Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Türkiye’nin parçalanması kaçınılmazdır!

                                                                                         

Türk devletinin Afrin operasyonu OrtadoÄŸu ve Suriye masasında yer bulamamanın çılgınlığıdır. Türk askerlerin Ä°dlib’te çıkarılacağının saldırganlığıdır. ErdoÄŸan’ın 7 yıllık Suriye politikasının fiyaskosudur. Zarrap dosyasının hasır altı edilmesidir. Muhalefetin basınç altında tutulmasıdır. Ä°dilib’den kovulma karşılığında Afrin’i bombalama vizesini Rusya’dan alma sevincini yaÅŸayan Türk kolonyalist devletin Rojava Kürdlerini katletme sevinci uzun sürmeyecektir. Bütün bir Türk medyası, spikerleri, yazar ve gazetecileri Kürdlere iliÅŸkin bombalamayı büyük bir sevinçle veriyorlar. Koalisyon güçleri Güney Kürdistan’da iÅŸlediÄŸi suçu Batı Kürdistan’da retorik etmemelidir. Kürdistan bölgesi ve PeÅŸmerge Kuvvetleri Rojava  ve YPG direniÅŸ küvvetleriyle iÅŸbirliÄŸi içinde olmalıdır.

Türk ırkçılığın yeni katliamlara evrilmemesi için bütün Kürdler, devrimciler ve dostları hazırlık yapmalı, Afrin’i sahiplenmelidir. EÄŸer TC. Afrin’i iÅŸgal etmeyi ve Rojava direniÅŸ kuvvetelerini, halkı yenilgiye uÄŸratırsa Türkiye Kürdleri yeni katliamlar yaÅŸayacaktır. Çünkü Türk gericiliÄŸi Afrin iÅŸgalini baÅŸarırsa sokaklarda zil takıp oynayacak kadar korkunç bir kin ve ırkçılıkla Kürdlere saldıracaklar. Bu ruh hastaları Kürdlere fena takmışlar! Türkiye’nin bütün tv. ve yazılı medyası, Kürdlere karşı savaşı Kıbrıs harekatına benzeterek anlatıyorlar. Türk ırkçılığı ErdoÄŸan’ın iktidarda kalma malzemesi olmuÅŸ. Kürdler, Kürd milliyetçi refleksiyle hareket etmesi için TC’nin medyasını izlemesi yeterlidir.

Türkiye’yi iç savaşın eÅŸiÄŸine getiren, komÅŸuyu komÅŸuya düşman ettiren ErdoÄŸan hükümeti sınırları aÅŸan Kürd düşmanlığı, potansiyel bir iç savaşın habercisi oluyor. Kürd katliamını sınırlar ötesine taşıma zorbalığı ve islamist terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸi içinde Rojava’yı iÅŸgalle kalkışma politikası Türkiye’nin parçalanmışlığını derinleÅŸtirecektir. Türklerle Kürdlerin iliÅŸkisi, sömürgeci ile sömürge iliÅŸkisidir. Her bakımdan birbirine zıt ve tarihsel altyapılarıyla güvensiz antagonist bir çeliÅŸkidir. Bu çeliÅŸkinin tarihsel hafizası çatışma ve isyanlarla yüklenmiÅŸ ve her çatışma sonrası ayrılık dinamikleri dahada kitleselleÅŸerek birbirine baÅŸkalaÅŸmıştır. Türklerle Kürdlerin iliÅŸkisi, hiç bir ulusal, sosyal meselede uyuÅŸmamıştır, efendi, köle iliÅŸkisiyle zorunlu bir yönetme, yönetilme biçiminde devam etmiÅŸtir. O nedenle Türk tarafı sürekli Kürd tarafını inkâr ve imha etmeye çalışmıştır. 

Belasnı arayan ErdoÄŸan Türkiyesi, onlarca savaÅŸ uçaÄŸyla sivil savunmasız Afrin, Rojava halkını bombalaması Rusya, ABD ve AB devletleri tarafından durdurulmazsa Kürdler, diaspora’da dahil TC’ye karşı her yerde toplumsal savunma hakkını kullanacktır. Åžayet Ankara hükümeti Afrin’de bir katliam yaparsa sorumlusu Rusya ve ABD koalisyonu olacaktır. ABD ve Rusya, suçu birbirine yığarak Türk iÅŸgaline seyirci kalamaz. Uluslar arası güçler, Kürdleri Türk saldırılarından korumak için BMGK nezdinde toplanmalı ve Batı Kürdistan sınırlarında güçlerini konuÅŸlandırmalıdır. Ayrıca Kürd halkı, Türk barbarlığını durdurmak için kitlesel olarak meydanlara çıkmalı ve BM’nin müdahalesini istemelidir.

Türk devletin sınırlar ötesine taÅŸan Kürd düşmanlığı ve kitlesel katliam politikasından dolayı Türklerle Kürdler ağırlıklı olarak ayrışmıştır. Hakkını teslim etmek gerekirse bu baÅŸarı ErdoÄŸan hükümetine aittir. Türkiye’nin metropollerindende durum farklı deÄŸildir. Çocuklarıyla Kürdçe konuÅŸan bir Kürd, Türk gerici yoÄŸunluÄŸun olduÄŸu mahalelerde barınamıyor. Aynı ÅŸekilde bir Alevi islamcı Türklerin yoÄŸun olduÄŸu mahalelerde barınamıyor. Gayri müslümler ve özellikle Ermeniler için durum dahada vahimdir. Bir mahalenin diÄŸer mahaleye, komÅŸunun komÅŸuya düşman olduÄŸu bir Türkiye gerçeÄŸi sosyal, inançsal ve etnik patlamanın eÅŸiÄŸine gelmiÅŸtir. ErdoÄŸan, savaşı sınırlar ötesine taşıyarak ırkçılığı yaygınlaşırmak, nüfusun yarısını diÄŸer bir yarısını bastırmakla iktidarını sürdürmek istiyor.

Rusya üzerinden Afrin’i Suriye rejimine bıraktırma politikasını Kürdlere kabul ettirmeyen Türk devleti, gider adım Afrin’i bombalayarak son kozunu oynamaktadır. TC’nin geleceÄŸi iÅŸbirlÄŸi içinde olduÄŸu islamist terör örgütlerinden farklı olmayacaktır. Dünya kamuoyu islamist terörün iÅŸbirlikçisi ve legal yüzü Ankara hükümetine sesiz kalmamalıdır. Kürdler her türlü eylem, protesto ve aktivitelerle TC’nin Afrin iÅŸgalini boÅŸa çıkarmalıdır. ErdoÄŸan savaÅŸ hükümetinin, iktidar’da kalmasının tek yolu istikrarsızlığı geliÅŸtirmek, ırkçılığı kışkırtmak ve toplumsal gerginlikten beslenmektir. ErdoÄŸan AKP’sini savaÅŸtan baÅŸka hiç bir kuvvet iktidara getiremez. 16 yıldır Türkiye’yi ÅŸiddetle yöneten ve islamist terör örgütleriyle kalkıp oturan AKP hükümeti, kendine benzemeyenlere hakaret, tehdit, iÅŸkence, hapis, sürgün ve öldürmeden baÅŸka bir ÅŸey vermedi.

Türk devleti, Sünni’yi Alevi’ye, Türkü Kürde, müslümanı gayri müslüme düşman ettiren ve dünya’da teÅŸir olmuÅŸ gerici, ırkçı ve yıkılması kaçınılmaz faÅŸist bir rejimdir. Kuzey Kürdistan iÅŸgaliyle yetinmeyen TC. Sınırlar ötesinde Kürdlere saldırıyor ! Türk CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, içerde ve dışarda ağırlıklı çoÄŸunluÄŸun nefret ettiÄŸi tiksindiÄŸi ve her diktatör gibi ektiÄŸini biçecek, gidici gözüyla bakılan bir ruh hastasıdır. Her bakımda bir bölünme sürecinde geçen Türkiye’nin sınırları Afrin iÅŸgaliyle kendisine müdahaleyi kaçınılmaz kılmıştır. İç savaÅŸ, ırkçılık ve ÅŸiddet dolu karışıklıklar parçalanma aÅŸamasının ön adımları oluyor. Türk hükümeti, bütün bu alt dinamikleri olgunlaÅŸtırmıştır. Kuzey Kürdistan’ı yaÅŸanmaz hale getiren Türk devleti, Afrin iÅŸgaliyle potansiyel bir Kürd ayaklanmasını zorunlu hale getirmiÅŸ ve iç savaşın fitilini tutuÅŸturmuÅŸtur.

Kürdler, Türk devletini sırtında atmalıdır. TC’nin iÅŸgali, zulmü, zorbalığı altında yaÅŸamayı redetmelidir. Çünkü TC. Kürdlere düşmanlık ve kötülükten baÅŸka bir ÅŸey vermedi. Türkiyede etnik, inançsal ve politik ayrışmaların hat safaya varması psikolojik bölünmenin fiili birikimi olarak her an patlamaya evrilebilir. Kürdlerin ağırlıklı çoÄŸunluÄŸu, Aleviler, gayri müslümler ve kendilerini Türk olarak görmekten vazgeçmiÅŸ insanlar, can güvenliÄŸinden endiÅŸelidir. Türk olmayanlar yaÅŸanan inkâr, ırkçılık ve ayrımcılıktan derin etkilenmiÅŸtir. Ä°nsanlar, farklı Millet, azınlık, dil, inanç ve kültürel kimliÄŸinden dolayı sürekli bir ayrışma psikololjisi yaşıyor. Bağımsızlık öncesi her ulusta yaÅŸanan bu sosyal psikoloji kimi yerlerde barışçıl, kimi yerlerdende savaÅŸla sonuçlanmıştır.

Son 16 yıllık ErdoÄŸan hükümeti Kürd, Türk ayrışmasını ete kemiÄŸe büründürdü ve kitleselleÅŸtirdi. Türk ırkçı eforunu kendine yakışır bir barbarlıkla her fırsata dile getirdi. Afrin örneÄŸinde görüldüğü gibi Türk tarafı sınırlar ötesi harekatı sadece Kürdleri imha etmek için yapar. 50 milyonu aÅŸkın Kürd toplumu, Türkiye, Ä°ran, Irak, Suriye tarafından parçalanmış trajedisi daha fazla sürdürülemez. Türk CumhurbaÅŸkanı R. T. ErdoÄŸan Kürdlere karşı kinli, kanlı ve küçük düşürücü politikayı esas almıştır. Türkiye ErdoÄŸan’ın hâkimiyetinde ne idüğü belirsiz bir kuruluÅŸa dönüşmüş ve fiilen bölünme sürecine girmiÅŸ, parçalara ayrılmıştır.

Mehmed Kobal

21/01/2016

Medkobal@hotmai.fr

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

one × 2 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla