Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Vera Koyi / Suriye Kürdistan’ı

Vera Koyi / Suriye’deki iç savaşın baÅŸlamasıyla gözler, kulaklar Rojava Kürt bölgesine yöneldi. DAİŞ barbarlarının yönelimiyle bu dikkat ve önemi daha da attı. Bu beraberinde pek çok tartışmayı geliÅŸtirdi, bunların en başında pkk, pyd ve Suriye iliÅŸkisiydi.

Herkes bu konuyu kendi ekseninde ele aldı. Bu anlamda daha doÄŸru bir algının geliÅŸmesi için yakın tarihe bakmakta fayda olduÄŸuna inanıyorum. Suriye pkk’ den önce de bir Kürt bakışaçısına sahipti. Pkk’den önce de pek çok Kürt örgütü Suriye’de konumlanmış, çeÅŸitli düzeylerde faaliyet yürütmüştür. Kürt siyaseti ile uÄŸraÅŸan pek çok insan Suriye’de konumlanmış, korunmuÅŸ ve kısmen sürgün hayatı yaÅŸamıştır (örneÄŸin Osman Sabri). Ve yine basın yayın faaliyetleri Suriye ve Lübnan üzeri geliÅŸmiÅŸ ve devam etmiÅŸtir.

Ancak bu faaliyetler toplumsallaÅŸmamış dar bir çerçevede kalmış olmakla birlikte önemlidir. Yine Selahaddin Eyyubi Aile ve çevresi Suriye’de kalmış ve hiçbir geliÅŸme imkanına sahip olamamışlardır. Bu anlamda Suriye ve pkk iliÅŸkilenmesi 1980 darbesi sonrası geliÅŸmiÅŸtir. Apocu olarak kendilerini ifade eden bir grubun Lübnan ve sonrası Suriye’ye yerleÅŸmesi pkk _Suriye iliÅŸkilenmesinin de baÅŸlangıcı olarak kabul etmek mümkündür.

Peki, Suriye Baas rejimi çok mu demokrat, hakperest, elbette hayır. Bu iliÅŸkinin özünde karşılıklı çıkar ve bu anlamda birbirini koruyup kollama yatar. Hatırlanacağı gibi Hafız Esat’ın, ”Kürtler özgürlükleri için canlarını veriyorlar ” deyip pek çok baskıya raÄŸmen pkk’yi devlet nezninde meÅŸru görmüş ve terör listesine almamıştır.

Ama buna mukabil Suriye yurttaşı olan Kürtler rejime karşı en ufak bir eleştiri geliştirse, en ağır işkencelere maruz kalmış ve zindanlarda bir ömür tüketmişlerdir. Peki bu çifte standardın özünde ne vardı? Kuşkusuz Hatay üzerindeki hak talebi, Arap milliyetçiliğinin öncü rolünü üstlenmesi, Ortadoğu coğrafyasında Sünni devlet algısından farklı bir inanç ve kültüre sahip olması, laik seküler bir düşünceyi öne çıkarması ve kuşkusuz olası tehdit ve yönelimlere karşı kendini koruyup geliştirmesi ve bölgenin önemli alanlara yerleşmiş Kürt nufuzu üzerinde etkili olmak ve Kürt sorununu kendi ekseninde ele almak biçiminde ifade etmek mümkündür.

Bu anlamda pkk rejim için bulunmaz bir fırsattı. Körün isteÄŸi bir göz Allah verdi iki göz. Bu kabul ve onay pkk için de bulunmaz bir fırsat, bir nimet oldu. Suriye bu anlamda pkk’nin dünyaya açılan kapısı, penceresi oldu.

Kısaca bunları ifade ettikten sonra Rojava Kürtlerini anlamak ve anlatmakta fayda var. Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesiyle Kürtlerin önemli bir kısmı Suriye sınırları dahilinde kaldı. Aslında Kürtlerin yaÅŸadığı bölgeler, yakın tarihe kadar Cebel Ikrat ( Kürt daÄŸları, özellikle Afrin Bölgesi için kullanılan coÄŸrafik bir terim) denilirdi. Suriye rejimi bu konuda da sahte ve iki yüzlü bir yaklaşıma girmiÅŸtir. Şöyleki; Afrin, Kobani, Halep ve DımeÅŸk’e (Åžam) yerleÅŸen Kürtlere kısmen geliÅŸme imkânı sunmuÅŸ ancak Güney Kürdistan sınırına yakın Kürt bölgelerine her türlü baskıyı uygulamış ecnebi (“yabancı) kimliÄŸini vererek Kürtlerin ikamet ettiÄŸi toprakları, ev barkları bu anlamda zimmetine geçirmiÅŸ, önemli bir nufusa sahip Kürt halkını yok saymıştır.

KuÅŸkusuz bunun en önemli sebeblerinden biri Güney Kürdistan’dan baÅŸlayan ve gerçekler üzerinde geliÅŸip güçlenen ulusal kurtuluÅŸ düşüncesinin yayılmasını engellemek, bu anlamda mevcut etkiyi kırmak ve engel olmak amacını taşıdığını belirtmek mümkündür.  Ancak hükümetin tüm baskılarına raÄŸmen Rojava Kürtleri ölümsüz Önder Melle Mustafa Barzaniye karşı derin bir sevgi saygı duymuÅŸ ve imkanları oranda ulusal kurtuluÅŸ mücadelesine katkı sunmuÅŸ ve günülden baÄŸlanmıştır.

Ancak bu  pkk faaliyetlerinin geliÅŸmesi ile farklı bir boyut kazanmıştır. Suriye hükümetinin desteÄŸi ile Rojava Kürtleri pkk tabanı olarak ÅŸekillenmeye baÅŸladı. Pkk dışında hiçbir Kürt Örgütü orada varlık göstermedi. Aslında ÅŸunu ifade edersek abartı olmaz, pkk aracılığı ile Muhabarat teÅŸkilatı rojavada örgütlenmeye geliÅŸmeye baÅŸladı.

Önceki süreçlere bakarsak Suriye dahil hiçbir devlet rojava Kürtleri arasına girmemiÅŸ, örgütlenme zemini bulamamış ve toplum hayatına direkt temas etmemiÅŸ ve etkili olmamıştır. Dil, kültür anlamında da ulusal özelliklerini geliÅŸtirmiÅŸ ve varlıklarını korumuÅŸlardır ve her ne kadar Rojava Kürtleri resmi boyutta bir statüleri olmasa da pratik anlamda özerk yaÅŸamış, sadece resmi iÅŸlerde kağıt üzerinde Suriye’nin bir parçası olmuÅŸtur. ÖrneÄŸin Kürtlerin kaldığı yerlerde ciddiye alınacak hiçbir rejim karakolu kurulmamış, sınır güvenliÄŸi saÄŸlanmamış ve Rejim toplum içinde örgütlenememiÅŸtir. Bu anlamda Suriye rejimi yapamadığını pkk’ ile yapmıştır. Bunlar nedir diye? sorarsak,

1)Kürt yaÅŸamına, despot bir devlet anlayışına sahip rejime dolaylı direkt dahil olmuÅŸ, el muhabarat’ın uÄŸraÅŸ alanı haline gelmiÅŸtir.

2)Rejime muhalif ne kadar örgüt varsa tasfiye edilmiÅŸ, pkk’nin dışında hiçbir anlayış ve usluba müsade edilmemiÅŸtir.

3) Gelişen büyüyen Kürt nufusu rejimin hedefi olmuş, Kürt gençleri pkk eliyle dağa gönderilmiş belirli bir kısmı hiç bir işleve sahip olmadan şehit düşmüşlerdir.

4)Bu bağlamda Ortadoğudaki Şii blokun yanında El Muhabarat eliyle pkk dahiline el uzatılmış, yurtsever, aydın ve ulusal kaygıları ön planda olan kadrolar tabiri caizse bir kıyımdan geçirilmiş ve temsil düzeyi zayıf kimlik ve kişiliklerin önü açılmıştır. Kürt dili ve edebiyatı hiç olmadığı kadar geride tutulmuş , özellikle Kürtçeye karşı ciddi bir sorumsuzluk örneği sergilenmiştir.

5 )1986 ve sonrası dönemlerde örgüt içinde rojava gençleri ÅŸu eleÅŸtiri ve beklentilerini öne çıkardılar ” Bütün parçalardaki Kürtlere iliÅŸkin partinin bir planı var ancak neden Suriyedeki Kürtlerin talepleri dile gelmiyor. ” Biçimindeki söylemler düşmanca faaliyet olarak ele alındı ve ÅŸiiddetle cezalandırma yoluna gidildi.

6) Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar Rojava Kürtleri büyük devletlerin tehdidine, yönelimine açık hala getirildi.( Rusya, İran, ABD, Türkiye, etkisiz de olsa Suriye.

7) Kürtler hiç olmadığı kadar göçe maruz kaldı ve yerinde, yurdunda, dışarda mülteci konumuna düştü.

8)Halkın asırlardır emekle, fedakarlıkla bilir yaşam alanı haline getirdiği topraklar, cihatçı grupların, talanına, gaspına maruz kaldı. Kısaca bunları ifade ettikten sonra şunu belirtmekte fayda var, Kürtler çakma bir İttihat ve Terakki zihniyetine karşı varlıklarını korumak ve geliştirmek durumundalar, hiçbir örgüt, parti yada kişi ve kişiliğin güvenliği Kürtlerin geleceğinden daha önemli değildir.

?

1Görüldü (12:00)KonuÅŸma SonuBir mesaj yaz…

1 Yorum
  1. Ara Balaban Hayaloglu diyor

    Bu yanlis bir haritadir.
    Büyük ihtimal mitin, devletin kürtleri kandirmak icin hazirladigi bir harita.
    Hatayi türk devletine hediye etmek cok ahmakca bir davranis.
    eger illede biz akdenize girecegiz diyorsaniz yapmaniz gereken Hatayi Suriyeye birakarak yukardan akdenize girmeniz.
    Hatayi türk devletine vererek denize sinir olmak hayali cok ahmakca.
    kaldi ki kürtler yüzme bilmez, akdenizde bogulurlar. biraz akilli düsünün, biraz akilli yazin ve biraz akilli haritalar, sinirlar cizin !

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

11 + 3 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla