Mehmet Hayri Durmuş – Tarih konularında fazla şeyim yoktur, yani bu konularda uzun araştırmalarım yoktur; ama…
Duruşma Hakimi- Nereden çıkartıyorsun milleti Türk, Kürt diye bölüp de nereden çıkarıyorsun Kürdü, Türk’ü bilmem nesini? Nereden çıkarıyorsun tarihiincelemedin de, belirli bir bilgin yok da?
Mehmet Hayri Durmuş – Şunu söyleyeyim, bilgim yok derken bu konuda ben uzman değilim, bir tarihçi değilim, bunu demek istiyorum. Yoksa araştırmam yoktur biçiminde değil. Ben tahsilli bir insanım. Elbette bu konuda okumuşluğum vardır. Pek çok kitap, belge okumuşum.
Duruşma Hakimi- Nereden okudun?
Mehmet Hayri Durmuş – Kürtlerin kökeni ile tarihi ile ilgili, Ortadoğu’ya gelişiyle ilgili, Kürdistan üzerinde…
Duruşma Hakimi– Nereden gelmişler Ortadoğu’ya? Ne olmuş? Tarihte hangi devletleri kurmuşlar?
Mehmet Hayri Durmuş – Bu hususta şunu söylemiştim: bu konuda arkadaşların yaptığı açıklamalara katılıyorum biçiminde ifadelerde bulundum demiştim. Ben de bu nedenle fazla açıklama yapmak istemiyorum. Yani bu hususu ben tartışma konusu yapıp da uzun boylu anlatmak istemiyorum. Yani bu hususu ben tartışma konusu yapıp da uzun boylu anlatmak istemiyorum.
Duruşma Hakimi- Mahkeme bir tartışma konusu yapmıyor, soruyor, kısaca açıklamalarda bulun.
Mehmet Hayri Durmuş – Diğer arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi, Kürtler esas olarak Ari soyundan gelmektedirler ve Kuzey Avrupa’dan. Kuzey-Batı Avrupa’dan, İskandinav yörelerinden kavimler göç ederken Kürtler de esas olarak buradan gelerek Kürtlerin merkezi olarak kabul edilebilecek Van ve Urmiye Gölleri arasına, aşiretler biçiminde milattan önce 1000 yıllarında yerleşmişlerdir.
Daha sonra aşiretler konfederasyonu biçiminde bir örgütlenmeye gidilmiştir. Bu siyasal organizasyon oluşturulmuştur. O dönemde var olmak için buralardaki köleci imparatorluklara karşı güçlü mücadeleler verilmesi gerekiyor.
Bu nedenle aslında birleşilmiştir, örgütlenilmiştir. Asur’a karşı uzun süre mücadele edilmiştir. Daha sonra Asur devleti yıkılmıştır ve yerine Med organizasyonu oluşturulmuştur.
Bu, Kürtlerin oluşturduğu ilk siyasal organizasyondur, devlettir. Yaklaşık 200 yıl kadar hükümranlık sürmesi söz konusudur. Milattan önce 700 yılları ile 500 yılları arasında..
Duruşma Hakimi- Hayır, bu söylediğinin kaynağı ne, tarih belgesi ne?
Mehmet Hayri Durmuş – Şimdi ben bu hususta yine mahkeme heyetine yönelik bir nokta üzerinde durmak istiyorum. Şöyle ki; her millet ortaya çıkarken veya kendi tarihini ortaya atarken, ille dikili taşlardan yararlanır veya matbaa araçlarından, mühürlü belgeli araştırmalardan faydalanır diye bir şey yoktur. Pek çok belge, meşhur bilginlerin, tarihçilerin anılarından, bunların hazırlamış olduğu eselerden de ortaya çıkartılabilir.
Duruşma Hakimi- Kaynağını soruyorum size. Hangi kaynaktan öğrendiniz bunu?
Mehmet Hayri Durmuş – Bu konuda tarihçilerin bilgileri var. Örneğin bizzat Herodot’un bu konuda açıklamaları vardır. Yine, daha sonraki yüzyıllarda da pek çok tarihçinin bu konuda belgeleri vardır ve ben bunların çoğunu okudum. Ansiklopedilerde bu konuyu araştırdım, seminerlerde tartışma konusu yapılırdı, dinledim. Yani bu konuda pek çok belge vardır.
Fakat şu bir gerçektir; bir millet kendi bağımsızlık mücadelesini gerçekleştirmeden, bu konuda uzun araştırmalara girmeden, kendi tarihini açık, net biçimde ortaya çıkartacak imkanlardan yoksundur, böyle bir şeyi toparlayıp bir araya getiremez. Bugün Kürtlerin varlığıyla ilgili Londra’da, Paris’te, Bağdat’ta, Şam’da, İstanbul’da bizzat müzelerde pek çok belge söz konusudur: ama bizler bunları araştırma imkanına sahip değiliz. Bunları toparlama, bir araya getirip gerçek tarihimizi aydınlığa çıkartma imkanından yoksunuz.Bunu mahkeme heyetinin böyle kabul etmesi gerekir.
Yani biz bugün kalkıp da belgelerimiz şunlar, şunlardan diye ortaya sürecek imkan ve olanaklardan yoksunuz. Ama bu belgelerden çeşitli tarihçiler tarafından derlenmiş broşürler, kitaplar vardır. Dedim, biz bunları okuduk, değerlendirdik. Kaldı ki…
Duruşma Hakimi- Hangilerini okudunuz?
Mehmet Hayri Durmuş – Demin belirttim. Bu konuda Kürtlerin kökeniyle ilgili bir iki kitap okudum. “Kürdistan Üzerinde Mücadeleler” olarak…
Duruşma Hakimi- Yazarı kimdi bunun?
Mehmet Hayri Durmuş – Kürtlerin kökeniyle ilgili Nikitin’in bu konuda vardır. Bunun dışında çeşitli tarihçilerin ve siyaset adamlarının hazırladıkları Kürdistan üzerindeki mücadeleleri veya çeşitli aşamalardaki mücadeleleri veya çeşitli aşamalardaki mücadeleleri dile getiren belgeler niteliğinde olan yazılar vardır. Dün arkadaşım da değindi. “19.’uncu yüzyılda Kürdistan üzerinde mücadeleler” diye bir broşür var.
Bunu okudum. Bunun dışında yine “Çağdaş Kürdistan tarihi” diye cumhuriyet döneminde Kürdistan’daki uygulamalar ve Kürdistan’ın durumunu anlatan kitabı okudum. Ve bunun gibi daha pek çok broşür. “Doza Kürdistan” diye bir broşür elime geçti, bunu okudum. Bunun dışında özellikle Abdullah Öcalan arkadaşın bu konuda geniş araştırmaları ve kendisinin bir tarih anlayışı vardır. Aslında Kürdistan’a bakış anlayışı vardır.
Bu Serxwebun’da esas olarak, yani temel hatlarıyla yer almaktadır. Bu arkadaştan biz tarihi dinlediğimiz ve öğrendiğimiz pek çok şey vardır. Ve bütün bunlardan başka, bizce daha çok önemli olan mevcut koşullardır.
Objektif durumdur. Yani Kürdistan’da bulunuyoruz bugün. Ve ortada objektif bir durum söz konusudur. Kürtlerin bizatihi varlığı, Kürt toplumunun Türkiye’deki toplumsal yapıdan, kültürel, sosyal yönlerden farklı yanları açıkça görülmektedir ve bizler de bunu görmekteyiz.
Duruşma Hakimi– Nerede, farklılık nerede? Kültürel yönden farklılık nerede oluyor?
Mehmet Hayri Durmuş – Şimdi bu farklılığın inkarı, bilmiyorum yani, nasıl mümkündür?