Asimilasyonu farklı kökenden gelen etnik bir gurubun varlığını, baskın olan etnik yapı içerisinde eritmek diye tanımlayabiliriz.
Varlığını koruyamayan etnik yapılar kendi tarihsel sürecinde zorla yada gönüllü, başka bir etnik yapılar içerisinde eriyerek yok olup gitmişlerdir.
Tarihte bolca rastladığımız bu tür örnekler Kızılderili yerlileri ayrı tutmak kaydı ile, ABD’de olduÄŸu gibi “Gönüllü Asimilasyon” ile yerleÅŸen Avrupa kökenli göçmenler, Alman, İtalya, İrlandalı ve İngiliziler gibi farklı etnisiteye ait olanlar Amerikan Ulusunu oluÅŸturdular.Bu “gönüllü” asimilasyon olduÄŸu için” kimse itiraz edemez, doÄŸal bir süreçtir.
Yine eski Çin’de olduÄŸu gibi silah zoru ile iÅŸgal eden güçler süreçte üstün olan kültüre direnemeyip hepsi ÇinlileÅŸti, bunada itiraz edilemez.Ama varlığını her türlü baskıya raÄŸmen koruyan Uygur Türklerine inancı, dili ve etnik farklılığı nedeni ile uygulanan zoraki asimilasyonu ayrı tutmak kaydı ile.
Nedeni zora dayalı asimilasyon olduğu için karşı çıkılması gerekiyor.
Çünkü zora dayalı anadilde konuşmayı, eğitimi yasaklamak ile başlayan asimilasyon çağımızda işlenen bir insanlık suçudur.
Andımızın yeniden okullarda okutulmasını istemek asimilasyon
amaçlı olduğu için ikisini birlikte ele alıp değerlendirmek zorundayız. Andımızı okutmanın yurtsever nesil yetiştirmek isteği ile alakası olmadığı gibi taze beyinlere ırkçılığı yerleştirmek amaçlanıyor.
Eğitime ilk adımını atan çocuklara Andımızı okutmak her ırkçı dayatmada olduğu gibi, daha o yaşta etkin olan kendi etnisitesini yüceltme, farklı olanı inkar etmek, küçümseyip hor görmesi amaçlanıyor.
Anadili, etnik kökeni farklı olan çocuklara bu andı okutmak ile ne kazanılacak? Şimdi farkına varmasa bile ilerde farkına varacağı gerçek yalandan yemin etmek ve bunun yaratacağı eziklik, okutanlarada duyacağı öfke ve nefret olacaktır.
Bu güne kadar demokrat hatta solcu geçinen “KardeÅŸlik ve BariÅŸ” diyerek “EÅŸitliÄŸi”her zaman unutanlar çocuklarınızı daha o yaÅŸlarda içi boÅŸ, kendini diÄŸer etnik guruplardan üstün gören ırkçı yeminler ile zehirlemesine izin vermeyin. Bu konudaki tavrınız olduÄŸunuz gibi görünmenizi saÄŸlayacak mihenk taşı olacaktır.
Doğuştan gelen farklılıkların zenginlik olduğunu, birinin diğerinden üstün olmadığını bilen nesiller ile ancak bu kadim topraklara barış ve huzur gelebilir.
Adnan  Güllüoğlu
GiriÅŸ Yap
GiriÅŸ Yap
Åžifrenizi yenileyin
E-postanıza bir şifre göndereceğiz.

Dr. Adnan Güllüoğlu Urfa doğumlu, Tıp fakültesi mezunu hala doktor olarak çalışıyor. 12 Eylül darbesinde tutuklandı. Diyarbakır askeri cezaevinde tutuklu olarak kaldı.
Önceki haber
Sonraki haber
- Reklam Alanı -