Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Direnme ile Çözülme

http://www.vengma.com/direnme-ile-co%cc%88zu%cc%88lme/

Poliste Direnme ile Çözülme arasındaki ince çizgi !!

 

Devrimci mücadelenin içinde yer alanların yolu mutlaka polis sorgu odalarından geçer.
Her siyasi hareket, kendi yandaşlarını polisteki tutumunun ne olması gerektiğini eğitimsel bir çalışmayla anlatıp kavratmalıdır.

Hiçbir eğitim almadan,, polis sorgusunda iradesi ile başbaşa kalanların, örgütte yaratığı tahribatlardan kendisi sorumlu değildir, onu bu konuda eğitip duyarlı kılmayan yapının kendisi sorumludur.
12 Eylül faşist Cuntasinın sorgu birimlerinden geçen bir çok Devrimcinin çözülmesinin maddi temelinde, eğitimsizlik yatmaktadır.

“Düşmanına karşı savaşmanın başarısı, düşmanı iyi tanımada geçer” sözüyle, aşağıdaki sorgu atmosferinde bulunan insanların ruh halini açıklayan kısa bir kesiti anlatarak, hem geçmişi yad ettim hem de önemli bir eksikliğimizi dile getirdim.

Beyaz binek Toros, kulak tırmalayıcı motor sesiyle yol alırken bilinmez bir sonu düşünüp durur insan. Zaman durur ve sen sadece o an, orda Dünyanın bu daracık alanla sınırlı olduğunu düşünürsün. Korkunun ve cesaretin birbirine karıştığı bu anda sen bir yumak olur, o daracık dünyada savrulup durursun.

İki büklümsündür orda.Gözlerini sarmalayan koca siyah bir bant aynı zamanda yaşanacakların bir gölgesi gibidir o an.

Geçmişin, bir sinema filmi gibi gözünün önünde geçip durur..

 

Sırtından kalçana paralel bir vaziyette gömülmüşsün oturduğun yer ve önündeki koltuk arasına.

Başın o kadar eğdirilmişki nerdeyse ayak bileklerine değecek vaziyette.
Bir çok ses birbirine karışmıştır. Duymazsın.

Yıllardır tanıdığın bu şehri tanımlamaya çalışır, içgüdüsel olarak ne yöne gittiğini anlamak için kurgulama yaparsın kendi kafanda.

Döner durur beyaz binek reno. Belki 10 dakikda varacağın yolu yarım saatte alırsın. O an derin bir hayal alemine dalarsın, karma karışık duygu girdabına girersin, bir yanın seni çözülmeye iterken diğer yanın hemen engel olmaya başlar, “diren” diye fısıldar yoldaşların kutsal ruhları.

Motor sesi kesiliyor bir anda. Varacağımız yere geldik demek ki.
Neresi olabilir?
Ah bir ipucu!
“Yavaş” diyor biri “Arabadan iniyoruz. Eğ başını”diyor. “Dört beş adım sonrası merdiven inecez” diye bir ses daha geliyor. Kollarından tutup sürüklüyorlar seni.

Basamak sayma çabası var sende de. Yaklaşık 10 -20 basamak arası olmalı. Sonra düz bir koridor. Koridora atılmış bir masa… gözbantının altından hafifte etrafı görmeye çalışırken, nitekin sonuç alamıyorsun,  “kendine gel” diyerek kendini toparlamaya çalışıyorsun.

Kişisel bilgilerin alınıyor- üstündeki giysilerin hariç -bütün materyallerle birlikte!

 

Ayakkabı bağlarını da aldıktan sonra burdaki işlem sona eriyor.

Daha sonra lavabo ihtiyacı için götürülüp getirilirken mekanı kısa sürede keşfe duruyorsun.

Sağ tarafta ilk giriş lavabo ve banyolar.. ve hemen onların bitisiğinde yer alan sorgu odaları. Hepsinde tek hissettiğin şey soğuk beton nemli ağır kokulu bir hava… Hepsinin kapısı aynı. Bir oda hariç. Dışarıya ses geçirmeyen özel yalıtımla dizayn edilmiş. Çoğu odalarda demirden bir masa ve tahminen bir ya da iki sandalye.

Bir de kirden tüyleri dikenleşmiş askeri bir bataniye.

Hemen sağ tarafta ise küçük odalar şeklinde kapıları karşılıklı hücreler. Yan yana 4 olmak üzere karşılıklı 8 hücre. Bu şekilde büyük bir koridorda özenle inşa edilmiş, insan (hayvan için bile düşünmeyeceğin küçüklükte) barınakları.

Eni 11 , boyu 6,5 ayak genişliğinde. Yüksekligi bir insan boyu uzunluğunda. Tavanda su borusu büyüklüğünde bir delik.

Bütün havayı ve ışığı alabileceğin tek yer!

Kapılar demir.

Ve her kapıda Küçük bir kare büyüklüğünde yine demirden bir pencere, dışardan açılan!

Menteşelerin birleştiği noktalardaki açıklığa özenle yerleştirilmiş gazete kağıdı.
Gece mehter marşlarına karışan çığlık seslerine gündüz de trafik sesleri ve ezan sesleri eşlik ediyor. Zaman belirleyici olarak, kullanabileceğiniz başka bir seçenek yok.

Öyle tahmin ediyorsunuz ki ana caddeye ve minibüs hatlarına yakın bir yer ya da bir semt pazarı?

Sakin bir gece!

Gelen giden, sorgu sualin olmadığı bir gece,, uzanıp bataniyeyi örterken ilk nefesine kan kokusu buluşuyor. Kapılar açılıyor.

Birkaç yoldaşla koridorun diğer kapısından giriş yapıyoruz. Sorgu odaları genelde son ifade için kullanılıyor burda.

Daktilolar ve yığınla çuvallar içinde yerde bulunan kitaplar…

Suç aleti olmalı!

Hemen karşı oda ise muhtemelen rütbelilerden birinin odası olmalı. Oraya alınıyoruz. Özenle dizayn edilmiş, deri koltuklarla döşenmiş bir oda. Kibarca buyur edilerek oturuyoruz korku ve endişe dolu bakışlarla göz göze geliyoruz …

sorgu yetkilisi hafiften seni süzdükten sonra bir de iyilik meleği oluveriyor, iyi polis rölünü oynamaya başlıyor! halbuki işkencede seni en çok ezenin kendisi olduğunu unutmuşa benziyor. ve yavaştan, seni incitmeden, kırıp hakaret etmeden usluca sorularını peş peşe sıralıyor.sana yardım etmek istediğini bir iki isim vererek kurtulacağın telkinlerini sana empoze etmeye çalışıyor. daha önce poliste nasıl ifade vermen gerektiği konusunda bilgi sahibi olmayan tutuklu,, sadece iradesi ve vicdanıyla baş başa kalıyor. ya direnerek yüzünün akıyla çıkıyor ya da çözülerek ömür boyu suçluluk psikolojisinden kurtulmuyor.

Serdest Özgül

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

13 − twelve =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla