Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Dr. Adnan Güllüoğlu: HELİN BÖLEK

Helin’in ölümüne duyulan duygusal tepkilerin durulması ve bu tarz eylemleri aklı öne çıkararak deÄŸerlendirilmesini yapabilmek için yazımı geciktirdim.

Bazıları “Zamanımı?” diyebilir. Yapılan hatalar devam ettiÄŸi için verilen kayıplar gibi zamanda önemini artık kaybetti, geç bile kalındı. Grup yorum üyesi, Amed’li bir ses sanatçısı. 288 gündür açlık grevindeydi, (Ölüm orucu deÄŸil) ve hayatını kaybetti.

“Helin ölümsüzdür”, “Işıklar içinde yat”, “Öcünü alacağız”, gibi sözler söylemeyeceÄŸim.

Çünkü Helin öldü konduğu yerde ışık yok, bu kafa ile öcüde alınmayacak. Duruşmalarda kendini savunarak iddia edilen suçlamaları mahkum etmek yerine, sesi ve güzel yüreği ile yapabileceği çok şey varken Helin açlık grevi ile gün gün eriyerek ölüme gitmenin en zor olan yolu seçtiği için sevenleri gibi bende üzgünüm.

Engel olamadığımız içinde yanlış zamanlarda, yanlış mücadele biçimi ile benzeri birçok eylemde kaybettiÄŸimiz diÄŸer deÄŸerli insanlar gibi Helin’de içimizi sızlattı.

Helin’in yaptığı bu eylem, birilerinin beklediÄŸi gibi toplumda tepki yaratmadı. Kendilerini dev aynasında gören bazıları yerli, yersiz yapılan bu tarz eylemlere sessiz kalan toplumu haddini aÅŸarak suçluyor.

Toplumu kurtaracağım diye yola çık, örgüt çıkarı için insan hayatına önem verme!

Ne yaman bir çelişki! Toplumsal düzeni yaşanabilir hale getirmek için yola çıkanlar, bu uğurda canları pahasına her belaya göğüs gerenler asla toplumu suçlamazlar.

Çünkü onlar halk adına verilen bu kavgaya kişisel gözle bakmazlar. Sadece örgüt çıkarı ve için propaganda amaçlı, defalarca tekrar eden, doğruluğunun tartışılması bile örgütte yasak olan bu tarz eylemlere toplum neden desteklesin, yapılan eyleme neden duyarlı olsun?

Bilinmesi gereken bu tarz eylemlerde dünyanın en kötü cezaevlerinden biri olan 5 noludaki direniÅŸlerin örnek alınması. 5 nolu Amed cezaevinde “İnsanların üzerine ölü toprağı serpilmiÅŸti.”Fiziki ve psikolojik yöntemler içerdeki yatan herkese uygulanarak amaçlanan yurtsever bir nesli mankurt haline getmekti. Liderler dahil bütün koÄŸuÅŸlarda marÅŸlar okunuyordu.

Umutlar tükenmiÅŸ, “iftiraların” önü açılmıştı. Her gidiÅŸ geliÅŸi iÅŸkenceye dönüşen mahkemelerde bu günkü gibi bırakın savunma yapmayı, konuÅŸma imkanı dahi yoktu. İzinsiz nefes almaya, ölmeye bile izin yoktu.

İnsan onuru ayaklar altındaydı. “İnsanlık onuru iÅŸkenceyi yenecek.” ÅŸiarı ile ölümü göze alan önceki direnişçilerin yaÅŸamı pahasına açtığı yolda insanlar ölüme yattı ve Eylül direniÅŸi zafer ile sonuçlandı.

Bu gün yapılan eylemlere 5 noludaki direnişe yol açan şartları ve zamanın koşullarını bilmeden örnek alınarak benzeri eylemlerin (ölüm orucu ve lider için kendini yakma gibi) tekrarlanması canların kaybından başka toplumsal mücadeleye birşey kazandırmadığı gibi bedeli canla ödenen önceki eylemlerin anlamını yitirilmesine yol açıyor.

Beklendiği gibi bir bir ölünmesine rağmen saflara binleri getiremiyor. Ayrıca Eylül direnişi zafere götüren sadece direnişçilerin gösterdiği kararlılık (önemli olmasına rağmen) tek neden değildi.

Askeri Cunta seçimleri yaparak sivil yönetime geçilmişti. Özal yönetimide dış ilişkilerde vahim sonuçlara yol açacağı belli olan, halkın desteği ile parlementoda bile gündeme gelen bu kararlı direnişe çözüm bulmak zorundaydı. Yerli, yersiz şartlar ve zamanlama uygun olmadığı halde yapılan her eylemin başarıya ulaşma şansı yoktur.

Akıllı, hesap yapmadan, bilerek, yada bilmeden, örgüt çıkarı için tekrarlanan eylemler toplumdan destek alamaz. A. Güllüoğlu 4.Nisan.2020

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

14 + seven =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla