Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Stratejisiz Savaş Ve Barış Politikası

Mehmet Kobal                                                                                

Strateji neden önemlidir? Strateji, kalıpları olan bir kurgu deÄŸil, yaratma süreciyle geniÅŸleyen, farklılaÅŸan ÅŸekil alabilen geniÅŸ bir planlama kavramıdır. Strateji kavramı, Milletlerin varlıklarını savaÅŸlarla saÄŸladığı uzun tarihsel sürecin bir sonucu olarak daha çok askeri terminolojiye ait bir kavram olagelmiÅŸtir. Zhang Yu, göre ”stratejisi olmayanlar yenilmeye mahkumdurlar. O yüzden muzaffer savaşçıların önce kazanıp sonra savaÅŸtığı, maÄŸlup savaşçıların ise önce savaşıp sonra kazanmaya çalıştıkları söylenir.” Stratejik düşünmek, sokaktan farklı düşünmektir, farklı çözüm önerileri sunmaktır ve farklı düşünme metodlarını uygulamaktır.

Bu aklı ve tekniÄŸi öğrenmeden sizi sizin toprağınızda esir almış iÅŸgalci devletlere karşı ortak bir strateji geliÅŸtiremezsiniz. Dolayısıyla Kürd milli davasını siyasi, askeri ve diplomatik dinamikleri üzerinde kitlesel kuvvetlerle birlikte belli bir akıl düzeneÄŸi çerçevesinde yürütemezsiniz. Bu ciddi bir belirsizliktir. GeçmiÅŸten günümüze yaÅŸanan kırılmaların, direniÅŸlerin savaşın politikası yapılıyor. Ama bu acı tecrübelerin toplumsal sosyolojisi, tarihsel muhasebesi saÄŸlıklı bir düşünce ile yapılamıyor. Strateji, belirsizliÄŸi giderme sorumluluÄŸudur       .

Bilim insanı BeÅŸikçi Hoca’nın söylemi ile ‘sömürge statüsünün altında’ bir belirsizliÄŸi yaÅŸayan Kürdistan, Kürd siyaseti içinde ayni belirsizlik ve stratejisizliÄŸi yaşıyor. 21.Yüzyılda, 19. Yüzyılların çaÄŸ dışı politikalarıyla yönetilen Kürd toplumun siyasi liderleri, enerjilerini bu statsüzlük utancından kurtulmaktan çok post kavgasinda harcıyorlar. Nasıl ki egemen efendiler sistemini tam insan olmayan varlıklar veya aklı, vicdanı satın alınmışlar üzerinde yürütüyorsa, kimi parti liderleride ortak emek üzerinde elde ettiÄŸi saygınlığı zamanla put-perest haline getirmesi ve kollektif aklı, yaratıcılığı kısırlaÅŸtırmasyla insanları birer itiatkâr nesnesi gibi görmesi benzer algıya götürdü. Böylece toplumun temel kurtuluÅŸ ihtiyacı olan yeteneklerin stratejik aklı yerine ideolojik piyasa post politikasıyla retorik yarış riyakârlığına yol verildi.

Neticede yarım asırdır sürdürülen bu mücadele, tarihsel sosyolojik dinamiklerinden saptırılarak tanınmaz hale getirildi. Görülüyor ki bu politikayla parçalanmış, paylaşılmış ve kuÅŸatılmış Kürdistan ve Kürd Milletin bağımsızlık mücadelesine önderlik yapılamıyor. Siyasi liderlik öngörülü, birleÅŸtirici, yaratıcı olmayı gerektirir. Bu dava, partiler üstü kollektif bir hukukla stratejileÅŸtirilmezse ulusal kurtuluÅŸ hareketi bir ÅŸirket gibi yönetilir. Sonuçta yaÅŸana gelen budur. Ne yazıktırki, PKK yönetimi, parti ideolojisiyle ‘Ulusal Kongre’ kuran dünyada tek örgüttür. Oysa aptal olmayan herkes bilirki, Ulusal Kongre, ulusun bütün katmanlarından delege sistemi ile temsilini bulan ve bu temsilin hukuksal baÄŸlayıcılığnı temel prensip maddeleriyle teminat altına alan ulusun tek karar merkezi ve en üst organıdır. Ulusal kavramlarla oynanmamalıdır. O nedenle Rojava’daki ulusal birlik çalışmalarından endiÅŸeliyim.

Emperyal güçler arası sıcak savaÅŸların yerini bölgesel vekil savaÅŸlarına bırakmış olması, statükocu koloniyalist bölge rejimlerin Kürdistan fobisi ile Åžii, Sünni cihatçi terör çeteleriyle bu savaşı anti Kürd alan hakimiyetine çevirmeleri, Kürdleri stratejik aklın ortaklığına mecbur bırakmış. Çünkü Türkiye ve Ä°ran’ın Kürd politikası; yasakla, öldür, dövüştür, parçala ve yönet politikasıdır. Kandil yönetimi, Zînê Wêrtê bölgesi gibi kurtarılmış alanlarla gündem deÄŸiÅŸtireceÄŸine Kuzey Kürdistan’nın sesizliÄŸine yoÄŸunlaÅŸmalıdır. Federe Kürdistan hükümeti, ordu ve ekonomi gibi ulusal kurumlaÅŸmayı partiler üstü yasalarla kanunlaÅŸtırmazsa, geleceÄŸe hazırlıksız yakalanır.

Rojava siyasi yönetimi’nin (PYD, YPG) ENEKS yönetimi ile ulusal birlik çalışması, Batı  bölgesinin siyasi, askeri ve diplomasi temsili bakımında önemlidir. Batı Kürdistan statüsünün resmiyet kazanmasıdır. En önemlisi ise iÅŸgalci bölge rejimerin oyunlarını bosa çıkarmadır. ABD, Rusya ve AB devletleri, bölgenin ekonomik kaynaklarına ortak olsalarda ulusal, siyasal statüsüne ve bağımsızlık isteklerine saygı duyarlar. Çünkü çıkarları Kürdlere düşmanlıktan deÄŸil, ortaklaÅŸmaktan geçiyor. Zaten dünya’da hiçbir millet, bir veya bir kaç devletle iÅŸbirliÄŸi yapmadan ulusal bağımısızlığını kazanmamıştır. ABD ve Fransa’da dahil dünya ulusların ezici çoÄŸunluÄŸu çeÅŸitli devletlerin siyasi, askeri yardımlarıyla iÅŸgal altında kurtuldular. Bir asırdır dört devletin kuÅŸatmasında haps edilen Kürdistan, Güney ve Batı cephesinde bu kuÅŸatmayı yarması ve gönümüz modem dünyanın burjuva demokrasisiyle yönetilen belli ülkelerle karşılıklı siyasi, askeri, ekonomik ve diplomatik iÅŸbirliÄŸini geliÅŸtirmesi önemlidir. Bu yeni durum deniz aşırı bir sömürge olmayan Kürdistan’ın, ulusal bağımsızlığını imkân dahiline alması doÄŸru okunmalıdır.

Türkiye ve Ä°ran devletleri bölgenin en sorunlu rejimleri oldukları ortak bir kabul haline gelmiÅŸ. Ä°ran ağır bir ekonomik amborgo altına alınmış. Siyasi ekonomik çöküşü yaÅŸayan ErdoÄŸan Türkiye’si son beÅŸ ayda  ABD ve AB devletlerinde ekonomik yardım talebi karşılık bulmuyor. Ankara ve Tahran rejimlerin, dokuz yılı aÅŸkındır Sünni, Åžii paralı dinci çetelerle Suriye ve Rojava’yı iÅŸgal ve istikrarsızlaÅŸtırma politikaları iç krizlerini yönetemez hale getirmiÅŸ. Bu her iki dikta rejimin Suriye/Rojava iÅŸgallerini pazarlayarak, Kürdistan’ın Kuzey, DoÄŸu parçalarındaki ilhaklarını kalıcılaÅŸtıracaklarını sanmaları bir yanılsamadır.

Oyun kurucu devletler, henüz tam paylaşmadıkları coğrafyaların yer altı, yer üstü zengin kaynaklarını kurdukları küresel şirketler, tekeller ve onların özel savunma birimleriyle zaten yönetiyorlar. Siyasi, askeri etkinliklerini bu ekonomik yoğunlaşma üzerinde geliştiriyorlar. Küresel ekonomi savaşları, ordular arası faaliyetleri tali plana getirmiş gibi görünüyorlar. Bu globalleşme ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler beraberinde sosyal, ekonomik strateji kavramının kullanım alanınıda değiştirmiş oluyor. Bağımsızlık stratejisi, aylak efendilerin bölünmez bir parçası saydığı Kürdistan’nın sömürge statüsünü değiştirmeye odaklanmaktır. İmkânsız gösterileni imkânlı hale getirmektir. Var olanın ötesini görmektir.

Elbette geleceÄŸin neler getirip, neler götüreceÄŸini önceden bilemeyiz. Ama yaÅŸanan ve devam eden bir sömürge tarihi ve deÄŸiÅŸmeyen totalitarizmin neler yapabileceÄŸini dehÅŸetle izliyoruz. Düşmanı doÄŸru tanımak planın yarısı ise, diÄŸer bir yarısı diplomasi, siyasi, askeri ve kitlesel hazırlık stratejisidir. Strateji uzmanı general Sun Tzu, ”Taktiksiz bir strateji zafere giden en yavaÅŸ yoldur. Stratejisiz taktik ise yenilgiden önce yapılan gürültüdür. Asıl zafer, savaÅŸmadan kazanabilmektir. SavaÅŸta baÅŸarı düşmanın amacını çözmekle baÅŸlar. Savaşı kazanan çarpışmadan önce hesabını iyi yapabilendir”der. BaÅŸarılı stratejilerin temelinde ekip çalışması vardır.

Strateji herkesin hata yaptığı, yanlışın doÄŸruya karıştığı günlerde güvenilir bir limandır. Strateji, nereye gideceÄŸinizi ve nasıl gideceÄŸinizin pusulasıdır. PKK yönetimi devletle anlaÅŸma adına Kürd milli dinamiklerini ötelemesi bir zorlamadir. Kürd ulusal bütünlüğünü ideolojik saplantılarla baÅŸkalaÅŸtırma projesidir. Bu durum toplumsal katmanların düşünce, inanç ve sosyal çeliÅŸkilerini bir arada düzenleme, yönetme stratejisine hizmet etmiyor. Ne yazıktır ki, bu yanlış politika Kürdistan’ın diÄŸer parçalarındada eksik olmadı.YNK’nin Kerkük ve Mustafa Selimî haneti, olmayan ulusal hukuk ve stratejinin trajedisidir.

Dört devletle baÄŸlantılı olan bu politikalar Kürdleri ulusal birliÄŸine yabancılaÅŸtırma alışkanlığına sürükledi. Bu milli siyaset yoksunluÄŸu ve denetimli esir politikasıdır. Sonuçta ulusun ya da uluslar topluluÄŸunun, barış ve savaÅŸta benimsenen politik, ekonomik, psikolojik ve askeri güçlerini kollektif bir akılla yönetme stratejisine hizmet etmiyor.  Ulusal kurtuluÅŸ mücadelenin stratejisi, paydaÅŸlarını, adımlarını doÄŸru seçebilen ve ortak bir amaç etrafında kenetleyebilendir

Kaynakça: Thomas P.M. Barnet, ”21.Yüzyılda savaÅŸ ve barış.”   N.Machiavelli, ”savas sanatı.”   Francıs Fukuyama,”Tarihin sonu ve son insan.” Ä°smail BeÅŸikçi,”Devletler arası sömürge Kürdistan.” General Sun Tzu, ”savaÅŸ sanatı.”

Medkobal@gmail.com

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

18 + nine =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla