Bas News / Öncelikle an itibariyle Kürdistan genelinde cephelerde durum nedir?
Sait Çürükkaya / Kürdistan’da tüm cephelerde inisiyatif PeÅŸmerge’nin elindedir. Cephelerin tümünde saldırmak isteyen DAİŞ çeteleri ağır kayıp vererek çekiliyorlar. PeÅŸmerge, Kürdistan topraklarının %95’ini kontrol etmekte, DAİŞ tehlikesinin tamamen ortadan kaldırılması ancak Irak ordusunun savaÅŸ kabiliyetinin geliÅŸmesi ile mümkündür. Bu anlamı ile Irak, Suriye’den farklılık arz etmektedir. Uluslararası güçler ve ABD, Irak’ta Merkezi Hükümet’i bir partner olarak görüp ordusunu silahlandırırken, Suriye’de Merkezi Hükümet olan Esad rejimi bu güçler için yıkılması gereken bir rejim konumunu arz ediyor. Bu nedenle Irak’ta orduyu eÄŸitip donatmakla uÄŸraÅŸan bu güçler, Suriye’de ise YPG’yi bir kara güç olarak görüp IŞİD ile savaÅŸta aktif bir iÅŸbirliÄŸi yapmaktadır. Böylece Suriye’de IŞİD’e karşı ÅŸu anda daha yoÄŸun saldırılar var iken Irak’ta ÅŸimdilik görece sakinlik söz konusudur.
Kürdistan’da DAİŞ’in uzun ya da orta vadede tehlike olma durumu kalmış mıdır?
DAİŞ hiçbir zaman sadece Kürdlerin bir sorunu deÄŸildir. Ama bu acımasız düşmana karşı aktif savaÅŸan yegane güç Kürdlerdir. Yüzyıllarca toprakları sömürülen bu millet, ülkelerini cehenneme çevirecek bu düşmana karşı büyük bir yurtseverlikle savaşıyor. DAİŞ eÄŸer tedbirler elden bırakılırsa hala Kobanê’de görüldüğü gibi beklenmedik saldırılar yapabilir ama uzun vadede DAİŞ’in Kürdistan topraklarını iÅŸgal etmesi mümkün deÄŸildir. Verilen savaÅŸ sonrası Kürdistan’da demografik durumda önemli bir deÄŸiÅŸiklik yaÅŸandı mı? Bu savaÅŸla birlikte baÅŸta Åžengal olmak üzere, Rojava’da bazı bölgeler boÅŸaltıldı. Özellikle Åžengal Bölgesi’nden kaçan yaklaşık 400 bin Ezdî Kürdün yaklaşık dörtte birinin ancak topraklarına döneceÄŸini tahmin ediyorum. Hakeza Kobanê’den kaçanların ancak üçte biri geri dönecektir. DAİŞ’in saldırıları İle birlikte Kürdistan topraklarından bir milyona varan Kürd toprağını terk etmiÅŸtir. Bu bölgelerin çoÄŸu savaÅŸ nedeniyle boÅŸ bulunmakta ancak savaÅŸ sonrası bu bölgeleri yöneten güçler eÄŸer doÄŸru politika izlemese geri dönüşün az olacağını belirtmek istiyorum. Bölgenin tüm siyasi partileri, geri dönen insanların tekrar yerlerine dönmesinden çok siyasi amaçlarına hizmet eden bir geri dönüşü istiyorlar. Bu da kaçan halkın özellikle Avrupa’ya gitmesine yol açıyor.
DAİŞ’e karşı verilen savaşta ilk başlarda düzenli bir ordu olmaktan uzak bir Peşmerge Gücü söz konusuydu. Savaşın ilerlemesiyle birlikte teknik kapasite ve savaş stratejisi anlamında Peşmerge nasıl bir tecrübe edindi?
DAİŞ karşı Savaş’ta ilk baÅŸta PeÅŸmerge’nin zorlandığı ve hala da bazı zorlukların olduÄŸu bir gerçektir. Bu konu baÅŸlı başına uzunca tartışılıp ders çıkarılması gereken bir konudur. Birincisi PeÅŸmerge 1991’den sonra ciddi bir savaÅŸ yaÅŸamamış, ÅŸu anda PeÅŸmerge olanlar bu dönemde çocuk olan insanlardı. Eski savaÅŸ tecrübesi olan PeÅŸmergeler emekli olmuÅŸtu. Irak Anayasası’na göre Irak ordusunun bir parçası olan PeÅŸmerge Güçleri daha çok iç asayiÅŸ için hazırlanmışken, hiç bir zaman dış bir düşmana karşı etkili bir savunma stratejileri olmamıştır. DAİŞ saldırıları ile birlikte ilk baÅŸta zorluklar geçiren PeÅŸmerge daha çok içinde yurtseverlik ruhu olan eski PeÅŸmerge ve gönüllü insanlar savaÅŸ cephesine koÅŸmaları sayesinde hızla toparlanmış, birçok devletin silah ve eÄŸitim konusundaki yardımları ile PeÅŸmerge niteliksel büyük bir deÄŸiÅŸimi yaÅŸamış ve düşmana karşı ÅŸu an etkili savaşıyor. SavaÅŸ ile birlikte elde edilen tecrübe, etkili silahların gelmesi PeÅŸmerge’yi bölgenin en etkili ve modern ordusu yapmaya adayıdır. Burada PeÅŸmerge içinde eskiden olan alışkanlık ve yetersiz komuta yapısının aşılması ile bu dönüşüm tamamlanabilinir.
Haşdi Şabi ve diğer silahlı grupların Kürdistan sınırına yerleşmeye çalıştığı biliniyor. Buna ilişkin bölge hükümeti ve Peşmerge’nin öngörüsü ve önlem alma durumu nedir?
Kürdistan da Kürdistani olmayan bir silahlı grubun olması mümkün olmamalı diye düşünüyorum. Bu konu oldukça da karışık bir durumdur. DoÄŸru olan Kürdistan’da PeÅŸmerge Gücü’ne baÄŸlı olmayan hiç bir güç meÅŸru deÄŸildir ve meÅŸru olmamalıdır. Partilerin deÄŸil Kürdistan Bölgesi’nin PeÅŸmergesi olmalıdır. Ama bu tanımın dışında Güney’de HaÅŸdi Åžabi, Kuzey’de PKK, İran KDP’si gibi silahlı güçler bulunmakta ve bunlar PeÅŸmerge Bakanlığı’nda baÄŸlı da deÄŸiller. Birincisi HaÅŸdi Åžabi Kürdistani bir güç olmadığı için ve hedefinde mezhepçilik olduÄŸu için Kürdistan’da varlığı kabul edilemez. DiÄŸerleri içinde durumu en problemli olan PKK güçleridir. PKK kendisi Güney Kürdistan’da medya savunma alanı dediÄŸi ve meÅŸru olmayan ama fiili olan bir bölgeyi kontrol etmekte, Kürdistan Yönetimi’nde de faktör olarak bunu kabullenmiÅŸ durumda, bu da TC’nin bu bölgeyi bugünlerde olduÄŸu gibi bombalamakta, Kürdistan Hükümet’i de bu durumu kabul etmektedir. Åžurada şöyle bir sorun çıkıyor, bu alanların giriÅŸ çıkışları, orada geçenlerden vergi alma dahil tüm kontrolü PKK yapmakta, bombardıman olduÄŸunda ise Güney Hükümeti Türkiye veya İran’a karşı sert olmamakla birlikte eleÅŸtiriliyor. Yani bu bölgeler harita üzerinde Güney Kürdistan’ın ama fiili olarak PKK’nin elindedir. HeÅŸdi Åžabi’nin de Güneyde Medya savunma alanları dediÄŸi fiili bölgeler yaratma çalışmasına müsaade edilmemelidir.
Peşmerge’nin değişik parti ve gruplara bağlı olması savaşma kapasitesi ve koordinasyon anlamında nasıl sıkıntılar doğuruyor?
Askeri olarak iyi bir koordine olduÄŸunda deÄŸiÅŸik güçler ortak savaÅŸabilir, ama bu koordineden kaynaklanan eksiklikler olduÄŸunda da sorunların her zaman yaÅŸanabilineceÄŸi bilinmesi gerekir. EÄŸer PeÅŸmerge ulusal bir ordu olacaksa ordu hükümete baÄŸlı olmalıdır. Siyasi partiler de zaten hükümete, dolayısı ile orduya hakim olacaktır. Bağımsız Kürdistan’ı düşünmeyen, devlet mantığı taşımayanlar hala PeÅŸmerge’nin birleÅŸmesini engelliyorlar. PeÅŸmerge resmi olarak PeÅŸmerge Bakanlığı bünyesinde birleÅŸtirilmiÅŸ ama uygulamada atılması gereken daha önemli adımlar ve görevler bulunmaktadır. BaÅŸta milli bir askeri savunma stratejisi için PeÅŸmerge’nin birleÅŸmesi ÅŸarttır. Kürdistan’da PeÅŸmerge’nin birleÅŸmesi aynı zamanda Kürdler’in iç yarası olan Brakuji tehlikesinin de kesin olarak sonunu getirir. Uygulamada siyasetten arındırılmış bir ordu, Kürdistan toplumunda yurtseverliÄŸi geliÅŸtireceÄŸi gibi savaÅŸ kapasitesini de yükseltecektir.
PeÅŸmerge’nin tek çatı altında birleÅŸtirilmesine dönük çalışmalar var. Bu çalışmalar ne aÅŸamada ve bağımsızlık için tek çatı altındaki PeÅŸmerge’nin önemi nedir?
PeÅŸmerge’nin birleÅŸtirilmesi çalışması DAİŞ Savaşı’ndan önce baÅŸlamıştı. DAİŞ ile yaÅŸanan savaÅŸ ve BaÄŸdat ile yaÅŸanan mali kriz nedeni ile bu çalışmalar yavaÅŸlanmıştır. Ama bu savaÅŸ diÄŸer yandan kesinlikle PeÅŸmerge’nin birleÅŸtirmesini zaruri olduÄŸunu tüm taraflara da göstermiÅŸtir. Åžunu açık bir biçimde söyleyebilirim ki, kim ki PeÅŸmerge’nin birleÅŸmesine karşı ise o Kürdistani deÄŸildir ve bağımsız Kürdistan’a karşıdır. Ortak bir ordu için PeÅŸmerge Bakanlığı’na baÄŸlı bir harp akademisi kurulması ve burada ulusal orduyu kuracak komutanların yetiÅŸtirilmesi ile ulusal ordunun saÄŸlam temelleri atılması ile baÅŸlansa en doÄŸrusu olacaktır.
Savaş cephelerinde oluşan ulusal birlik siyasal zemini nasıl zorlar? Gelecekte elzem gözüken birliğin sağlanması için ne kadar yol söz konusudur?
SavaÅŸ cephesinde oluÅŸan ulusal birliÄŸin siyasal zemini zorlayacağını düşünmüyorum. Bu sadece zorunlu bir iÅŸbirliÄŸi sonucu ortaya çıkan bir birlikteliktir. Maalesef Kürdistan’daki silahlı güçler ulusal olmaktan çok parti politikalarını esas alan ve çoÄŸu zaman da birbirlerine düşmanca tavır alan bir yapı mevcuttur. BirliÄŸin olması için çok karmaşık bir siyasal strateji ye gerek yoktur. Kürdler bir millettir ve diÄŸer tüm milletler gibi devlet olma hakkı vardır, ordu da bu amaca ulaÅŸma yolunda bağımsızlığı koruyan yegane güç olmalıdır. Yoksa bir partinin siyasal amacına hizmet eden bir silahlı yapı ulusal olamaz.
Olası Musul operasyonuna ilişkin hazırlıklar ne aşamada? Peşmerge Irak ordusu olmadan böyle bir operasyona girişir mi?
Musul operasyonu için hazırlıklar sürüyor, bu konuda hazır olmayan Irak ordusudur. Irak ordusunun da hazır olması zor gözüküyor. PeÅŸmerge Irak ordusununda katılacağı ortak bir operasyona hazır, ama tek başına Musul’u kurtarma operasyonuna hazır deÄŸildir. Kürdistan’daki siyasi irade Musul’un PeÅŸmerge tarafından tek başına kurtarma operasyonuna karşıdır. Çünkü Musul binlerce ÅŸehit verip özgürleÅŸmiÅŸtir, BaÄŸdat a teslim etmek kabul edilemez. Ancak tarihsel olarak Musul’un önemli bir coÄŸrafyası Kürdistan’a aittir. Kürd Siyasi Yönetimi ve silahlı güçleri gerektiÄŸinde Musul’u tek başına özgürleÅŸtirecek bir siyasi ve askeri planı olmalıdır.
Musul’un DAİŞ’ten temizlenmesi ya da temizlenmemesi bağımsızlık açısından nasıl bir role sahiptir?
Musul’un DAİŞ’ten temizlenmesi bağımsızlık süreci için çok önemli bir rolü yoktur. Bağımsızlık için önemli olan tüm Kürd siyasi partilerin Mesut Barzani’nin arkasında olması stratejik önemdedir. Musul’da DAİŞ’in olması olası bir bağımsızlık referandumun saÄŸlıklı yapılmasına engel olabileceÄŸi için bir önem taşımaktadır. Ben bağımsızlık ajandası ile Musul operasyonunun ayrı bir ÅŸekilde yürüdüğünü tahmin etmekteyim.
PKK’nin bölgede bulunan gücü nerelerdedir ve bulundukları yerde atmosferi nasıl etkilemektedirler?
PKK’nin gücü ÅŸu anda daha çok Kerkük ve Åžengal alanlarında mevcuttur. Gerillanın uzun süre savaÅŸ içinde olması ve partizan savaÅŸ tarzını bilmesi DAİŞ’e karşı PeÅŸmerge’ye göre avantajlı hale getirmiÅŸtir. Özellikle de PKK’ye yakın basının yaptığı propaganda ile sanki PKK olmasa tüm Güney Kürdistan ele geçecekti havası yaratılıyor ki bu oldukça abartılı bir durumdur. PKK, DAİŞ ile savaÅŸta PeÅŸmerge ile birlikte olması ulusal birlik, moral açısından önemli ama gerçek askeri bir baÅŸarı için ise çok önemli deÄŸildir.
Bir süre önce Şengal’de pusuya düşüp hayatını kaybeden 3 gerilladan bölgedeki Peşmerge komutanı sorumlu tutuldu. PKK’nin bu söylemi doğru mudur, gerçekte ne oldu?
BaÅŸta da belirttiÄŸim gibi ortak ve iyi bir koordine olduÄŸunda farklı güçler iyi savaÅŸabilir, ama bu irtibat ve baÄŸlantı yetersiz olduÄŸunda sorunlar yaÅŸanabilir. PKK’nin burada PeÅŸmerge’yi sorumlu tutması kesinlikle doÄŸru deÄŸildir. O gece üç PeÅŸmerge oradan geçseydi DAİŞ’in pususuna düşeceklerdi. Oraya yakın bir köyde PeÅŸmerge’nin olması ve orada gerillanın geçeceÄŸi bilinmesi bile bu PeÅŸmerge’nin rolü olduÄŸu anlamına gelmez. Kobanê’de DAİŞ çeteleri onlarca kontrol noktasını geçip ÅŸehir merkezinde katliam yapıyor, ÅŸimdi biz kalkıp bu kontrol noktasında bulunan tüm YPG’liler DAİŞ ile iÅŸbirliÄŸi yapmışlar desek doÄŸru mu olacak? Orada olan bir koordine eksikliÄŸi ve siyasi güvensizliÄŸin askeri harekata yansımanın getirdiÄŸi bir sonuçtur.
Bazı cephelerde eski siyasetçilerin ve işadamlarının komuta etmesi nasıl pozitif ve negatif sonuçlar doğurmaktadır?
Askeri olarak savaÅŸ cephelerini komuta eden kiÅŸiler generaller olmalıdır. EÄŸer bir halk savaşı yürütülüyorsa bu savaÅŸa herkes katılmalıdır. DAİŞ tüm Kürdistan’ı ele geçirmeyi hedeflediÄŸinde ilk baÅŸta bunlara karşı savaÅŸanlar zenginler olmalıdır. Kürdistan’da parası olan iÅŸadamı ve siyasetçilerdir. Ya bunlar savaÅŸacak modern bir ordu yaratacaklar ya da kendileri cepheye gidip savaÅŸacak, en kötüsü bazılarının yaptığı gibi ülkeyi bırakıp kaçacaklar. Bu bir milli savaÅŸ olduÄŸu için ve milli savaÅŸları yürüten burjuvazi olduÄŸuna göre Kürdistan’da zenginlerin savaÅŸa gitmesi gereklidir. Kürdistan’da sermayeye haksız yere sahip olanlar ise yurtdışına kaçmaya çalışmıştır. Siyasilerin de bu savaÅŸta çıkaracakları en önemli sonuç bir daha kendileri cepheye gitmeyecek kadar güvenli ve modem bir ordu oluÅŸturmayı gerekli görmeleridir.