Selim Çürükkaya / Necmettin Büyükkaya isimli bir yiğit vardı.
Adını çokça duymuş, ama oturup kendisiyle konuşamamıştım.
Tutsak olduÄŸum zindana tutsak olarak girmiÅŸti.
Kaldığım yer zindanın içinde zindandı.
Dört katlı bir yapıda kırk hücre vardı.
Zulmün şaha kalktığı bir zamandı.
Oğulun babaya, ananın kıza sahip çıkamadığı bir diyardı.
Sessiz sedasız gelmişti aramıza.
Ağrı dağı gibi suskundu.
Başı dik ve onurluydu.
Bizi anlamakta gecikmedi.
Patlamaya hazır bir volkan gibiydi.
Zulüm ortamında oda pişti.
Boyun eğeyim de kurtulayım dememişti.
Böyle düşünenleri de beğenmemişti.
Dışarıda gemilerini yakmış’ da gelmiÅŸti.
1983 Eylül direnişinde, zulüm kalelerini yıkanlar arasında o da vardı.
Yaşasın bağımsız Kürdistan diye bağırıyorlardı.
Onar onar, yüzer yüzer ölüm orucuna yatıyorlardı.
Ölüme giderken bile halay çekip şiir okuyorlardı.
Bir dağ çiçeği idi Necmettin, Siverek, Karacadağ kokardı.
Baştan başa başkaldırı, baştan başa isyandı.
Sesti O, koğuştan koğuşa, cesaret yayardı.
Mazlumların ahını zalimlerin suratına haykırandı.
1984 Barikat savaşının Generali oydu.
Benim gözümde çağdaş bir Yado’ ydu.
Onun emriyle kapılar açılıp kapanıyordu.
Onun her sözü binlerin haykırışı oluyordu.
Ölüme meydan okudu, yalvarmadı celladına.
Buyrulana uymadı, direndi inadına.
Yiğitlik ve mertliğin ne olduğunu anlattı düşmanına.
Ve bağlılığını böyle bildirdi halkına
Necmettin Büyükkaya belgeselini izlemek için tıklayın:
http://www.youtube.com/watch?v=crxzTF7vffw
