Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Bilinmeyen Yönleriyle Şengal Katliamı

Davut Kurun // Güney Kürdistanda bir çok etnik olduğu kadar dini azınlıklarda bugüne kadar barış içinde yaşamışlardır. Kürdistan ulusal güçleri ile Bağdat hükümeti arasındaki savaşın gelişmesi ile birlikte diger bu guruplarda da politik alanda farklılaşma yaşandı. Kürd soykırımlarının başladığı yıllarda, katliamlardan kurtulmak için, kürdlüğünü inkar ederek dini kimliklerini öne çıkaran guruplarda oldu. Ezidiler ikiye ayrıldı. Şexhan kesimi Kürdistan mücadelesi içinde yer alırkan, Şengal Ezidileri “ biz Kürd değiliz, Ezidiyiz”, dediler, Kuzeydeki bir kısım Kürt aleviler gibi.

1969 yılında da “ biz kürd Ezidi değiliz, arap Ezidiyiz” denmeye başlandı ve o tarihten bu yana halen Reşid caddesinde çalışmalarını sürdüren, Prens Beyazid Emevi öcülüğünde “Dava” bürosunu açtılar. BAAS’ın iktidarını pekiştirdikten sonra, Kerkük, Musul ve Şengal bölgesine binlerce topraksız arap köylüsünü güneyden getirererk bu bölgelere yerleştirdi. Şengal da Arap Kemeri denen bölgeye dahil edilerek araplaştırma politikasına hız verildi. İnsanlara ve yerleşim yerlerine Türkiyede olduğu gibi arapça isimler verildi.

Her Ezidi Kürd ailesine bir arap ailesi kirve oldu. Bu politikiyayı benimsemiyen Kürtler, Irak’ın çöl bölgelerine sürüldü. Bölgede kalanlar, Baas partisine bağlı olan “ Ezdi reform ve Gelişim hareketi”nin verdiği kimliklerle ilk defa Irak devleti içinde rahatça ve itibarlı biri olarak hareket etmeye başladılar. 1980 lerde, Kürdistan’da Baas Katliamları, toplama kampları, köy ve kasabaların toplu yıkımları ve kimyasal bombalarla katliamlar yapılırken, yurtsever Ezdiler- Şexhan kesimi- de büyük kayıplar verdi. Bu dönemde katliamlardan kurtulmak için, Şengal Ezdileri Baas içindeki yerini sağlamlaştırmaya, baasçı ailelerle kirvelik ilişkilerini geliştirmeye çalıştılar.

Musul, Baasın en güçlü kalesi durumuna getirildi. Şengal kesimin en büyük iki lideri, Mir Hayri Beg ile Tahsin Beg, Sadam Hüseyin ile ailesel bağlarını geliştirip , onun iki oğlunun kirvesi oldular. Sadam devrildikten sonra iki oğlu, Musul’da kirvelerinin güvendikleri evlerde saklandılar ve amerikan askerleri tarafından öldürüldüler.

Şii Bağdat hükümetinin baskısı karşışında Baascılar Daiş ile ilişkilerini geliştirdiler. Bağdat hükümeti, Kürdistan ulusal güçlerinin gelişmesini ve bağımsızlık ilan etmelerinin önünü kesmek için., 13 ordusunun en güçlü ve donanımlı 8 ordusunu Musula konumlandırmıştı. Amerika ve NATO nun en modern silahlarla donattığı bu 8 ordu Daiş ve Baascılar, 24 saatlik ayaklanma ile, direnişle karşılaşmadan ele geçirdiler.

Bu dönemde Şengal idari ve siyasi olarak Bağdat hükümetine bağlı idi. YNK ve KDP nin parti büroları ve bunları koruyan peşmerge güçleri vardi, Irakın diger vilayetlerinde olduğu gibi.

Sengalin bazı bölgelerine peşmerge güçleri giremiyordu, çünkü baascı arapların saldırıları vardı. Daiş bölgeye 3 Ağustos da girdi. Bu dönemde Ezidiler kendi aralarında bir çok toplantı yaptılar ve Baascılarla Daiş’la da üç toplantı yaptılar. Bu toplantılarda, baasçılar, Kürtleri desteklemezlerse Ezidileri koruyacaklarına söz verdiler. Musula hakim olan Durri aşiret yöneticileri ve Sadamın genelkurmay başkanlığını yapan Izzetin El Durri de Ezidi liderlerine koruma sözü vermişti. KDP YNK ve Goran başta olmak üzere bütün Kürt partileri ve bölgedeki peşmerge komutanları, Daiş ve Baasçılarn sözlerine güvenmemelerini, sivil insanların bölgeyi terk etmesini, kalanların direnmesini peşmergeye destek vermesini ısrarla istediler. Bu noktada sözü Mam Celal’ın danışmanı Şengal’lı Mirza Dinnayi’e bırakalım. “ Koço (bölge) liderleriyle bağlantıyı kuran kişi olduğunu, onlara sayısız defa telefon açarak bölgeyi terketmeleri gerektiğini ilettiğini anlattı.

Koço ve çevresi kürt kimliğini reddeden bazı aişret liderlerinin bölgesiydi ve Kürdistan peşmergesi bu bölegelere 2003’ten beri sadece küçük devriyeler halinde girebiliyordu. Mirza Dinyayi, Koço’nun önde gelenlerinin kirveleri olan komşu arap köylerinden garanti aldıklarını, işid ile üç defa toplantı yaptıklarını, örgütn , kirveleri olan Sunni arapların ricası üzerine bu bölgeye dokunmayacaklarını söylediklerini aktardı. ….bir gün Dinnayi’ye gelen bir telefon, örgütün bu köylere geçmeleri için üç gün süre verdiğini iletiyordu. Koço’nun önde gelenlerinin aralarında yaptıkları istişarede toplu olarak din değiştirmemeye karar verdiler. Bu kararlarının Dinnayi’ye ve diger Ezidi önde gelenlerine telefonla ilettiklerinde katliama sadece saatler kalmıştı. 15 Ağustos ISID katliam yapacağı köylere Koço’nun kirveleri olan sunni arap aşiretlerinin erkekleriyle beraber gidi. Sadam’ın 1980’lerde Kürdistana yerleştirdiği kirveler, katledilecek Ezidi komşularının mallarına el koymaya gelmişlerdi…….yaşanan bu vahşetin en trajik yanı ise Kirveleri tarafından aldatılan Ezidi önde gelenlerinin çoğunluğunun 1980’lerde Baas desteği ile “biz kürd değiliz diyenler olmalarıydı.” ( aktaran Ceng Sağnıç. Bir hayalet hikayesi adlı makalesinden)

Şengal’in bugünkü aktüel durumu ve çözüm yolunu, mevcut verilerden hareketle bulmak gerekir. Katiam uğramış, göcerek çevre ülkelere ve bölgelere dığılmuş şengal Ezdilerine en fazla el uzatan da yine Şexhan Ezidileri ile Kürdistan federe hükümetidir. Bugün söylendiği kadarıyla Şengal halkının büyük çoğunluğu Kürdistan bölgesine katılma taraftarı dır ve bu durum önümüzdeki referandum ile netlik kazananacaktır. Halen Bağdat hükümetine bağlı kalarak, şii’ milislerin desteği ile bir Ezidi örgütlenmesi çabası da vardır. İran ve Bağdatın desteklediğie Heşdi Şabi şii milis güçleride bölgede faaliyettedir. Kısaca Sengal, bugüne kadar olduğu gibi, ulusal kimliğini inkar ederek, Şexhan Ezdilerinden ayrılarak Bağdata mı bağlı kalacak, yoksa Kürdistan hükümetine mi katılacak, seçimini yapacaktır. Tarih ve ulusal kimliği ile Kürtlüğün sembolü ollan, ulusal değerlerini, geleneklerini, dillerini dinlerini koruyup sürdüregelen bu halkın kendi topraklarında özgür iradeleriyle Kürdistan devlet çatısı altında güvende yaşamayı herkesten fazla haketmiştir.

Irak devleti katliamı önliyemedi, Ezdi halkın güvenliğini sağlıyamadı. Bölgede barışın dini ve etnik kimliklerin özgürce yaşadığı Kürdistan bu güvenceyi sağlamalıdır. PKK ‘nin , Şengal de, Bağdat yada Hewler ikilemi dişinda bir seçimi yoktur. Şengalde PKK kendi bayrağı altında değil, Irak yada da Heşdi Şabi bayraklarını taşıyan ezdilerle birlikte hareket etmektedir. Sorunun Çözümü Bağımsızlık referandumu ile daha da netleşecekt bağımsızlık kaçınılmaz olacaktır.
07.08.2017

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

four × three =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla