“Orhan Keskin, Bana Beyaz Bir At Getirin”
Yazarı, Azad Sağnıç.
Kitabı yeni okudum, kitabı elime aldığımda aklımdan şu geçti, Zindan direnişine ilişkin çok kitap okuduk, bir dönem üniversite gençliğinin duygularını düşüncelerini derinden etkileyen kitaplardı bunlar, Bana Beyaz Bir At Getirin,, kitabını farklı kılan nedir, diye okumaya, anlamaya çalıştım.
Kitabı okumaya başlayınca bırakasım gelmedi, dil ve anlatımı özel,özgün, açık ve duru. Kitap şu ana kadar okunan kitaplardan farklı blr yöntemle yazılmış aslında bir kitapta iki kitap okunuyor, anılar, gözlem ve yorumlar kırıcı, yıkıcı olmadan büyük bir içtenlikle ele alınmış. Yazar titiz ve ciddi bir araştırma sonucu kitabı yazdığı çok net, her cümle, her paragraf sevgiyle, saygıyla yazılmış. Bir yaşam öyküsünde onlarca yaşam öyküsü ortaya çıkıyor ve bu yaşam öykülerinde bir süreç bütün ayrıntılarıyla anlatılıyor, anlaşıyor.
Kitaptan öne çıkan temalar o kadar çeşitli ki bu bile belli başlı bir araştırma konusu mesela ana temalar, darbe, Cezaevi, işkence yol ve yöntemler, direniş, teslimiyet, ihanet, açlık, yokluk, yoksulluk, yoksunluk, asker, polis, gardiyan, yargı ve adalet mekanizması, mahkeme, açlık grevleri, etkili olan örgütlenmeler, bu yapıların özellikleri, aralarındaki çatışmalar ve Kürtler, aydın ve demokratlar, yalnızlık, çaresizlik, hakarete uğramak, tecavüz ve bütünen blr sistem öne çıkan temalar olmakla birlikte evlat acısını duyan anne, baba, kardeş ve acılarıyla bir başına kalan aileler öyle özel, öyle duygulu ve gerçekçi bir uslubla işlenmiş ki Orhan Keskinin ailesinin şahsında evladını canından bir can kaybeden her ailenin duygularına tercüman olmuş blr kitap.
Kitaptan bazı alıntılar buradan paylaÅŸmak istiyorum. ,, Esat Oktay ,, ana bak sen bu çocukları doÄŸurmuÅŸsun, onlar seni cezaevi kapılarında süründürüyorlar. Sen onları doÄŸuruncaya kadar taÅŸ doÄŸursaydın. Dedi. O Kürt anası başını kaldırdı Esat’ın gözleri içine bir süre baktı ve,, Analar ne doÄŸuracağını bilseydi anan da seni doÄŸurur muydu? “…. … Diyen bir annenin hem onurunu hem de acısını duyarsınız, evladını o cendereden koruyup kurtarmak isteyen ama bunu baÅŸaramayan bir babanın bir ömür süren acısına tanık olursunuz ve analar gözleri yolda elleri baÄŸrında anaların hem gururlu hem de ateÅŸten gömlek olan evlat acısına tanık olursunuz.
Ve Orhan Keskin, cesur, onurlu bir insanın yaşam öyküsünde koca bir dönem anlatılıyor. İnsanlık Onuru İşkenceyi yenmiş yerle yeksan etmiş bedeli çok ağır da olsa.
Sevgili Azad Sağnıç, iyi ki bu kitabı yazdınız, bu kitap Sümenaltı acıları tekrar tekrar gündeme getirdiniz, pek çoğumuzun bilip de bilmezlikten geldiği anne kadınları tekrar yazdınız, evladı ve onuru arasında kalıp acını içine gömen ve kayıp evlatların acısıyla bir ömür yaşayan mübarek anne kadınları anlattınız.
Teşekkür ederim.