Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Kürtleri TC Eliyle Islah

Hasan Dere / Almanya’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, Deutsche Welle’den Elmas Topçu/Aydın Üstünel ikilisinin sorularını uzun uzadıya yanıtladıktan sonra „…Türkiye sadece bir cumhurbaşkanı, sadece bir bölge değil. Türkiye 80 milyon insan. Onlarla yakın ilişki istiyoruz. İyileştirmek isteriz. Geleneksel yakın ilişkiler üzerine inşa etmek isteriz.“ demiştir.
Yazıda AKP/Erdoğan uygulamaları eleştirilmesine rağmen varılan nokta AB’nin beyni ve lideri Almanya üzerinden AB’nin TC’ye yönelik temel tutumunu özetliyor; “Müttefikimizi asla terk etmeyiz!”

TC yazarlarından bazılarının sandığı veya bilerek iddia ettikleri gibi başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin durumu vahametini anlamadıklarını düşünmüyorum. Aksine çoğu muhafazakar sağ yönetimlerin elinde olan Batı devletleri durumu gayet iyi biliyorlar ve bilerek TC yönetimini destekliyorlar. Zaten Roth duruyu iyi bildiklerini gayet detaylı olarak ifade ediyor. (İnanmayan röportajı okuyabilir: https://www.dw.com/tr/alman-bakan-roth-t%C3%BCrkiye-sadece-bir-cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1-de%C4%9Fil/a-55379688)

Batı ve ABD neden TC devletinden vazgeçmiyor?
Bu konuya tekrar dönmek üzere Rusya’ya göz atalım.

Rusya için önemli olan sadece Batı ve NATO ittifakıyla TC’nin arasını açmak değildir. Rusya tarihte öyle bir şans yakaladı ki emsali görülmemiştir. Ahmak olduğu kadar hırslı, inatçı ve bu zaafları nedeniyle kurmaysız bıraktığı devleti avucunun içine bırakan TC lideri, Putin’e sahibinin deyimiyle “Allah’ın bir lütfü” olmuştur! O da bu durumu değerlendirmeyi gayet iyi becerdi.

Erdoğan ekolünün, “Monşerler” diye horladığı diplomasi uzmanları elimine edilince, yönetimin çevresinde, neyin ülkenin ve devletin o çokça lafı edilen “beka”nın hayrına ve zararına olduğunu uyaracak kimse kalmadı! Asker ve emniyet ise ince işlerden değil, liderleri gibi kaba kuvvetten anlarlar. Dolayısıyla Erdoğan/Asker ikilisi Putin için eşi bulunmaz kavalye çifti oldu. Putin bunlarla oyunu götürebildiği yere kadar götürecek. Günü geldiğinde elindeki dosyalarla TC devletini harcamayı bilecek kadar mahir!

Putin için, Kürtleri Esad’a zorlamada Erdoğan kullanışlı bir enstrümandır. Daha önce baş vurulmuş ve Kürtler Esad’la görüşmeye ikna edilmiştir. Akıllanmayan Kürtler yeniden TC’nin önüne konur ve tekrar aynı adrese yönlendirilebilir.
Tamam, kendi doğrularını Kürtlere dayatanlar güçlü ve köklü devletlerdir.
Doğru, tek tek yönelseler de Kürtlerin bunlara kısa vadede gücü yetmez.

Putin’in unuttuğu iki önemli detay var. İlkin Kürtler son yılların en politik halkı durumundadır. Erdoğan gibi boş ve kurmaysız değiller. İkincisi seçeneksiz de değiller. 

Kürtler seçeneksiz değil, desem de yazının girişine dönersek, AB ve ABD seçenekleri de Rus yaklaşımından farklı değil aslında. Referandumda gördük zaten.
Menfaatleri söz konusu olduğunda Kürtleri düşmanları karşısında savunmasız bırakıveriyorlar.

Ticari çıkarları nedeniyle tüm suçları cezasız bırakılan TC ile dostane ilişkilerin aralıksız yürütüleceği, Avrupa İlişkilerinden sorumlu devlet bakanı Michael Roth tarafından dile getirildi.

Kısaca kimse Kürtler için menfaatlerinden vazgeçecek değil.

Yukarı tükürsen bıyık (Rusya), aşağıda sakal (AB/ABD çıkarları).
Evet, biz Kürtler için zor günler bitmeyecek gibi görünüyor!

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

six − 3 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla