Hasan Dere / Bu başlık kimilerine anlamsız gelirken kimine de ahmakça görünebilir.
Bu soruyu daha çok PKK’ye katılanlar kendi kendilerine sormalı.
Hatta belki doğru soru bir tek bu değil, birkaç soru olmalıdır.
PKK’ye katılırken amacım neydi, şimdi hangi noktadayım?
PKK şimdi ne için silahlı mücadele veriyor, bağımsız bir Kürt devleti için mi?
Bağımsızlık içinse Kürt milletini temsil eden milli bayrağa düşmanlık neden?
Parti, ordu flamaları milli bayrağın yerine geçer mi? Her parti kendi flamasını ulus bayrağının yerine kullanmaya kalkarsa milli birlik mümkün olur mu?
TC devletini demokratikleştirmek Kürtlere vazife mi?
Eğer halklar kardeş ise, devletin “Türk Kürt kardeştir, ayıran kalleştir” klişesi de doğru değil midir?
PKK şimdi ne yapıyor, neyi savunuyor ve neyin mücadelesini yürütüyor?
Benzer sorular dürüstlükle yanıtlandığında PKK’nin bu hattıyla Kürdistani olmadığı ortaya çıkar.
Çünkü, 1– PKK şimdiki haliyle TC devletine hizmet ediyor.
TC devletini demokratikleştirmekten daha ala hizmet olur mu?
TC devletini demokratikleştirmek işgal edilmiş ve daha kendini kurtaramamış sömürge ulusun meselesi mi yoksa TC halkının görevi midir? Bir millet başka bir milleti demokratikleştirmeye veya kurtarmaya kalkar mı? Diyelim kalkıştığında; “Siz kim oluyorsunuz, size ne bizim durumumuzdan? Bezin varsa kendi kıçını ört!” denirse ne diyeceğiz?
Düşman bir devletin yükünü
üstlenmek düşmana açık hizmettir. Dünyada sömürgeciyi demokratikleştirme
mücadelesi ödevini sırtlamış tek bir sömürge görülmemiştir.
Birileri bunu devrimci ve ulusal kurtuluş mücadelesi diye teorileştiriyorsa
maaşlı veya değil, sömürgecilerin ajanıdır, nokta!
Çünkü, 2– Şu hattıyla PKK ve varyantlarının mücadelesi Kürdistan
Bağımsızlık Mücadelesine karşıdır.
Kürtler arası birliğe karşılıklı tavizlerle imkan vermek yerine, kendi
iradesini dayatarak dağıtıcı olmak, Kürdistan düşmanlığıdır.
Olmadığını iddia edenler ahmak falan değil, sömürgeci devletin
görevlileridirler!
Çünkü, 3– Demokratikleştirme mücadelesi silahla verilmez. Hattı ülkesini
işgal eden devleti demokratikleştirmek olan bir örgütün Silahlı Mücadele
sürdürmesini savunan, teorileştiren varsa sömürgecilerin adamdır, nokta!
Demokrasinin özü EŞİTLİKTİR. Mevcut tüm devletler demokratik olduklarından söz
ederler. Onların kast ettiği YASALAR karşısındaki eşitliktir. Bu gerçek bir
eşitliğe tekabül etmez. Her ne kadar mahkeme duvarlarına “Adalet Mülkün
temelidir” diye yazılsa da bu devletlerde MÜLK ADALETİN TEMELİDİR, çünkü
yasalar DEVLET GÜCÜNÜ elinde bulunduranların insafına kalmıştır. Devlet gücü
kapitalistlerin (mülk sahiplerinin) elindedir. Örneğin, Erdoğan ve İŞ
ADAMI CENGİZ herkes hakaret eder asla ceza almazlar. Ama Erdoğan ve Cengiz’e
yönelen her eleştiriye ceza kesilir.
Asıl demokrasi EKONOMİK EŞİTLİKTİR.
Avrupa’da eğer demokrasiden söz ediliyorsa ekonomik eşitlik eşiğine varıldığı
içidir. Demokrasinin ölçüsü aç insanın olmamasına bağlıdır. Eğer ekonomik
eşitlik sağlanırsa devlet gücü de eşit dağıtılmış olur. haliyle yasa
uygulayıcılar da eşit davranmak mecburiyetinde kalırlar.
Demokratikleşme, toplumun talebi olmadığı
hiçbir yerde mümkün değildir. Avrupa bu açıdan da öğreticidir. İngiliz sanayi
devrimi, Paris Komünü, işçi grevleri olmasaydı kısaca demokrasi talep eden bir
toplum olmasaydı Avrupa’ya da uğramazdı. Ağlamayana meme yok!
Bırakın TC toplumunu inim inim inleyen Kürdistan toplumu bile demokrasi talep
etmemektedir.
Bir ülkeyi silahlı güçler asla
demokratikleştirmez. Aksine silahlı kuvvetler (Alternatif ordular da içte
olmak üzere!) kendi demir disiplinlerini toplamda da görmek isterler. Bu nedenle
demokrasi yerine diktatörlük uygularlar.
PKK, askeri örgütlenme modelini temel alan bir yapı, bırakın görece özgür olan
TC toplumunu, kendini ait saydığı Kürtleri de demokratikleştiremez. Sivillerin
ayak ayak üstüne atma özgürlüğü bile tanımayan bir yapıdan söz ediyoruz!
Demokratikleşme ilkin bir zenginlik sorunudur. Ülke zenginliğini elinde
bulunduran bir DEVLET YAPILANMASI ile DEMOKRATİKLEŞMEYE İMKAN BULUNABİLİR.
Zenginliği yönetmekten aciz bir örgütün bunu başarması ise asla mümkün
değildir.
TC devletinde de demokratikleşme, ülke zenginliğinden pay talep eden bir toplum
oluştuğunda bu mümkün olacaktır. Toplumun talep etmediği bir hak verilse bile
hakkıyla kullanılamaz!
PKK, elindeki silahlı gücü, önce devleti ele geçirmek için kullanmak zorunda.
Oysa bundan değil, TC devletini demokratikleştirmeden söz edilmektedir. İlk
adım devleti ele geçirmek olmalı, ki bunu barış içinde yapabilmesi imkansızdır.
Realite başkadır, çünkü
TC toplumu bu adımı çoktan atmış durumdadır. Kendilerine ait bir devlet
yapılanması mevcuttur. Yani ortada ülke ekonomisini elinde tutan bir devlet
zaten var. Ve TC toplumu bütün kurumlarıyla bu devletin yanında ve PKK’nin de
karşısındadır. PKK’nin TC Halkının desteğini alması ise mümkün görünmemektedir.
Şu halde kimi demokratikleştireceksiniz, sizi düşman bilen bir toplumu
demokratikleştirmek boşa kürek sallamaktan ibaret olmuyor mu?
Kürt’ün kendi özgürlük mücadelesine harcayacağı enerjisini boşa tüketerek
düşmana iyi bir hizmet yapılmaktadır.
Eğer bu Öcalan stratejisi ise gerçekten kendi ağzıyla dediği gibi devletin
bir eri gibi hizmet üretmiştir, üretmektedir!
Ere be guman tu rast bibeje Hogir Barzan-her tişt zelal u her gelek baş bizani ki kuçik ki merxas!!!
Li Girava İmralı weki Mala Saddam!
Serok derket Şeytan!
Qandil derket Welatfiroş u Dergehe Haco Bektaş!
Li roja qîyametê u ev dinyaye hemu kuçiken u endamen li Şeytane İmralı berdari-yek bi yek-kuçik bi kuçik!!!
1)Şeytane İmralı
2)Topal Osman İmralı
3)Ali Haydar Kaytan
4)Mustafa Karasu
5)Duran Kalkan
6)Cemil Bayık
7)Karayılan
8)Nuriye Kesbir
9)Remzi Kartal
10)Zübeyir Aydar
Hemu berdari!!!
Tawan?
Welatfiroş
Şehidfiroş
Partiya u Tevgerafiroş
Silav u rez
Partiya Karkeren Kurdistane
1978-2013 (mixabin)
Brez Simko.
Ben çok iyi biliyorum ve bildiklerimi PKK içinde yer alan hevaller dogruluyor.
Sivasli fa§istler Qendilden gelen referans mektublari ilà PKK basin ve yayin kurumlarinda i§e alindilar.
Bu fa§itlere referans mektublari yazan Hùseyin Ali denilen yobaz mùrid adam.
Bu i§e alinan fa§istler diyer katillere kapi açtilar.
Heja Mehmed Selim VengMa sitesinde yasak a§k diye bir yazi yazmi§ti.
Lùtfen o yaziyi okuyunuz.
Ucube adam kendine yaki§ir namerlik ilà merhumeyi oldùrtù yada oldùrtùler.
Bu Tunceli tayfasinnda kan davasi 38 katilamindan beri vardir.
Kendine deyil Kerbelaya aglayan ahmaklarin yapmiyacagi namerdlik yoktur.
Konu uzmanlari bu dù§mù§ ki§ilikleri bilir.
Brez Barzani,nin §engalde ziyaret ettigi Teko§er once gorevden aldilar sonra vuruldugu soyleniyor.
Ike ailesinin hedefe alinmasi tesadùf deyildir.
Bu mezhebci xainlerin yapmayacagi Kùrd u Kùrdistan dù§manligi yoktur.
Bu namerdler hem Kùrd katili yeniceri begta§iler hemde Arabi suikastci Hasan sabahiler.
Kùrdistan devletine ikinci israil diyenler Arab islam ve Alivi iran somùrgeci vah§ilerdir.
Bak israil dù§manlarinin yekùni Kurd u Kùrdistan dù§mani enik takimidir.
Selamla.
PKK’ye son kurşun Ocak Ayında Paris’de sıkıldı Birez Dere.
Kurşunlar İmralı’dan geldi.
Qandil tam Hacı Bektaş Dergahı-tek bir adam yok çünkü hepsi suçlu!!!Mahşer gününde hepsi idamlık!!!
En büyük suçu:Davaya, Ülkeye ve Şehidlere ihanet!!!
İro Kürdistan’da seçimler olsa tek bir kişi seçilmez.
Apocu Merkez Dalkavuk Komitesinden bahsediyorum!!!
Onun için PKK’ye hiç kimse tek bir yanlış söz söyleyemez-söylese karşılığı ve alkışı bulamaz.
Çünkü PKK Amed Zindan Direnişi artı Haki Karer’dir!!!
Sakine Ana PKK’nin son havarisiydi!!!
Merkezde olan tek bir tane Apocu Qandilci Kürdçe bilmiyor ve ya öyle konuşuyor ki (Bayık ve Karayılan) aklıma bizim Maraş Kurmancisi gelir:Her üçüncü kelime Türkçe!!!
Öcalan’ın Kürdçesi tam rezalet’di-ha Halfeti ha Adıyaman ya da Malatya-fark yok!!!
PKK 1978’de tek başına kurulmadı fakat tek bir muhbir ve hain tarafından imha edildi!Son kurşun’u da son kurşun olsun diye PKK’yi tek başına temsil eden Sakine Ana’nın ağzına sıktılar!!!
Rosa Luxemburg ve Sakine Ana
İkisi birilerine tehlike olduğu için hunharca katledildi!!!
İkisine hiçbir kişi tek bir suç yükleyemez.
Çünkü Sakine Ana PKK, Bağımsız, Birleşik Kürdistan ve Şehidleri temsil etti ve savundu!!!
Suçu varsa bu olguları savunmaktı!!!
Qandil aynı Bolşevik gibi-tabanı yok
İmralı aynı Stalin-seveni ve sayanı varsa, en büyük düşman onlar!!!