Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Ferid Uzun Kimdir? 6

İbrahim Küreken / Ferit yaklaşık 173-175cm boyunda zayıf bir bedene sahipti. Kızlar onu çok yakışıklı bulurlardı. (öldürülmesinden bir dönem sonra Hanifi adında bir türkücü piyasaya sürdüğü kasetinin üstüne Ferit’in fotoğrafını yerleştirmişti.)

Hoş sohbetli, sempatik ve konuştuğu herkesi etkileyecek bir özelliğe sahipti. İkna gücü oldukça güçlüydü. Bir çocuk gibi saf ve temizdi. Bir gün bizde yemek yiyorduk. Tavuk etinden lades kemiği çıkınca baldızımla kemiği kırıp lades tutuştular.

Çok zeki idi ve kazanacağı kesindi. Ben de baldızıma eline bir kitap al ve okuduklarınla ilgili bir şey soruyormuş gibi yap dedim. Ferit okumayı ve okuyanı çok severdi. Kızın elinde kitap ona yaklaştığını görünce sevinçten ladesi falan unutmuştu.

Kız da eline kitabı tutuşturup lades deyince çok bozuldu. Tabii bu darbenin benden geldiğini anlamıştı. Çünkü ben onu çok iyi tanıyordum.

Ferit’le beni, bizi uzun süre yan yana görmeyen her insan karıştırırdı. Bizi çok benzetirlerdi. Bazen Ferit’in daha önce seminerler vermeye gittiği yerlere gittiğimde insanlar bana özel kıymet verirlerdi. Beni Ferit’le karıştırdıklarını anlardım. Bir gün sokakta teyzemle Ferit karşılaşırlar. Teyzem “Îbramê min” diyerek Ferit’in koluna girer. Ferit hiç bozuntuya vermez. Evimize kadar giderler.

O benim için her şeydi. Ağabeyimdi, öğretmenimdi, arkadaşımdı. Hemen hemen her şeyi benden sorardı. Oldukça mütevazi bir duruşu vardı.

Bana sorarken hem öğrenmek istedikleri vardı, hem de bana kendime güveni aşılardı. Bunu çok bilinçli yaptığını biliyordum.

Benden hep eleştiri beklerdi ve ben de bazen çok acımasızca eleştirirdim. Hanımlarımız da iyi arkadaş olmuşlardı. Bazen birbirlerini olumsuz etkileyebiliyordu.

Onlar bizden kendi aralarında yakındıklarında, eğer bu yakınmaları bizim eve olumsuz bir yansıma gösterseydi ben de Ferit’e acımasız eleştirilerde bulunurdum. “Senin eşin benim eşimi olumsuz etkiliyor” diye. Tabii o da gider eşine söylenirdi.

Ferit, DDKD içindeki ayrışmalarda anti-Sovyet çizgisinin etkin olması için önemli etkiler yaptı. Tartışmalara aktif katılıyordu. Bazı yerlerde onun ismi bile yeterdi. Büyük tartışma toplantılarında duruşu, vurguları ve söyledikleri ile dinleyenleri çok etkilerdi. “Üç Dünya Teorisi” sonucu Red Kawa ve Dengê Kawa ayrışmasında bu konu yoğun tartışılıyordu.

Birileri köylülere “Biz iki dünya var diyoruz. Biri bu yaşadığımız dünya diğeri ahiret. Oysa ki Dengê Kawacılar üç dünya var diyorlar” diye aleyhte propaganda etmişlerdi. Köylüler bir gün ben ve Ferit beraberken gelip “Ya söyler misiniz bu üçüncü dünya neresi?” diye oldukça sinirli bir şekilde sordular.

Ben ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Bunları halka anlatmak zordu. Halkın anlayabileceği kavramlar değildi. Halkın ne Mao’dan ne de Stalin’den haberi vardı. Bunlar halkın birebir yaşadıkları konular ve olaylar değildi. Bu kavramlar ve tartışmalarla halkın günlük problemlerinden uzaklaştığımız kesindi. Başından alınıp yırtılan kefiyesini, kaçak diye kutusundan yere boca edilen tütününü, devlet kapılarında yasaklanan dilini ve horlanan kişiliğini, güvenlik güçlerinden keyfi atılan dayağı biliyorlardı. Emperyalizmi, uluslararası güç dengelerini konu alan “üç dünya teorisini” nasıl anlatacaktım?

Ferit gayet sakin bir şekilde konuşmaya başladı. “Birinci dünya Türkiye Devletidir. Türkiye Devleti hepimize eziyet etmektedir. Fakir halka da eziyet etmekte, bölgedeki ağalara da eziyet etmektedir. Ağa olsun, halk olsun tüm Kürtlerin kimliği ve dili yasaktır. Ağalar sınıf gereği devlete daha yakındır. Ağalar da halka şiddet ve baskı uygulamaktadır. Bu bakımdan ağalar ara güçtür, yani ikinci dünyadır. Her ikisinin baskısı altındaki halk ise üçüncü dünyadır. Diyoruz ki halk ve devletle çelişkisi olan ağalarla birlikte devlete karşı mücadele etmeli. İşte bu formülü tüm dünya çapında devletler bazında düşündüğünde bizim anlattığımız Üç Dünya Teorisi budur” dedi.

Köylüler: “Bu söylediklerinizin Müslümanlığa bir zararı yok. Bize dediler ki Kawacılar dini ve ahireti inkar ediyor. Biz Kürtler de birlik olmalıyız. O zaman bu üç dünya iyi bir şeydir” deyip gittiler. Bizden biraz uzaklaşınca da biri diğerlerine şaka ile karışık “law êdî em jî uç dunyacî nin” diyordu.

devam

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

3 × one =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla