Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Vera Koyi / Bermuda Üçgeninde Kadınlar

Vera Koyi / kürt yanımız vuruluyor

Vera Koyi  / Kürt Yanımız vuruluyor.
Dağ yaşamına ilişkin pek çok şey söylendi, yazıldı, çizildi ve dağa çıkmak her kürt için vazgeçilmez tek seçenek haline geldi, getirildi, özellikle kadınların dağa çıkmasına özel anlamlar yüklendi, toplumsal gelişimin dinamiği olarak ele alındı.
Gazete ve dergilerin yerli yabancı basının en çok tıklanan haberleri oldu dağ kadınları. Kuşkusuz kadınların toplumsal sorunların çözümünde aktif rol alması önemli ve değerlidir, ancak kadın özgürlük hareketini bu kadar önemseyenlerin dağdaki sorunlara kayıtsız kalması, sümenaltı etmesi hatta hatta yok saymasını anlamak olası değil.

Ben, dağa çıkmış kadınların günlüklerini okudukça, hikayelerini öğrendikçe yaşamın bir peri masalı olmadığını daha iyi anlıyorum. Bugünkü yazım yine kayıp bir kadının günlüğünden, önceki hikayenin devamı niteliğinde ve ben lafı uzatmadan sözü yine meçhul kürt kızına bırakıyorum:
‘… Oramarda bir süre kaldıktan sonra tekrar karargah alanına dönmemiz gerektiÄŸi söylendi. Yola koyulduk, ayaklarım yok hükmünde, fiziksel gücümle deÄŸil hayatta kalma mücadelesinin verdiÄŸi manevi güçle yürüyordum. Sakıncalı ve zorlu bir yol süreci vardı önümüzde ve birkaç günlük yol sürecinden sonra karargah alanına ulaÅŸtık.
Eski arkadaşların çoğu beni tanımakta zorlandılar, yüzlerindeki üzüntü ve çaresizliği anlıyordum, garip ve çaresiz bir suskunluk hakimdi. Ancak ben neyi neden yaşadığımı biliyordum. Arkadaş katlini vacip görmedim mevcut yönetimlerin günahına bu anlamda ortak olmadım, idam ve İnfazlara alkış tutmadım.
Ben bugün bunların bedelini ödüyorum ve benimle arkadaÅŸ yapısını etkileyip psikolojik savaÅŸ yöntemlerini çeÅŸitlendiriyorlardı. Ä°ÅŸte o zaman korkularımı kaybettim, çünkü korku belirsiz, muÄŸlak kiÅŸiliklerin egemenlik sahasıdır. Bundan olsa gerek tüm özel savaÅŸ yöntemleri korkuyu büyütüp geliÅŸtirirler ve mevcut yönetim bu anlamda çılgına dönmüş derin vadilerde, taÅŸlık ve kayalıklarda Kürtlüğe ait ne varsa yakıp yıkıyor. Ä°ÅŸgal ve istila ediyordu…
Karargahta bir toplantı hazırlığı vardı, konu ortadoÄŸuda örgütün rolü ve önemi, konuÅŸmayı yapan görevli tam tamına ÅŸu cümleleri kullandı ” Suriye devleti iÅŸgalci güçlerin tehdidi altında bizler Suriyenin güvenliÄŸini saÄŸlamak zorundayız, silahlı güçlerimiz bulunduÄŸu alanda rollerini oynamalı. ” biçimindeki konuÅŸma karda kışta yalın ayak yaÅŸamaktan daha çok canımı acıttı ve uzun bir süreden beri arkadaÅŸ yapısı üzerindeki psikolojik baskıların nedenini daha iyi anladım.
Kürt gençleri yönetimlerin ilah olarak gördükleri tanrılara adak olarak sunuluyordu Arkalarında İran önlerinde Suriye Baas rejimi ve korkarım bu daha ciddi yönelimleri de getirecek. Bu aralar dağda Türk rüzgarı İran ve Suriye tozu toprağı ile birleşince hayat yaşanmayacak kadar değersiz gerçekten.
Toplantı bitiminde yarasa Canan’ın birliÄŸine gönderildim. Bu kadının More’den geri kalır bir yanı yoktu. O’nun ÅŸahsında ÅŸunu öğrendik: Bu sarp ve asi coÄŸrafyada bir Türk belki dünyaya bedel olamıyor ama tüm Kürtlere bedel olabiliyor.
Yarasa  Cana’nın yaptığı ilk iÅŸ ÅŸuydu : Çantamı hamurla doldurup bu yetmiyor, gibi üzerine birkaç taÅŸ da yerleÅŸtirip topların atış menzilindeki tepeye göndermek oldu ve bunu parti talimatı olarak yapıyordu. Bu aralar her ÅŸey parti talimatı olmuÅŸtu gerçekten. Hiç itiraz etmedim. Çünkü ölmek istiyordum. Bir deÄŸil, bin defa ölmek istiyordum. Çünkü hayat benim için tüm anlamını yitirmiÅŸti. Tepeye gittim arkadaÅŸlarım bir film izler gibi beni izliyorlardı, merakla heyecanla, top mermilerinden yanım ve yönündeki tüm kayalıklar paramparça oldu ben ordan da kurtuldum. BirliÄŸe geldiÄŸimde Yarasa  Canan, bağıra bağıra ” ya sen dokuz canlımısın, ölmedin hala, bize karşı direnç halindesin” dedikten sonra mangasına gitti. Artık bunların yaptığı hiç bir ÅŸey beni ilgilendirmiyor aç
kurtların önüne atılan bir insanın yalnızlığı ve mahzunluÄŸundaydım…..’
‘Bugün kü yazı için bu kadar okudum ve tarihlerine baktığımda çeyrek asırdan fazla bir zaman önce yazılan bir günlüktü. Åžu soruyu sormadan edemiyorum, acaba ÅŸimdiye kadar ne deÄŸiÅŸti ne geliÅŸti onu bilemiyorum ama Kürtlerin hikayesinde günlüklerin çok önemli bir yeri olduÄŸuna inanıyorum, sevgi ve saygıyla kalın.

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

10 − 6 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla