Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Diktatörlük ve Demokrasi Seçimi !

Demokrasi ve özgürlük çoğunlukla değil, toplumsal hak eşitliğin hukukuna bağlılığın inancıyla gerçekleşen sorumluluk bilincidir. İnsanların çoğu bu riskli sorumluluktan korkuyorlar. Özgürlüğü istemez hale gelmişler. Türklerin büyûk çoğunluğu Kürdler özgür olasın diye demokrasi istemiyorlar. Anti demokratik lider ve yönetimlerin insan hayatına bir katkısı olmuyor. Eğer ôzgürlük ve demokrasi çoğunluğun sürüleştirilmesiyle kazanılsaydı Hitler, Musolini, İran Mollaları, Türk yöneticileri gibi bütün diktatörler demokrasi kahramanı olacaklardı. Yazar, akademisyen, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve milyonlarca insanın lider seçtiği tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selhattin Demirtaş zindanla cezalandırılmazdı. Onbinlerce devrimci, Kürd özgürlük savaşçıları hapsedilmez, öldürülmezdi.

Bakın HDP’nin CumhurbaÅŸkanı adayı Selahattin DemirtaÅŸ, Kürdlüğünden dolayı ve ErdoÄŸan’a hitaben ”seni BaÅŸkan yaptırmayacağımdediÄŸi için bir buçuk yıldır Edirne Cezaevi’nde rehin tutuluyor! DemirtaÅŸ, suçlu bulunmuÅŸsa neden adaylığı kabul edildi.? Adaylığı kabul edilmiÅŸse neden serbest bırakılmadı? Görülyor ki Türkiye’nin yargı politikası Kürdlerin pozusyonuna göre biçim alıyor. Demokrasilerde siyaset, ne istediÄŸini bilen, sorunlara çözüm getiren, objektif plan ve projelere dayalı, lider ve yönetimlerle yapılır. CumhurbaÅŸkanı adayı Selhattin DemirtaÅŸ’ın, tutuklu, diÄŸer adayların ise meydanlarda devletin bütün imkânlarını kullanması insani deÄŸildir.

AKP hükümeti, Türkiye’de ırkçı saplantının ve dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabulunu bir zorunluluk haline getirmiÅŸtir. Bu zulmün en ağır faturası Kürdlere kesildi. Türk ırkçılığıyle bütünleÅŸmiÅŸ bu dinsel faÅŸizmin fütursuzca uygulandığı bir ortamda saÄŸlıklı bir seçim yaÅŸanamayacağı açıktır. Neo-Osmanlıcılık hayalleriyle yöneten Türk CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ”iç ve dış tehditlerin artmasını gerekçe göstererek baskın bir seçim kararı alması siyasi, ekonomik bunalımın sınıra vurması oluyor. Hergün insanların hapsedildiÄŸi, öldürüldüğü ve kaçmak zorunda bırakıldığı Türkiye’de iç dış tehdit algısıyla yapılacak bu seçim, açık ki dalevere, baskı, ÅŸiddet ve provokasyonla yürütülecektir.

Binali Yıldırım ”Biz 16 yıldır biriktirdiÄŸimizi hiç kimseye teslim etmeyiz” açıklaması diktatörlüğün dolu dizgin yürütüleceÄŸi ve iktidarın normal yollarla bırakılamayacağının itirafıdır. ErdoÄŸan Türk islamcı takımından baÅŸa geçti, milyoner oldu, iktidar oldu, devlet oldu ama insan gibi yönetmedi. Kuzey Kürdistan’ın Siirt ÅŸehrinde önceden ayarlı bir tolazın yerine illegal yerleÅŸtirilerek vekil yapılan, baÅŸbakanlıktan, CumhurbaÅŸkanlığına ve ÅŸu sıralar tek adam diktörlüğüne odaklanan ErdoÄŸan, demokratik bir seçim mi yaptıracak? AKP hükümeti, MHP, BBP, cihatçı tetikçiler gibi sokak faÅŸistleri bünyesinde toplamış devrimci, demokrat, Kürd düşmanı bir cephe oluÅŸturmuÅŸtur. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır katliamlarını gerçekleÅŸtiren bu ölü sayıcı dengesiz normal bir seçime yol verebilir mi ?

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ı 16 yıldır kan, göz yaşı, intikam ve savaÅŸ politikasıyla yöneten ErdoÄŸan, seçimi kayibedecek. Ancak ne pahasına olursa olsun alacaktır. Çünkü azgın bir diktatörlüğe karşı ÅŸapÅŸal ördeÄŸe dönüşmüş CHP’nin silik muhalefet politikasıyla pozitif bir sonuç alınamaz. İktdarla muhalefetin Kürd düşmanlığında, bayrak yarıştırmada, aynı argümantları kullanması ve aynı hedeflere saldırmada ortaklaÅŸması bir farklılık sonucuna götüremez. AKP hükümeti Kürdlere karşı yürütüğü kanlı operasyonları, savaÅŸ politikasını ve iktidar rantını paylaÅŸamadığından dolayı ayrıştığı Gülen cemaatini ve kendisinden olmayan herkesi sindirme baskısını bir baÅŸarı olarak anlatıyor. Buna karşı CHP ve diÄŸer sistem partilerin farklı bir alternatif politikası bulunmuyor. Milyonların temsilcisi olan HDP’i bile dışlamada aynileÅŸmeleri olacakların habercisidir.

Ankara hükümeti, Afrin’de çıkarılacaktır. O nedenle Rojava’da burnu sürtülmeden, Zarrab dosyası, kara para aklama ve uluslararası ambargodan milyarlarca dolar tazminat cezasından önce bu seçimi almak istiyor. Dolayısıyla ErdoÄŸan için seçimlerin uzaması garantili deÄŸildi. Çünkü dosyası kabarık ve yargılanması ihtimal dahilindedir. AKP hükümeti, Türkiye, Kuzey Kürdistan ve Rojava’yı yabancı cihatçılarla doldurmuÅŸ. Batı devletleri nezdinde bir itibarı kalmamıştır. Rusya tarafından kullanılarak İdlib’den Afrin batağına saplanmıştır. Afrin’den çıkarılmadan önce bu baskın seçimi alıp yeni bir formatla kendini pazarlamaya çalışacaktır. Çünkü yönetemiyor. AKP’li olmayan herkes baskı altında ve hedef haline getirilmiÅŸ. Hiç bir Kürdün can güvenliÄŸi yoktur. Bu zulüm politikası özellikle HDP üzerinde çok yoÄŸun uygulandı. Selhattin DemirtaÅŸ ve bütün nitelikli kadrolar birer rehine durumuna getirilmiÅŸ. HDP, türk çoÄŸunluÄŸuna bir terör örgütü olarak kabul ettirilmesine raÄŸmen halen Türkiye partisi olma ÅŸarkısını söylemesi bir yanılsamadır. Türk sömürgeci sistemi, Kürd ulusal hareketlerini karşıt kamplarla manipüle etme, toplumsal dokusuna yabancılaÅŸtırma ve türklüğe asimile etme planını devletin temel politikası olarak uyguluyor.

İktidar ve ”muhalefet” kürdleri seçim ittifakında, barışçıl çözüm arayışında dışlamıştır. Görülen o ki Kürd siyasi hareketlerin Türk sömürgeci sisteminden baÅŸaramadığı kopuÅŸu, Türk devleti Kürdleri dışlayarak gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Kürdlere düşen bu kopuÅŸu birlik içinde sürdürmektir. 30 milyona yakın Kuzey Kürdlerine bir ilkokul hakkı bile tanımayan ve Kürd toplumunu statüsüz bırakan, hapseden TC.nin anti demokratik baskın seçimi birlik içinde boÅŸa çıkarılmalıdır. Diktatörlüğün hüküm sürdüğü OrtadoÄŸu’da insanlar, baskı rejimlerini korku içinde yaşıyorlar. Kuzey Kürdistan’ı OHAL, sömürgeci valilerle yöneten, TC’nin iktidar ve ”muhalefeti” bu seçimde Kürd bölgelerinde ağır bir yenilgi almalıdır.

Åžayet bu sistem partileri Kürd halkından ciddi bir seçim yenilgisi almazsa Kürdlerin parlamentoda temsili engellenecektir. HDP’nin kitle gücüne PAK, PSK, AZADİ, HAKPAR veya herhangi bir Kürdistan’i hareket sahip olsaydı farklı bir muamele yaÅŸanmayacaktı. Herkes bu gerçeÄŸi anladı, fakat Kürd siyaset kadroları TC’nin bu ayırımcı, ırkçı politikasına karşı ortak bir insiyatif geliÅŸtiremedi. Kürdler, devlet tarafindan yaralanmış, öldürülmüş ve bütün ulusal, siyasal hakları gaspedilmiÅŸtir. HDP bu yaralı güvde üzerinde oturan maÄŸdur edilen Kürd yurtsever potansiyelini kucakladığı ve bu minval üzerinde yürüdüğü için hedef haline getirildi. O nedenle elliden fazla Türk partisinin olduÄŸu Türkiye’de etkili Kürd siyasal hareketlerin oluÅŸmasına ÅŸiddetle ihtiyaç vardır.

AKP, ÅŸu sıralar Hüdapar üzerinde oynuyor. HÜDAPAR, ağırlıklı olarak Kürdlerin içinde örgütlenmesine raÄŸmen bir Kürd hareketinden ziyade klasik bir islamcı parti fügürünü vermesi güvensizlik sebebidir. HÜDAPAR, bugüne kadar hiç bir miting, toplantı ve aktivitelerinde Kürd bayrağına ve Kürdistan’i sembolize eden fügürlere yer vermedi. EÄŸer Hüdapar Kürdistan’i bir hareket olarak siyaset yapacaksa adresini netleÅŸtirmelidir. Kürdlerin içinde ayrık otların yeÅŸermesine ön ayak olmamalıdır. PKK ile çeliÅŸkilerinden hareketle sömürgeci islama kullanılmamalıdır.

Türk devleti, Kürd ulusal sorunun barışçıl çözümünü hedefleyen siyasi hareketlerin kimlik kazanmasını içine sindiremiyor. Kürdlerin özgürlüğü, ulusal kurtuluÅŸunu gaspetmiÅŸler, geleceÄŸini rehin almışlar. O nedenle barışçıl çözümlerin gerçekleÅŸmesi için mücadele eden Kürd siyasetçiler hapsedilmiÅŸtir. AKP, MHP, BBP ırkçı, islamci faÅŸizmde birleÅŸti. CHP, İyi Parti, Saadet Parti ise ırkçılık ve gericilikte yarış halindeler. Sömürgeci sistem partileri, sorun çözmez, çoÄŸaltırlar. GeleceÄŸe iliÅŸkin barışçıl çözüm politikaları yoktur. Kürd, Alevi, gayri müslüm, insan hakları, ve genel olarak demokratikleÅŸme projeleri yoktur. Bayrak ÅŸarlatanlığıyla ırkçılık yarışını sürdürüyorlar. Kürd meselesinin çözümsüzlüğünde ve HDP’de dahil bütün Kürd partilerini baraj altında bırakmada ortaklaÅŸtılar.

Türk devleti, Kürdlerin ulusal statü sahibi olmaması için dört cephede Kürdlere karşı savaşıyor. TC. Kürdleri kıran bir aygıta dönüşmüş. Afrin’nin yüzde doksan’ı Kürd olduÄŸu bütün dünya biliyor. Ama Türk devleti Afrin’i iÅŸgal edip ÖSO ÅŸemsiyesi altında topladıkları terör örgütleriyle yönetiyor. Akıl, Onur sahibi insanlar devlet partilerine oy vermemelidir. Asırlardır Kürdlerin omuzuna binmiÅŸ, zengin kaynaklarını talan ediyorlar. Kürdleri birbirine düşürerek Ulusal savunma oluÅŸturmalarını, bağımsızlığını engeliyorlar. Kürdistan Federe devleti ve Güneybatı Bölgesinin kazanımları mutlaka bağımsızlığa götürülmelidir.

Ulusal kurtuluÅŸu baÅŸaran daha önceki dönemlerin lider karakteri uluslararası ittifaklar kurabilen, dengeleri gözeten fügürlerdi. Demokrasi, insan hakları bu siyaset profili ile geliÅŸtirildi. Liderlik gücü, uluslararası mekanizmalara yön verebilmek uluslararası kurumlarla sistemli, olgun iliÅŸki içinde olmak için adına hareket ettiÄŸi toplumu demokrasi ile yönetme güvenidir. Federe Kürdistan ve Rojava Kürdistan’ı önümüzdeki süreçte bu profili vermelidir. OrtadoÄŸu’da elli milyonu geçkin Kürd Milletin yanlış politikalarla yönlendirilmesi ulusal baÄŸmsızlığını geciktirmiÅŸtir. Kürdler ağır kırılmalardan geçirildi lider kadroları esir alınde ve öldürüldü. BirleÅŸmiÅŸ Milletler, ulusların kendi geleceÄŸini belirme hakkını prensip olarak savundu ancak Kürdler özgülünde savunmamıştır. ABD, AB, Rus emperyal güçlerin sömürgeci bölge rejimleriyle olan kirli menfaat iÅŸbirlikleri baskın gelmiÅŸtir.

Kürd siyasi otoriteleri politik, diplomatik mücadelede ulusal ortaklığı temel alırsa Kürd bağımsızlığına karşı çıkarılan engelleri aşacaktır. Kürdleri güçsüz düşüren nitelikli, kurumsal bir siyasal önderliğin olmayışıdır. Kollektif karar mekanizmasının eksikliğidir. Kürd gençliği önemsenmeli, mücadelenin ihtiyaçlarına göre organize edilmelidir. Kürtler, ulusal kurtuluş siyasetini her şart altında savunmalıdır. Kürdler, ideolojik ağırlıklı politikalarla yönetilirse sömürgeci işgali kıramaz. Ulusal bağımsızlığın devletleşme ile sonuçlanması hepimizin kurtuluşudur. Zira sömürgeci saldırılara karşı Kürt cephesini savunmak devrimci bir görevdir.

Kürtler bütün parçalar’da devletleÅŸme haklarını elde etmek için birbirlerini kollamalıdır. Kürdistan’ın Kürdler tarafından yönetilmesi imkânsız deÄŸildir. Kürdlere mücadeleden baÅŸka yol bırakılmamıştır. Türkler Araplar, Persler iÅŸgalci emellerini, sömürgeci alışkanlıklarını ne yazıkki terk etmiyorlar. Ancak Dünya ve ortadoÄŸu’daki geliÅŸmeler, sömürgeci ve iÅŸgalci güçlerden yana bir gidiÅŸata iÅŸaret etmiyor. Bundan böyle Kürdistan toprakları üzerinde hak iddia eden veye ortaklaÅŸma arzusunda olan devletler, kendi toprakları üzerinde tek egemen yönetim olma hakkından vaz geçerek, kökten dönüşerek ortaklaÅŸabilirler. BaÅŸka türlü Kürtlere katliam, yıkım, sürgün, talan, asimilasyon, jenosit uygulayanlarla bir ortaklık düşünülemez.

Kürdler hiç bir sömürgeci rejimin üstün ırk ayrıcalığını kabul etmez. Rojava ile Arap bölgesinin eÅŸit haklar temelinde ve barış içinde yaÅŸamasını isteyen İran ve Türkiye önce iÅŸgalci politikasını deÄŸiÅŸtirmeli ve baskı zoru ile yönetikleri Kürdlerle eÅŸit yaÅŸamalıdır. İran ve Türkiye, Suriye üzerindeki Sünni, Åžii hegomanyasına ve islamist çeteler üzerinde yürütükleri vekalet savaşına son vermelidir. İran’ın, Suriye ve Irak üzerindeki askeri, siyasi hegomanyası kırılacaktır. Kuzey Kürdistan ulusal sorunun çözümü,Türk iÅŸgalin çekilmesi veya kırılması ile sonuçlanacaktır.

Güney Kürdistan Irak iÅŸgali altında kurtulmuÅŸtur. Son olarak Federe Kürdistan, Irak genelinde 12/05/2018 gerçekleÅŸen seçimle birlikte Kerkük ve Musul bölgesi Kürdistan’ın bağımıszlık referandumundan yana oy kullanmış, iradesini ortaya koymuÅŸtur. Güney Batı Kürdistan Suriye iÅŸgali altında önemli ölçüde kurtulmuÅŸtur. DoÄŸu ve Kuzey Kürdistan Acem ve Türk iÅŸgali altında kurtuluÅŸ mücadelesi veriyor. İran ve Türk devletinden baÅŸka kimse Kürdleri öldüremiyor. Kürdlere her türlü zulmü, barbarlığı uyguladılar, daha fazla öldürerek yönetemezler. OrtadoÄŸu’yu ırk din adına parseleyen, insanları birbirine düşman eden ulusların ve farklı inançların hak eÅŸitliÄŸini ÅŸiddetle reddeden bu diktatör, sömürgeci rejimler yıkılmalıdır.

Medkobal@gmail.com

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

19 + thirteen =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla