Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Tahir Elçi Öldürüldü, Sur Yıkıldı, Diyarbekir Sustu.

Mehmet Kobal / Tahir Elçi, dört yıl önce, 28 Kasım 2015 tarihinde katledildi. KurÅŸunlanmadan yarım saat önce, Diryarbakır Sur’daki tarihi yapılardan, Dört Ayaklı Minare’nin kurÅŸunlanmasına da atıfta bulunarak ”savaÅŸlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun” diyerek barış çaÄŸrısında bulunmuÅŸtu. Barış çaÄŸrısı devlet yöneticilerini fazlasıyla rahatsız etmiÅŸti. Tahir Elçi’nin geri adım atması için tehdit ettiler. Basın, yayın organlarında hedef gösterdiler. Elçi, doÄŸruluÄŸundan şüphe etmiyordu. Bilinci, vicdanı ve yüreÄŸi ayni ÅŸeyi söylüyordu.

Tahir Elçi, AKP, CHP veya herhangi bir düzen partisinde olsaydı, imtiyazli olacaktı. Ama Tahir, insan hakları savucusu olmayı seçti. Bunun bir tehlike olduğunu sokak başlarında bekleyen katillerin bakışlarından anlıyordu. Ülkesi işgal altında olan her dürüst insanın vicdanı ve bilinci başına beladır. Bildiklerinden dolayı risklerin sınırlarında dolanır. Korkuları bildiklerinin gölgesinde kalan her sömürge aydının ruh hali ile bazen tedirgin, bazen ölüme gülümseyen Tahir Elçi, ilhak edilmiş ülkesinden insanların eceli ile ölmediğine her gün şahit oluyordu.

Halk tarafından sevilen, uluslararası tanınan, önemsenen Tahir Elçi, iÅŸgal cumhuriyeti için bir tehlikeydi. Tahir’in barış sesini susturan ErdoÄŸan hükümeti, Tarihe ayna tutan Sur’u da yıkarak cinayeti üstlenmiÅŸ oldu. Kürdler, Avukatını kaybetti. Kızı artık baba diye çağırmayacaktı. Sur yıkıldı. Diyarbekir, Kuzey Kürdistan sustu. Kürdlere acı çektiren, ölümlere alıştıran Türk iÅŸgal cumhuriyeti, yüz yıllık bir vahÅŸetdir. Çıplak bir ırkçılıktır. Yakamızda düşmelidir. Türk İçisleri Bakanı, bir tarafta Tahir Elçi, isminin verildiÄŸi parkın adını deÄŸiÅŸtirir, diÄŸer tarafta alay edercesine katil arayışında olduÄŸunu söyler.!

Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin planlı bir cinayeti sonucu susturuldu. Bu cinayet içiÅŸleri bakanı, bölge valisi ve Mit’in emniyet içindeki teÅŸkilatının bir uygulamasıdır. Tahir Elçi, iç düşman görülen Kürd milletinin bilinçli, seçkin bir savunucusuydu. Ä°ÅŸgal cumhuriyetin dosyasını tutan bir tanık olarak soy katillerini geçmiÅŸiyle yüzleÅŸmeye çağıryordu. Tahir Elçi, evleri, ÅŸehirleri harabeye çevrilmiÅŸ, toprakları bir baÅŸtan bir baÅŸa iÅŸgal edilmiÅŸ, milli deÄŸerleri istila edilmiÅŸ halkının Avukatlığını üstlenmiÅŸti.

Tahir Elçi, her türlü ÅŸiddete karşı barışı savundu. Ä°nkâr ve talanla tutunan, savaÅŸtan geçinen Türkiye cumhuriyeti devletinden demokrasi bekliyordu. Tahir Elçi’nin, toplumsal istikrar, demokrasi ve barış ısrarı, ErdoÄŸan’ın, ‘ustalık’ dediÄŸi iç savaÅŸ konseptine yenik düştü. ErdoÄŸan, gerçek kimliÄŸine oturdu. Kitlesel ÅŸiddeti yaygınlaÅŸtırdı. Toplu öldürmeleri, infazları olaÄŸan hale getirdi. Åžehirleri haritadan sildi. Halkın oy çoÄŸunluÄŸuyla seçtiÄŸi Vekillerini tutuklatı. Belediyelere kayyum atadı. Barış isteyenleri susturdu. Kürdleri potansiyel hedef haline getirdi.

Türkler, yöneticileri tarafından Kürdlere karşı cephe almaya kışkırtıldı. Kürdlerin toprakları üzerine oturanlar, Kürdlere yol gösterdiler. ‘Bir Kürd kalmayıncaya kadar savaÅŸ’ konsepti uygulandı. Linç partileri düzenlendi. Toplumsal barış mücadelesi, Ankara hükümetin iç savaÅŸ planıyla engellendi. Türkler, yöneticilerine bu denli benzemezseydi, etnisite ve inançlarla empati kurabilseydi, Türkiye cumhuriyeti, bir cinayet ÅŸebekesine, cihatçı cumhuriyete dönüşmeyecekti. Bütün bu insanlık dışı politikaların planlı bir askeri disiplin içinde uygulanması bana 1919-1938 soykırım konseptini anımsattı.

Tahir Elçi, gibi imha edilen aydınlar, yaÅŸanacakları ön gördükleri için susturuldular. Tahir Elçi’nin, yurtsever bilgili bir Kürd olması, barışı seslendirmesi sömürgecilik için tehlike olarak telaki edildi. O ses, TC’nin, alışık olmadiÄŸi bir sestı. O nedenle ErdoÄŸan yönetimi, emir verdi, medya hedef gösterdi tetikçilerde uyguladı. Tahir Elçi öldürülmeden üç gün önce PKK’li olduÄŸu iddiasıyla

devletin personelleri tarafından tehdit edildi ve savcılığa zorla götürmek mecburiyetinde bırakıldı. Sanki PKK Türk sömürgeci politikanın kaçınılmaz bir sonucu değilmiş gibi. Tahir Elçi, Ahmet Hakan programında provokatif sorulara muhatap edildi. Ayni akşam korsanca tutuklanmak istendi, davalar açıldı. Hedef haline getirildi. planlı bir senaryonun sonucunda öldürüldü.

Medkobal@gmail.com

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

nineteen − 11 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla