Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Kürtlerin İçindeki Mıtrıblar

Mustafa Karasu’nun devletsiz,agasız,patronsuz,karısız kocasız bir dünyayı düşünmenin zamanıdır sözleri Kürtler arasında ÅŸok etkisi yarattı..

Bunu egemenlerin bu konuda yarattıkları ideolojik düşünceyi yıkma amaçlı olduğunu söylesede, yaşanan en tutucu bağnaz bir coğrafyanın gerçekliğinide gözardı ettiklerinin acaba farkındalar mı?

Kapitalist  moderniteyi dışlayıp kendi ütopyaları demokratik modernite adını verdikleri model ile ağasız,patronsuz yetmezmiş gibi birde aile kurmunu parcalayip Kürtlere yeni modern bir dünyada yasatmayi hayal ediyorlar..

Modern dünyalarınıda dünyadaki en gerici bir coğrafyada inşa edecekler..
Üstelik kurtarılmış bir çakıl taşı kadar yerleri bile yokken, bütün politikaları iflas etmişken Kürtleri bu defada böyle oyalayacaklarını düşünüyorlar..

Modern yaÅŸamda buymuÅŸ..

Neolitik toplumdan günümüzde varolduğunu düşündükleri demokratik uygarlığı demokratik topluma dayandırararak yeniden güncellemenin zamanıdır diyor..

Yeryüzünde hayata geçrilmiş böyle bir model yokken, dünyanın en geri bırakılmış asimile edilerek yok olma derecesine getirilmiş bir toplumdan bunu beklemek akla ziyandır..

Muhafazakar toplumumuza uymayan ve yer kürede yaşayan hiçbir toplumun böyle yaşamadığı bir çağda, bunu Kürt toplumuna vaatte bulunarak adeta alay ediyorlar..Aile kavramını hiçe sayan, hele hele Kürtler gibi geri bir topluma böyle densizliği dayatanların amaçları, toplumu düşürmek ve inançsızlaştırmaktan başka birşey değildir..

Günlerdir magazîne konu olan açıklamalar  tepki doğursada ,acaba bunlar Qandil daglarında böyle mi yaşıyorlar sorularını akla getiriyorlar..

Kürtleri Truva atı gibi içerden kuşatan ve amaçları Kürtlerin ulusal dinamiklerini parçalamak olan bu mıtrıpların oyunlarına Kürtler karşı çıkmalı ve onları mahkum etmelidirler..Türk veya türkleşmiş, kendini solcu ad eden bu çevreler ,Kürtlerin devletinin olmaması gerektiğini, devletsiz daha özgür yasanılacağı fikri Kürtlerin büyük bir kesiminde maalesef karşılık bulmuştur.. Şimdide Kürtlerin sosyal yaşamlarında değişikliğe giderek Kürtleri birbirlerine yabancılaştırma ve uzaklaştırma gayreti içinde oldukları kesindir..

Nereden geldikleri ve ne olduklari belli olmayan bu soyu sopu bozukları iyi anlamak için kısa ve  yaÅŸanmış bir hikaye ile süsleyerek daha iyi tanıtmak düşüncesindeyim…

1950 lı yıllarda yaşanmış gerçek olan bu öyküyü babamdan dinlemiş ve Kürtçe kaleme almıştım..

Babam henüz çok gençken o yıllarda Diyarbakırda yaÅŸayan, yöremizden olan Ahmet AÄŸa(Ehmedê Sar) a misafir oluyor..Ehmedê Sar aynı zamanda Selhattin DemirtaÅŸ’ında köylüsüdür..

Ahmet Ağa o yıllarda Hevsel bahcelerinde sebze üretiriciliği yapıyor ve ürettiği sebzeleride  7.Kolorduya satıyormuş..Kolordu komutanı sürekli Ahmet Ağa ile ikametgahı olan Mardin Kapıdaki bir kahvehanede buluşuyormuş..

Komutan birgün Ahmet AÄŸa’ya ben seni büyük adam biliyordum ama beni hayal kırıklığına uÄŸrattın  demiÅŸ..

AÄŸa nedenini sorunca,

Komutan; ağanın işçileri olan bahcivanlara, sen bu Kürtlere çok değer veriyorsun lakin verdiğin değerde insanlar degiller diyerek Kürtleri aşağılamış..Komutanın bu sözleri kendiside Kürt olan Ahmet ağanın çok zoruna gider..
Ahmet AÄŸa komutana,

EÄŸer ben aÄŸa olmuÅŸsam bu çalışanlarımın sayesinde olmuÅŸum ve onlar benim gözümde en deÄŸerli insanlardır der…

Akşam evine dönen Ağa aynı zamanda iki eşli ve çocuksuzdur..Eşlerine bavulumu hazırlayın yarın yolculuk var der..

Ahmet Ağa ertesi akşam bugünkü Ofis istasyonundan trene biner ertesi günün öğlen saatlerinde  Sıvasa varır.. Oradan Komutanın ilçesi olan Yildizeline gider..
Hatırlatmakta yarar vardır..

Paris katliamcısı Ömer Güneyde Yıldızeliydi..

AkÅŸam ulaÅŸtığı Yıldızelinde Kaymakamlığa gider, tüccar olduÄŸunu ve bir iÅŸ münasebeti ile yolunun Sıvas’a düştüğünü ,çok samimi olduÄŸu Kolordu komutanının babasını ziyaret etmeden Diyarbakıra dönmek istemediÄŸini söyler..Kaymakama o gece misafir olur ve ertesi sabah Komutanın köyüne kiraladığı bir at arabası ile gider..

Yolda arabacı;

Amca gittiğimiz köy bir mıtrıb köyüdür, ne işin olabilir mıtrıbların köyünde?
Bir saat sonra köye ulaşırlar..

Köylülere komutanlarının babasının evini sorar ve köylülerde ona evi gösterirler..Ağa babasının kapısına vardığında, babasının kendilerine ait olan Katırı tımar ederken yakalar..
AÄŸa kendisini takdim eder..

Ben Komutanın Diyarbakırdan arkadaşıyım, oğlundan sana selam getirdim..Eğer gelmeseydim Komutan bana darılırdı der..

Babanın cevabı çok ilginç..

Mıtrıb mıtrıba yani oğlumun bana selam göndereceğine inanmıyorum..Lakin buraya kadar gelmişken  buyur içeriye gidelim der..Ağa mıtrib olduklarınıda babasının agzindan duyar..

Komutanın babası hayvanı tımar ettikten sonra ellerinide yıkamaz..Bu Ağanın dikkatini çeker..

Ağaya çay ikram eder..Ağa bir çay içer ve yerinden kalkar ,dönmem gerekiyor der ve köyden ayrılır..

Uzatmayayım!
Ertesi gün Diyarbakıra döner…

Komutan,

Ahmet Ağa kaç gündür neredeydin diye sorar?

Ahmet AÄŸa bir iÅŸim çıktı Sıvas’a gitmiÅŸtim..GitmiÅŸken oradanda babanızı ziyaret etmezsem Komutan bana darılır diye köyünüze kadar gittim der…

Ahmet AÄŸa’nın bu sözleri  üzerine Komutanı ÅŸok olur..

Ahmet AÄŸa’nın ne amaçla Sıvasa gittiÄŸini anlar ve Ahmet AÄŸa ile bir daha karşılasmamak üzere alım iÅŸlerini yardımcısına devreder,..

Hikayemiz bu kadar..

Gelelim sadete!

Yıldızelili Komutan ile PKK icindeki soysuz ve ipsiz takımının hiçbir farkları yoktur…

Öcalan dahil bunların inanın hepsi mıtrıpdır..

Kürtlerin bu mıtrıblardan öğreneceği bir terbiye ve ahlak olmadığını bilince çıkarmaları gerekir..Kürtleride kendilerine benzetmeye çalışıyorlar dikkat etmek gerekir..

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

17 − four =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla