Adnan GÜLLÜOĞLU
Biribirini red eden zıt iki anlayış, tekçi düşünce ve demokrasi. Son seçimde tekiçi anlayıştan birini tercih edip oy verenlerin kendilerini savundukları liman demokrasi oldu.
Yazımda HDP Genel Merkezi’nin seçimle ilgili çaresiz bıraktığı, tabanın görüşünü almadan ilkesiz, talepsiz Millet İttifakına verdiÄŸi desteÄŸi eleÅŸtirmiÅŸtim. Garbis Altınordu kısa ve öz olan eleÅŸtirilerime Marx ve Lenin’den alıntılar yaparak konu dışına çıkıp ülkede devrim koÅŸulları varmış gibi 70 li yılların gençlik heyecanı ile beni eleÅŸtiriyor.
Yazdıklarıma “çocuksu yaklaşımı, duygusal bakımdan ve stratejik olarak doÄŸru bulabiliriz” diyor. Çocuklar benim yaÅŸadığım topraklarda dil, din ve renk farkını bilmeden ÅŸiddetle tanışırlar. Çocukluklarını yaÅŸamadan olayların içinde büyürler.
Yaptığı yorumlara bakınca Garbis Altınordu’nun göremediÄŸi bu ülkede üst aklın hala bütün gücüyle devlete eÄŸemen olduÄŸudur. Bunu görmeden siyasi geliÅŸmeleri, iki ittifakı yorumlayıp birinden yana tavır almak, özelliklede Kürd sorununun çözümü için doÄŸru yorum yapmak mümkün deÄŸildir. Türkiye, iç dinamikleri ve burjuva önderliÄŸi ile kurulan bir devlet deÄŸildir. Paylaşım savaşı sonrası asker-sivil brokrasisinin birlikte kurduÄŸu (ittihat ve terakinini kadroları) ve burjuvazisini sonradan geliÅŸtiren bir devlettir. Bu nedenle olması gereken yüzyıla raÄŸmen hala burjuva demokrasisi ülkeye eÄŸemen olamamıştır. Burjuva demokrasilerinde var olan azınlığı kendini ifade edebilme özgürlüğüdür. Türkiye’de inanç ve etnik kökeni farklı olanlar eÅŸit haklara sahip deÄŸildir. Kendilerini ifade edebilme özgürlüğüne “tekçilik” adına engel olunmaktır. Bu nedenle demokratik haklar üst aklın isteÄŸi doÄŸrultusunda kısıtlanır yada geniÅŸletilir. ÖrneÄŸin 12 Eylül döneminde yapılan yargılamalarda ayni guruptan olmalarına raÄŸmen Diyarbakır’da 168’den, Fıratı geçince Bursa ve İstanbul’da 141′ den dava açılabiliyor.
Çok partili sisteme, demokrasinin gerektirdiği için geçilmedi. O dönemde SSCB ile olan sorunlar nedeni ve batı dünyasının zorlaması ile geçildi. Geçiş ile birlikte iktidara gelen her parti üst aklın çizdiği sınırlara uyarak devlet partisi olmak zorundadır. Uymadığı takdirde darbe her zaman Demoklesin Kılıcı gibi iktidarın tepesinde sallanıp durur. DP sonrası AP, Özal sonrası ANAP ve Erbakan sonrası AKP üst aklın çizdiği sınırlara getirilen partilerdir.
Üst aklın siyasi ayağı CHP’dir. Çok partili sisteme geçiÅŸle birlikte muhalefet görevinde olsada bugün yaptığı gibi üst aklın çizdiÄŸi sınırları korumak ve kollamak zorundadır. AKP’nin kaldırdığı andımızın okullarda okutulmasını istemesi, OHAL ilanı, sınır ötesi operasyon ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet oyu vererek AKP’nin önünü açarak destek vermesinin nedeni budur.
DEVAM EDECEKÂ