Dünyayı saran gazlar tabakalar halinde olup canlı varlıkların yaşamasına uyumlu bir ortam oluşturmuş ağır kütleye sahip oksijen- azot-kobalt gibi elementler yer çekimi kuralı gereği olarak alt kesimlerde yer alırken.daha hafif gazlar atmosferin üst kesimlerinde yoğunlaşırlar..
Yer kürenin çevresini halkalar biçimde çevreleyen gazların bütününe atmosfer denir.
Atmosferin kalınlığı, dünyanın ekseni etrafında dönmesine bağlı olarak,kutuplarda az ekvatorda daha fazladır.Ortalama kalınlığı 10.000 km kadardır.

Dünya üzerinde yaşayan canlıların hayatlarını sürdürmeleri için gerekli olan tabaka bu tabakadır.
İşte o zaman yer küremizin korunması kirletilmemesi görevi biz insanlara düşmektedir.
İnsanlar bilinçsiz ve hoyratça doğayı kirlettikleri hepimiz tarafında görülen bir gerçektir.
Piknik,konaklama ve mesire alanlarında yığınla moloz ve kattı artık görmek mümkündür.
Çürüyüp toprak olmaya kırk eli ( 40-50 ) Yıl gibi bir zaman dilimine ihtiyaç olan pet şişe ve poşetlerden ibaret çöp dağlarını oluşturmuşlardır.
Diğer yanda kattı sanayi artıklarının rast gele kontrolsüz ıssız yada ormanlık alanlara bırakılması çevre kirliliğini yaratığı gibi bu maddelerin çıkardıkları gazlarla birlikte insanlarında kullandıkları kozmetik kimyasal maddeleri doğaya salması küresel ısınmanın oluşumunu hızlandırmaktadır.
Isınma neticesinde buzulların erimesi kopan büyük buz parçaların kuzey atlantik okyanusuna sürüklenmeleri deniz suyunu,nun yükselmesine neden olmuş bir çok ülke tsunami felaketine karşı teyakkuza geçmişlerdir.
Atmosferdeki ozon tabakasının delinmesi belirsiz iklim değişiklikleri anlık sel ve fırtınaların oluşması bilim adamları insanların yer kürenin doğal dengesine müdahale etmekten kaynaklı olduğunun sonucuna varmışlardır.
Dünyada kanser ve daha henüz tanısı yapılmamış bir çok hastalığın çoğalmasının maddi temelinde bu olgu vardır.
Unutmayalım,ki !
Çağdaş olamanın ölçütü doğayı koruyup sahiplenmekle ancak mümkün olur.
serdest ÖZGÜL
Serdest sende mi ekolojik oldun?
EVET
BEN ZATEN KENDİMİ BİLDİM BİLELİ EKOLOJİSTİM.