Selim Çürükkaya / Dün bir arkadaşım Ciwan Haco’nun albümünü bana yollamıştı. “Vaktin olursa bir dinle” demiÅŸti. Ciwan Haco’yu 30 yıldan beridir dinliyordum. Bu gün sabahleyin spor yapmaya giderken, kulaklığımı taktım, hem yürüdüm hem de Ciwan Haco’yu dinledim.
Beni benden aldı. Bir feryat, bir inleme, bir isyan, bir haykırıştı.
Kimsesizlik, ülke hasreti, bağımsızlık için silah kuÅŸananlar, yaÄŸmur gibi yaÄŸan kurÅŸunlar, yukardan uçan helikopterler, kararlı beÅŸ kiÅŸi, dördü erkek biri kadın, yükleri ağır, bembeyaz doÄŸa, silah sesleri, ceylanın gözleri, ölüm yaÅŸam, dünya, insanlık…
Ve Haco’nun haykırışı
Bu artık modern bir destandır dinlediğim.
Kürtleri öldürenler, onları yok edeceklerini zanneden ahmaklar, Kürtlere destanlar yazdırdıklarını, tarih yazdırdıklarını bilmiyorlar, beş kişinin öldürüldüğü gün, beş yüz Kürdün doğduğundan habersizdirler, doğan o bebeklerin 15 yıl sonra bu ağıdı dinleyip beş beş, on on bağımsızlık için, özgürlük için, insanlık için yollara düşeceğini kavramıyorlar.
Onlar ha bire öldürüyorlar. Cellatlıklarını sorgulamıyorlar. Bir gün Haco’nun bütün dünyaya öldürdüklerinin destanını duyurabileceklerini düşünmüyorlar..
Oy halkım, oy insanlık, oy geçmiÅŸ, oy gelecek, ey kuÅŸlar, ey böcekler, arılar kurbaÄŸalar, deve dikenleri, ey güneÅŸ, ey yıldızlar, ÅŸehirler nehirler, ey yazarlar, sanatçılar, kebapçılar dinleyin Haco’nun derdini!
Yarım saatinizi buna ayırın. Kurmanci bilmezseniz de anlarsınız. Anlamazsanız da ağlarsınız, ağlamazsanız da yanarsınız!
Hikaye tanıdık, Sesi yanık , Müziği bir afat !