Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Kuşatılmışlık Mı Bağımsızlık Mı?

Hasan Dere // Tanımını öyle kolay yakıştırıyoruz ki, her eline kalem alana ‚aydın‘ denildiğine tanık oluyoruz. Beni rahatsız eden şey bu kalem erbaplarının aklına geleni bilimsel, politik ve sosyolojik gerçekler gibi sunmaları ve toplumun kararını kötü yönde etkilemeleridir.
Yoksa A veya B’ye aydın denilip denilmediğinin özel bir ehemmiyeti yoktur.
Her halde bir zamanlar çeşitli örgütlere bulaşmış olmanın getirisi, bu unvanı ucuza kapmak oluyor ki, bol ahkam kesmek de heybede kar kalan şeylerden oluyor!
Heybede kar kalması da önemli değil, ancak dediğim gibi toplumu yanlış yöne çevirmeleri önemlidir.

Çevirebiliyorlar, çünkü gerçekten Kurd aydını dediğimiz bazı kalemler de o tipleri ekabirden sayıyorlar. Böylece ahkamları da borsada yükselen hisse senetleri gibi değere biniyor!
Sanırım bu da örgütsel yakınlıktan kaynaklanan başka bir hataya denk düşüyor.

Gerçek manada aydınların değil ama o tırnak içindeki aydınlarımızın sözlerini konu edeceğim.

Mesela Kurdistan Yönetim Başkanı veya hükumetinde yer alan çeşitli kademedeki görevlilerin, örneğin başbakan Nêçîrvan Barzanî’nin  TC, İran veya Irak devlet yetkileriyle yaptıkları her görüşmeyi ‘ihanet’ veya diğer bir parça aleyhine bir tür ‘satılmışlık’ gibi sunmak!

Oysa zaten kuşatılmış bir toplum ve ülkeyiz. Kuşatılmışlığı yıkmak için dost arayışına girmek zorundayız. Eğer sadece Irak, Iran, Suriye ve TC’yi düşman sayıp görüşmeyeceksek, ülkemizi bunlar arasında bölüştüren Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve Rusya ile hiç görüşmemek gerekmez mi?
Ama bunlara dil uzatan yok!

Böyle davranmak, yalnızlık ve kuşatılmışlığı sürdürme yoludur. Bu yol özgürlük ve bağımsızlığa çıkmaz.
Çeşitli bahanelerle elde edilebilecekleri ret edersek, sittin sene geçse yine devletleşemeyiz. Hatta belki de geciktirdikçe eriyip çürüyeceğiz.
Doğru tutum, elde edebileceğimizi elde ederek daha fazlasını kotarmak için güç biriktireceğimiz eçen bir zemine çevirmektir.

Ortada kurulmuş bir devlet ve kurulacak devlete yer yüzünde dost bir ülke yokken, destek arayışlarına girmeyi ‘ihanet’ olarak sunmak ancak tırnak içinde aydın olmaya tekabül eder!
Bunu başka türlü izah etmek olanaklı değildir.
Kaldı ki kurulacak her yeni devlet, başta komşu devletler gelmek üzere, mevcut devletler tarafından tanınmak için arayışlara girişmek durumundadır. Normalde yeni kurulan devletin yurttaşları da bu arayışlara destek olurlar.
Gelin görün ki ne Kurdler normaldirler, ne de ‘aydın’ları. Öyle olmasalar kendi temsilcilerini sırtından vurma hamleleri yapmazlar.

Kaldı ki Kurdistan Bölge Hükumeti temsilcileri seçilmiş insanlardır. Siyasetlerini, ekonomi ve politik duruşlarını beğenmesek de halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş ve iktidar olmuş insanlardan oluşmaktadırlar.

Evet, temsilciler demişken HDP ile PKK arasındaki temel ayırıma da değinelim.
PKK, kendini Kurd halkına zoraki dayatırken HDP’liler halk tarafından seçildiğinden temsilci unvanına sahiptirler. Zaten, HDP’lilerin hatta PKK’lilerin TC hükumet yetkilileriyle yaptığı görüşmeleri dahi ihanet, satılmışlık benzeri suçlamalarla itham eden olmamaktadır.

Kürdistan Bölge Hükumeti seçimle iktidar olduğundan meşrudur. Bu nedenle hükumetin aldığı referandum kararı da meşrudur.
Kurd yurttaşlarının bu seçime iştirak etmeleri yurttaşlık görevidir. Bağımsızlığa evet veya hayır deme seçenekleri vardır. tercihleri yönünde oylarını kullanıp Kurdistan’ın geleceği üzerinde ortak bir karara varmaları mümkündür.

Aydın topluma küfür, adaletsizlik ve yanlış eğilimler gösterme lüksüne sahip değildir. Aydın, sadece toplumuna değil dünya insanlık alemine adil ve ahlaki yol gösteren bilgili insanlara denir.

Asırlardır sömürge kalmış, bu nedenle zulümler görmüş, itilip kalkılmış yoksul Kurdistan halkına, eğer bir bağımsız devlet olma ışığı göründüyse; aydın, tüm gücüyle bunun önünü açan ve bağımsızlığı ermeleri için çabalayan adam olmak zorundadır.

Umarım, politik menfaatler (eğilimler de diyebiliriz) aydınlığın üzerine karanlık bir perde olup, yüz yılda ilk defa önümüze çıkmış bağımsızlık imkanını heder ettirmez.

Dünün düşmanlarıyla dostluk amacıyla görüşmek değil, Asıl Kurd ve Kurdistan’a hizmet etmeyen düşünceler düşmana hizmet eder!
Unutmayınız ki partiler ve örgütler de Kurd ve Kurdistan içindir.

Bu nedenle herkesi vicdanıyla düşünmeye davet ediyorum.

21.07.2017

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

two × 5 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla