Her ÅŸey Atatürk’ün evlatlığı Sabiha Gökçen’in aslında Ermeni kızı olduÄŸunu açıkladığı için aldığı tehdidlerle baÅŸladı.Tehdit edildiÄŸini soranlara “Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliÄŸi içinde görebilirim, ama biliyorumki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz”demiÅŸti, ama yanıldı.
Varlıklarını döktükleri kandan alanlar 9.1.2015 tarihinde organize edilen bir pusuda Hrant’a kıyarak katledip aramızdan aldılar.
“Kendi kimliÄŸini ötekinin varlığına göre konumlamak hastalıktır, yaÅŸayabilmek için sana bir düşman gerekiyorsa senin kimliÄŸin hastalıktır.”diye söyleyen Hrant yüz yıl öncesi yaÅŸanan acı olayları öfke ve intikama dönüşmesine izin vermeden ele alınıp deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸine inanıyordu.Bu hastalığı yeni nesillere sürekli aktarmak ve bununla gelecek kurmak isteyen resmi ideolojilere karşı kanlı geçmiÅŸten ders alınmasını istiyordu.
Resmi ideolojiyi savunanlar Türkiye ve Ermenistan’da Hrant’ı hiç sevmediler.
Yine kendisi “Dünyadaki insanların birde silahsız kuvvetleri var.O silahsız kuvvetler bizleriz.”demiÅŸti.Amacı yaÅŸanan acıları yüreÄŸinde saklayarak, kin tutmadan, düşman yaratmadan karşılıklı empati ile geçmiÅŸin konuÅŸularak deÄŸerlendirilmesini istiyordu, Düşman yaratmadan var olma ÅŸansı olmayan hstalıklı zihniyet izin vermeyip onu katletti.
Sevenleri onu sonsuza uÄŸurlarken “Hepimiz Ermeniyiz”deselerde Hrant bütün dostlarını ETNİK kimlikleri ile, ayırım gözetmeden sevdi.
Bizde bu güzel insanı dünyadaki”Silahsız kuvvetler”neferini çok sevdik. Unutmadık, unutmayacağız.