Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Sakine’yi Anlatmak Zor

Sekiz yıl önce Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan, 9 ocak 2013 Tarihinde Fransa’nin başkenti Paris’te katledildi. Kürtler; silahsız, savunmasız üç Kürt kadın siyasetçiyi, üç dağ çiçeğini öfkeli görkemli kalabalıklarla 16 Ocak 2013’te Amed’in sıcak nefesinde yüzbinlerle karşılamıştı. Cansız ve Fidan Kürdistan şehirlerinde, Şaylemez ise Kürt nufusun yoğun olduğu Mersin’de toprağa verilmişti. Sakine’nin beni ilk şaşırtması sabahın erkeninde spor yapması olmuştu. İkinci şaşkınlığım ise ”Yaşamım hep kavgaydı.” Adlı kitabinin ilk halini bildiğim için, şahadetinden sonra basılan kitabinin son haline göz atınca yaşamıştım. 

Özgürlük maratonunda birlikte çalıştığım ve tanıdığım arkadaşlarımın vurulmasından ağır etkilenirim. Bazen duygularım öfkemi vahşileştiriyor, esir alınıyorum. Yaşamını ulusal bağımsızlığa feda etmiş kadroların, mücadeleci militanların kolay yetişmediğini iyi biliyorum.O nedenle sürekli takipte olan öldürülmeden bir buçuk ay önce TC tarafında Fransa devletinden iadesi istenen Sakine Cansız,Türk kontra cumhuriyetin tetikçileri tarafından garda alınması sıradan bir olay olarak açıklanması beni dehşete düşürmüştü..! 

Paris Cumhuriyet Savcısı, François Molins, 9 Ocak 2013’te Paris’te öldürülen üç Kürd kadın siyasetçinin öldürülme soruşturmasında şöyle der: Katil zanlısı ”Ömer Güney, Sakine cansız ile birlikte 11.19’da Büroya yakın bir araçla park yerine giriyorlar. 11.21’de parktan çıkıyorlar. 11.29’da büronun bulunduğu binaya giriyorlar. Sakine Cansız’ın elinde El çantası var. Ömer Güney, 11.49’da elinde bir torba ile tek başına bürodan çıkıyor. 11.59’da parka giriyor orda bekliyor. Arabanın bagajından birşeyler alıp 12.11’de yeniden binaya giriyor. 12.56’da elinde büyük bir çanta ile birlikte binadan çıkıyor. Ömer Güney, 46 dakika binanın içinde kaldığı tesbit ediliyor.” 

Paris Cumhuriyet Savcısı François Molins’in, tutanaklarına göre ”cinayet büyük ihtimalle 12.43 ile 13.21 arasında gerçekleşiyor. Çünkü bu saat’den sonra artık katledilenlerle iletişim kesiliyor.” Otopsi tutanağında, üç kişinin kafalarına sıkılan bir çok kurşunla öldürüldükleri gösteriliyor. Bu katliamda toplam on mermi kullanılmış olmasına rağmen sadece olay yerinde bir mermi kovanı bulunuyor. Bu mermi kovanında rastlanan DNA izi katillerin Ömer Güney ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Paris katliam Kararı Ankara’da MİT Başkan’ın katılımı ile alındı. MİT Avrupa servisini harekete geçirdi. Tetikçilerin istihbaratla bir biçimde ilişkili olanlardan seçilmesi ve gerçekleşecek aksiyon ve organizasyonla ip uçlarının MİT’e çıkmaması için günlük telefon ve fiziki görüşmelerle dikkatle takip edilir. 

Tabi asıl dikkat çekici olan üç yıl boyunca mahkemesi geciktirilerek hakim önüne çıkarılmayan Ömer Güney, mahkemeye 36 gün kala tutuklu bulunduğu cezaevinde ölü çıkması. Böylece daha önce planlandığı gibi Ömer Güney ile birlikte tetikçiler Kürd derneklerine üye edilerek süre başlatılır. Tetikçi Ömer Güney’in yakalanmasıyla diğer suç ortakları ve organizatörler Türk devletin denetiminde korunmaya alınır. MIT 3 Kürd kadin siyasetçiyi, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i, 9 Ocak’ta Paris’te katletti. Anlaşılan o ki, bu siyasi cinayet, Ömer Güney ile gösterilip onunla kapatılacak biçimde planlanmış. 

2012 ortalarından itibaren Sakine Cansız ve diğer  Kürd siyasi yöneticilerine, aydınlarına suikast söylentileri dolanmaya başlanmıştı. Devleti birlikte yönetemeyecek kadar çelişkileri keskinleşen AKP ve Cemaat birbirlerini tasfiye etmeye başlamıştı. Paris cinayetinden önce ve sonraki cinayet ve operasyonlarda Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Öcalan’ın paralel devleti işaret etme duruşunda örtüşmeleri tartışılan bir çelişki olagelmişti. Cemaatin tasfiyesiyle oluşan tek adam rejiminden sonra Kürd katliamların ağırlaşarak devam etmesi Erdoğan’ın, gerçekleşen katliamlardan sadece Fetullah Gülen Cemaatini sorumlu tutmasını doğrulamadı. Zaten AKP rejimin son on yıllık diktatörlük pratiği bu durumu fazlasıyla kanıtladı.  

Görünen o ki, Ankara rejimi, açılım sürecinden önce ve sonra Kürd siyasetini imha konsepti çok yönlü planlamıştı. Planlanan imhanın başarılı geçmesi için ”barışçıl çözüm”maskesini takmıştı. Paris katliamın diplomatik bir krize evrilmemesi için bir çok devletle günü birlik görüşmeler yapmıştı. Yurt içinde KCK, HDP operasyonlarına hız verilirken, Yurt dışında Kürd siyasetçilerin terörist ilan edilmesini kabul ettirmek için önemli pazarlıklar gerçekleştirildi. Ayni dönemde yurt dışında ölüm listeleri dolaşıma sokuldu. Ve AKP sözcüleri PKK’nin yurt dışı kadroları açılım sürecine engel çıkarıyor açıklamasıyla hedef göstermişti. Bu açıklamalardan sonra Türk medyası, nokta operasyonlarıda dahil yoğun bir basın kampanyası başlatmıştı. 

Hürriyet gazetesi, 19 Ekim 2012, ”PKK yöneticilerine karşı ödül haber yapıyordu: Üst düzey 50 kadrosundan birini öldürene 4 milyon TL, alt yöneticilerinden birisini öldürene 2 milyon TL ödül verileceğini” yazıyordu. O dönem Ekim 2011’de, 2012 Ekim sonuna kadar, yani Sakine’lerin cinayet sürecine kadar MİT’in Dış İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak atanan İsmail Hakkı Musa, Türkiye’nin Belçika Büyükelçisi olarak görevlendirilmişti. Yani terfi edilmişti. Ayrıca Rus istihbaratına çalışan Perinçek’e görede bu dönemde PKK’nin Avrupa’daki yöneticilerine yönelik “ölüm listeleri” dolaşıma sokulur. Keza Cemaat ve AKP’den ayrılan kimi isimler, İsmail Hakkı Musa’nın, Sakine’lerin cinayetinde planlayıcılar arasında olduğu belirtilmişti. Zaten Türk konsolusu ile kordinasyon içinde olan MİT’te Murat Karabulut, Emniyet’te ise Kozanlı Ömer lakaplı Osman Hilmi Özdil.“Fransa’daki Türk hücresini canlandırdıkları ve Brüksel ile Paris hatında önemli bilgiler veren Ömer Güney’inde görevlendirilenler arasında olduğu basına yansımıştı. 

16 Aralık 2012 MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Erdoğan’ın emri ile İmralı’da rehin tutulan Abdullah Öcalan ile görüşür. Görüşmede Fidan, Öcalan’a “İslam bayrağı altında” yürütülecek açılım sürecinin çerçevesini çizer. Bu durum HDP sözcüleri tarafından kamuoyu ile paylaşılır. 6 Ocak 2013’te Sakine Cansız, Gerilla sahasına gitme kararında dolayı gerekli pasaport işlemlerini tamamlamak için Paris’e gelir. Cansız’ı, garda Ömer Güney karşılar. Ayrıca Ömer Güney, 8 Ocak 2013’te Paris, Villiers-le-Bel’deki Kürt Derneği’ne girerek derneğe kayıtlı üyelerin bilgilerini, fotoğraflarınıda kopyalayarak MİT’e illetir. 9 Ocak 2013’te Sakine Cansız, Dış ilişkiler çalışanı Fidan Doğan ve gençlik çalışmasında yer alan Leyla Şaylemez, Paris Kürdistan informasyon bürosunda katledilir. 

11 Ocak 2013’te Devlet heyeti İmralı’da Abdullah Öcalan’la 4 saat görüşür. Görüşmenin gündeminde 2 gün önce gerçekleşen Sakine Cansız cinayeti de konuşulur. 12 Ocak 2014’te Ömer Güney’in 2 MİT mensubu ile yaptığı görüşmenin ses kaydı internete sızar. Kayıtta Güney, Cansız’ın da aralarında bulunduğu PKK’yöneticilerine ilişkin cinayet planları anlatılır. 14 Ocak 2014’te Sakine Cansız suikastı için MİT tarafından “Ömer Güney’e verilen görev emri” olarak gösterilen belge internette yayınlanır. Katilin Katliam sonrası eylem yerine gelmesi, derneğe ve kitlenin içinde dolanması, hatta öldürülenlerin yakınlarına baş sağlığı dileme rahatlığı, örgütte görevli ve güvendiği birileri mi var? soruları akla getirmişti. 

Eğer örgütün merkezi kararıyla bu olayın MİT tarafından organize edildiği direkt kabul edilerek dünya basınına anlatılsaydı Türk devleti ile Fransa arasında diplomatik krize neden olacaktı. Çünkü Fransa kamuoyu bu siyasi cinayetleri korkunç ve dehset verici bulmuştu. Dolayısıyla Sosyalist Holande, hükümeti söz konusu cinayetin Türk devlet eliyle gerçeklestiğini kamuoyuna açıklamak zorunda kalacaktı. Zaten Fransa devletine göre Türkiye baskıcı bir jenosit cumhuriyetidir. O nedenle Türk bakanları ve hükümet sorumlulları bu katliamdan sıyrılmak için ilk günde suçu Fransa devletine yıkmışlardı. Bütün veriler Türk devletine çıkınca ağır bir suskunluğa gömüldüler. 

Paris cinayetinde ortaklaşanların ayrılığı: Bilindiği özere Erdoğan ile Gülen cemaatın açıktan çatışması ve belli ölçüde birbirlerinin kirli çamaşırlarını ifşa etmeleri kamuoyuna belgelerle yansımıştı. Basına yansıyan belgelerden biri Abdullah Öcalan’a sorumlu olarak atanan, MİT müsteşarı Hakan Fidan, MİT’in PKK’nın lider kadrolarına yönelik öldürme planı en dikkat çekeni olmuştu. Kısa bir zaman sonra Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan, 9 ocak 2013 Paris’te katledildi. Bu suikastin MİT’in işi olduğunu tetikçilerin detay olduğunu Katliamdan bir gün sonra yazdığım makalede belirtmiştim. Üç sene sonra Alman ve Fransız savcıların sürdürdüğü iz Ankara’yı göstermişti. O sıralar Erdoğan ile Fetullah Gülen’in ”Kürd lider kadrolarının ‘inlerinde vurulacakları” beyanı sonrası Avrupa’da paramiliter timler oluşturulmuştu.  

Daha sonra iktidar dalaşından kaynaklı ayrışmaları AKP’liler, Paris cinayetini Cemaate, Cemaat ise Erdoğan’ı sorumlu tutmuştu. Asıl şaşırtıcı bulunan örgütün lideri ve merkezinin açıklamaları olmuştu. Söz konusu dönemde örgütten yapılan resmi açıklamalarda uluslararası komplo ezberiyle uzaklara dikkat çekilmişti. Sanki Kürd Milletin işgalcileri ve Kürdlerle savaş halinde olanlar gözlerden ırak gösteriliyordu. Oysa herkes bilirki, Kürd siyasi hareketleri işgalcilerin dışında hiçbir dünya devletine karşı silahli bir eylemde bulunmamışlardı O nedenle sömürgeci devletlerce zor gücüyle yönetilen Kürd milletin özgürlük savaşçılarının öldürülmesi iddia edilen uluslararası istihbaratların hedefı değildi. 

Sonuç olarak Sakine’lerin katliamında Ankara’nın merkez olduğu delileriyle tesbit edildi ve Almanya ile Fransa hükümeti nezdinde türk yöneticilerin cevaplaması istemiyle illetilen sorular halen cevapsız bırakılmıştır. Gelinen aşamada MİT yönetimi’de Paris katliamını kabul etmiştir. Kürtler, Dersim’de yediden yetmişe Kürdistan ulusal bağımsızlık mücadelesinin asi kadını, güzel insan Sakine Cansız, (Sara) yoldaşımızın cenazesine katılım gösterdiler. Kürdistan’ın diğer şehirleri gibi her milimetresinde Kürt öldürülen Dersim, düşürülen bütün kanlı gövdelerini vakur bir soylulukla taşıma bilincini, temisilcilerini seçerkende gösterecektir.  

Medkobal@gmail.com

1 Yorum
Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

twelve − eight =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla