Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Salih Aras/ BEKAA VAHŞETİ (5)

Terzi Cemal’ın tutuklanması ve yargılanması için, hiç bir haklı gerekçe yoktu. Daha bir kaç ay önce yapılan Kongre’de Öcalan’dan sonra en baÅŸarılı görülen insanlardan biridir.

Nasıl oluyorda birdenbire bütün aile çevresiyle birlikte ‘ajan’ ilan ediliyor!!!

Bekaa Kampı günlük olarak A. Öcalan’ın denetimindeydi. Bütün faaliyetler O’nun istemi doÄŸrultusunda yürütülüyordu.


Yani Terzi Cemal Kampı’n sorumlusu olsada, görevi A. Öcalan’ın talimatlarını uygulamaktı. Bu görevinide tam yapıyordu.

Suçlamalara gelince;

Bir; Ãœlkeye yönelik hazırlık faliyetlerini geciktirme. Bu suçlama doÄŸru deÄŸildi. Hazırlıklar A. Öcalan’ın çözümlemelerini, özümseme biçimindeydi.

Bunlar ağırlıkta III. Kongre çözümlemeleriydi. Bilimsel hiç bir değeri olmayan demogojik gevezeliklerdi. Önderliği anlama, kavrama ve uygulama biçiminde.

Zaten yapılanlarda bunlardı.

Kampın ayrıca yönetimi vardı.Bir eksiklik ve ya yetersizlik söz konusu ise; yönetim tümden suçlanmalıydı.
Neden sadece Terzi Cemal? Yönetimde o dönem bulunanlar; Halil Ataç, (Ebubekir) A. Haydar Kaytan, (Fuat) Haydar Altun, ( K. Ömer) ve bir kaç kiÅŸi daha vardı.

Kampta bulunan kadro ve savaşçıların toplam sayısı 80 dolayındaydı. Bölgelere göre gruplar oluşturulmuş ve eğitimler yapılıyor.

‘Öderlik’ tektir bir eÅŸi ve benzeri yoktur. Ama T. Cemal Kamp sorumlusuda olsa tek deÄŸildir. Birlikte hareket ettiÄŸi bir yönetim vardır. Bu yönetim direkt A. Öcalana baÄŸlıdır.

Varsa suçlama sadece muhatabı T. Cemal olamaz, diğerleride buna dahil edilir.

Ortada bir suç olmadığı, sadece harcanma sırasının T. Cemal’e geldiÄŸi için, O suçlanıyor ve yargılanması içinde yoktan ağır suçlamalar yaratılmış.

Artık O’da tektir, ama her an infazını bekleten bir mahküm gibi.

Ya bütün suçlamaları kabul edecek’Önderlik’ten af dileyecek yada ‘ajan’ diye infazı geçekleÅŸecek.

Tabiki, ‘Önderlik’ten af dilemesi ‘ajan’lıktan kurtulmasına yetmiyor, sadece geçmiÅŸteki ‘ajan’lığını kabul ediyor ama ‘ÖnderliÄŸin’ af etmesiyle ‘layık kiÅŸiliye’ ulaÅŸma sözü veriyor. T. Cemal tercihini aftan yana yaptı.

Buda O’nun bitiÅŸinin baÅŸlangıcı oldu.

Artık yapının gözünde şaibeli, şüpheli biri olarak hayatına devam edecek.


Yani ülkeye yönelik hazırlık faaliyetlerini geciktirme bir yalandan ve iftiradan ibaretti.

İki; ‘bir parça özgür vatan’ karararına karşıdır. III. Konre kararıydı. Yürütülen eÄŸitim faaliyetleri içinde bende vardım. T. Cemal’ın bu karara karşı olduÄŸuna dair hiç bir sözüne ve faaliyetine rastlayamadım.

Kimsede böyle bir iddianın doÄŸruluÄŸunu ( A. Öcalan ve Kamp yönetimi dışında) kabul etmedi. Bu karar III. Kongre’ninde deÄŸil, sadece A. Öcalan’ın bir yalanıydı.

O dönemki koÅŸullar kurtarılmış bölgeye musait deÄŸildi. A. Öcalan bunu çok iyi biliyordu. Sadece büyük hedefler belirleyip, sonrada birilerinin ‘ajan’ faaliyetlerinden dolayı gerçekleÅŸemediÄŸini söylemek içindi.

1987 ortalarında yapılan eylemler ‘kurtarılmış bölgeye’ yönelik deÄŸildi ve yapılan eylemler Mardin çevresindeki köy katliamlarıydı.

Bu eylemler Uluslar arası düzeyde PKK’nin terörist bir örgüt damgasını yeme zemininide hazırladı.

Halende bu damgadan kurtulmuÅŸ deÄŸil.

1982 ve 83’ten beri pratik içinde, savaÅŸ deneÄŸimi kazanmış, yoÄŸunlaÅŸmış savaşçı ve komuta kademesini suçlayacaksın, etkisiz hale getireceksin ve hiç savaÅŸtan anlamayan kardeÅŸin Osman’ı genel komutan olarak İran’a göndereceksin (İran’daki Devrim Muhafızlarıyla iliÅŸki içerisinde) ve Osman oradan savaşı yönetecek, ‘kurtarılmış bölge’de böylece kazanılmış olacak!!!

Yapılanlara bakılırsa, ‘kurtarılmış bölge’ye A. Öcalan’ın kendisi karşıydı. Böyle bir geliÅŸme kendi sonu olacaktı.

II. Kongre kararı olmasına, M. Karasungur’un tüm ısrarlarına raÄŸmen G. Kürdistan’a gitmeye cesaret edemeyen A. Öcalan Kuzeyde kurtarılmış bir bölgeye nasıl gidecekti? Gerillanın yıllarca genel komutanlığını yapmış Osman ise acaba K. Kürdistanın sınırlarına kaç Kilometre yaklaÅŸtı???

Üç; ‘Silahlı mücadele pratiÄŸi düşmanla iliÅŸki içindeydi, ayak parmakları karda yanmamış ve helikopterle sınıra getirilmiÅŸ’ iddiası ve suçlaması.

Gerek geri çekilme döneminde ve gereksede III. Kongre sürecine kadar K. Kürdistan’da en çok faaliyet yürüten PKK komutanlarından ve önder kadrolarından biridir.

T. Cemal; K. Kürdistan’ın neredeyse bütün bögelerinde en zor koÅŸullarda faaliyet yürütmüş biridir. Yani emek sahibidir.


İnançlı ve kararlı biriydi. Ağır kış koÅŸullarında ayak parmaklarını kaybetti. Ama davaya olan inancını kaybetmedi. EÄŸer inanç kaybından bahsedilirse belkide Bekaa’da inancını kaybetti, demek daha doÄŸru olur.

İnsan sevgisiyle dolu olan T. Cemal öyle bir hale getirildiki, 90 yılların başında dava arkadaÅŸlarını, öğrencilerini grup grup katledecek bir ölüm makinesine dönüştü.

Sonrada, ‘ÖnderliÄŸe baÄŸlı insanları katlettin’ diye, kendiside iÅŸkenceyle ‘yodaÅŸları tarafından katledildi.

Ben 1986-87’de tanıdığım T. Cemal’i yazmaya çalışıyorum.

Bu sürecin tanığıyım.

Özellikle sonraki yıllarda düşmüş olduÄŸu durum ayrı bir konudur. DeÄŸinenler oldu. Fark, insanların nasıl dönüşüme uÄŸratıldığını gösteriyor. Helikopterle sınıra kadar getirilme iddası; A. Öcalan’ın uydurmasıydı.

Birden bire bu haberi nerden aldı?

Madem bu konuda şüpheleri vardıysa,neden MK’ye seçti ve III. Kongre’nin en gözde adamı yaptı? Ve hemen bir-iki yıl sonra kendisine baÄŸlı en üst düzeyde oluÅŸturduÄŸu üç kiÅŸilik örgüt içi istihbarata neden seçti???

Dört; Antep’deki olaylar. Neredeyse aradan on yıl geçmiÅŸ. EÄŸer iddia edildiÄŸi gibi olsaydı, bu kadar uzun süre neden beklenildi? 1980 öncesi Antep’te büyük provakasyonlar yaÅŸandı.

Halende yeterli derecede aydınlanmış deÄŸil. T.Cemal’le birlikte A. Çetiner’de suçlanıyordu.

Her ikiside geçen sürede Parti içinde önemli görevlere getirilmiş, bu iki Partili hakkında birden bire ortaya atılan bu suçlamalar gerçek dışıdır.

Antep olaylarının faali, (Haki Karer olayıda buna dahildir) A. Öcalan, Devlet’le olan karanlık baÄŸlantıları ve Halkın KurtuluÅŸu içindeki provakatörlerdir. EÄŸer, T. Cemal bu olaylarda kullanıldıysa kesin talimatı verende, A. Öcalandır. Bunun baÅŸka izahı olamaz.

BeÅŸ; ‘Geri çekilme döneminde devletle iliÅŸki’ suçlaması: T. Cemal’e birlikte, Semir (Çetin Güngör) ve Ali Çetiner’de suçlanmaktadır. Ä°ddia ÅŸu;

12 Eylül sonrası T. Cemal, Semir ve Ali Çetiner’in sorumlu olarak içlerinde bulundukları grup baÅŸarılı bir ÅŸekilde sınırı geçiyor. Ve bu baÅŸarıları takdir ediliyor.

Aradan 6-7 yıl geçmiÅŸ, Semir katledilmiÅŸ, A. Çetiner Almanya’da Parti tarafından tutuklu, T. Cemal Bekaa’da tutuklu ve bu suçlama yapılıyor. ‘Nasıl böyle baÅŸarılı bir sınır geçiÅŸi yaparsınız? devletle iliÅŸki içinde yaptınız’ suçlaması tam bir oyundu.

Altı; kardeÅŸlerinin ve yakın aile çevresinin MİT’le iliÅŸkileri iddiası. Neden herÅŸey zamanında deÄŸilde yıllar sonra?


Ömürcan’lar; Antep ve MaraÅŸ’ta UKM’sine ciddi katılar saÄŸladılar.

Bunu en iyi o bölgelerin halkı bilir. Sorun T. Cemal ise ailesi niye suçlanıyor?

Aileleri özellikle kadınları suçlama A. Öcalan tarafından bir gelenek haline getirildi ve halen devam ediyor. İlginçtir, muhalif geçinen geçinen bazı çevrelerde kadın ve aileyle uğraşmayı A. Öcalan gibi esas almışlar.

T. Cemal’in ailesi on yıl öncede aynı aileydi, neden tutuklandığı zaman birden bire ailesi ve kız kardeÅŸi MİT’le baÄŸlantılı oldu? Ve neden yıllarca Salman Ömürcan (Kasım) Avrupa’da sorumluluklar yaptı?

Yine T. Cemal’in amcası oÄŸlu Mustafa Ömürcan (Sarı Ömer) neden ülke içerisinde yııllarca komutanlık düzeyinde görevler yaptı? Åžimdi bütün aile ‘ajan’ olmuÅŸ.

İşte bu ‘suçlamalar’ iddasiyla T. Cemal mahkemeye hazırlanıyordu daha doÄŸrusu hazırlatıyorlardı.

İddialar böyleyken gerçek ise iddaların tersiydi.

Ömürcan’lara yönelik suçlamaları özellikle MaraÅŸ’lı kadrolar kabul etmedi. Mevcut ortamlardan dolayı sessiz kaldılar. Ama ilk fırsatta Parti’den kaçarak ayrıldılar.

II. Kongre sonrası, Dersim’liler hedef alındı. III. Kongre sonrasıda MaraÅŸ’lılar hedef alındı.

Dersim’lilerin hedef alınmasının en önemli nedeni bilimsel düşüncenin orada yoÄŸunlaÅŸmasından dolayıydı.


GeliÅŸkin bir sosyal yapı ve ona baÄŸlı olarak geliÅŸen geliÅŸen kadrolaÅŸma A. Öcalan’ ın planları önünde engeldi.


Dersim’deki bu geliÅŸme,Türkiye ve Kürdistan’da etkisini gösteriyordu.

Nufus aranına göre çok fazlasıyla kadro çıkaran bir bölge. Bu durum devletide, A. Öcalan’ıda rahatsız ediyordu. Bunun nedenleri açıktır; 1970’ler esas alınırsa 1937-38’lerde baÅŸlayan katliamin ve Dersim Halkı’nın isyanı acıları ve yarası tazeydi.

1938 on yaşında olan bir Dersim’li 1970’de 42 yaşındadır.

Bir bütün olarak düşünülürse Dersim’in devletle çeliÅŸkisi çok derin ve keskindir.

Bilimsel sosyalizmin etkisi, sosyal geliÅŸmeye açık Kürt AleviliÄŸi ve Kürt Ulusal Sorunu birleÅŸince Dersim’de ideolojik yoÄŸunlaÅŸmada maazzam bir geliÅŸkilik ortaya çıktı.

Bu yoÄŸunlaÅŸma, Türkiye ve özellikle Kürdistan’da politik olarak ağırlığını gösterecekti. İşte buna fırsat verilmedi. Devlet bunun önüne geçemezdi.

Zaten Dersim’deki bu geliÅŸme çok kısa bir sürede, K. Kürdistan’ın tümünü etkisine aldı.

Gerek PKK içinde ve gereksede diÄŸer Kürt örgütlerin içindeki Dersim’li kadrolar fiili olarak her tarafa ulaÅŸtılar.


Böyle bir durumda ‘kürtlük’ adına provakasyonlar yapıldı.

Dersimli önder kadroların ÅŸahsında Bütün Dersm ‘Kemalizim ve kışla kültürüyle’ suçlandı.

EÄŸer sömürgecilerin okul aÅŸmasıyla Kemalizim oluyorsa; bu okullar Dersim’den önce Diyarbakır’da Erzurum’da ElaziÄŸ’da, Urfa’da, Van’da ve her yerde açıldı. En son Dersin’de açıldı.

Burada Dersim’e yönelik baÅŸlayan özel savaşın hedefi KUKM’sini provaka etmekti. Ne acıkı baÅŸarıldı ve kürt halkı yarım asır kaybetti. Ve daha bizi ne provakasyonlar bekliyor!!!

Dersim’den sonra MaraÅŸ’lıların, Bingöl’lülerin, Batman’lıların ve sırasıyla bütün bölgelerin hedef alınmasındaki tek neden A. Öcalan’ın kaleye içten fettetme oyunlarından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi.

MaraÅŸ’ta KUKM’ine oldukça açık bir alandı. Devletle derin çeliÅŸkileri mevcuttu. 1978 yapılan katliam hafızalarda tap tazedir. Dersim’e benzer özellikleri var. Bundan dolayıda hedef alındı.Bu alandan gelen kadrolar sindirilmeye tabi tutuldu.

T. Cemal üzerinde oynanan oyunlar genel provakasyonun bir parçasıydı. Başarılı olmuşlardı, artık mahkeme günü yaklaşıyordu.

SaygıdeÄŸer okuyuculardan özür diliyorum. Yazı dizisine ‘açılım’ ve ‘yol’lardan dolayı ara verdim. Haftalık yazma biçiminde diziyi tamamlayacaÄŸm.

Salih Aras
devam edecek

14.09.09

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

13 + five =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla