zor durumdaysa, bir eylem başlatsın, dışardan da destek verilsin. Ama O hiçbir şey yapmıyor!
Diyarbakır örneği var; Mazlum ve Hayri Direnişe önderlik ettiler, dışarda da destek eylemleri oldu. Peki Öcalan neden direnmiyor, Devlet’te de Hükümete de bir tepkisi yok. Ve olağan üstü korunuyor. Mazlumlar, Hayriler hayatların baharın da, 20’li yaşların da kendilerini feda ettiler, Kurdistan Davası’na! Hayatının kışını yaşayan Öcalan’a da, tüm Kürtler ve Kurdistan feda edilmek isteniyor. Bu utanç kırk yıldır yaşanıyor!
Peki bunu koruyan T.C, Kürtler için mi yapıyor? Kürdü sadece bin-bir yöntemle yok etmek isteyen bu devlet, Öcalan’a neden tutkun! Özel bir koruma da! Görüşme masası bile anormal ölçüde oldukça geniş, karşıdakinin fiziki dokunuşu bir yana nefesinden bile korunuyor.
Kürt Halkı’nın emeği ve canı-kanı üzerin de Öcalan’a feda edilen değerlerin hesabını yapmak oldukça zor! Ve Öcalan Kurdistan Halkı için ne yaptı? Kürt Halkı’na değer veren tek bir lafını söyleyin! Sadece rencide etmiştir. Kadınına ayrı, kızına ayrı ve Kürt toplumunun her kesimine ayrı-ayrı küfür etmiştir.
Hep vermek olmaz, almasını da bilmek gerekiyor. Ya da bitersin, ölürsün. 20 yıldır hep veriyorsunuz (öncesi de farklı değil) birazda almayı, kazanmayı düşünün.
Bu güne kadar bu adama yapılan harcamalarla Kuzey Kurdistan Devriminin yüzde elliden fazla ihtiyacı rahatlıkla karşılanırdı.
Bu yatırım ölü bir yatırımdır. Su üstende yazı yazmak gibi.
21.07.2019 Salih Aras
Silav u rez Mezin Mirov u NiÅŸtimnperwer,
her tist be guman rastê!
Bimre Malbate Öcalan
Biji Hayri Mazlum u Piro Pir!!!
Mala te ava Rehevalo Salih-silav
Brazi li Şehid Salman Ömürcan