Hiç bir düşünce eyleme dönüşmedikçe suç sayılmaz. Her kes fikrini yazılı veya sözlü olarak beyan etmekten serbestır.Dünyaca kabul edilmiş düşünce özgürlüğü kapsamındaki bu
belgenin altında imzası bulunan Türkiye bir türlü bu şartnameye uymuyor.Tükürdüğünü yalayıp dünya kamuoyunun karşısında gülünç duruma düşüyor.
Son bir iki senedir bir tutuklama furyasıdır başını almış gidiyor….
Tutuklama ve yargılanma korkusu insanları konuşamaz hale getirmiş.Mevcut siyasi iktidar topluma lal sağır ve kör olmayı dayatıp habire baskı yapıyor.
Çağdaş dünyada farklı fikirlerin tartışılması ulusal zenginlik kabul edilirken, Bizde ise farklı düşünenleri aykırı ses olarak nitelendirilmekte vatan haini düşman diye yaftalamaktadır.
Bundan dolayıdır,ki insanlar bilmiyorum görmedim duymadım deyip üç maymunu oynamakta,gelişen olaylara karşı duyarsız ve lakayt kalmaktadırlar.
Ceza evleri tutuklu ve hükümlülerle dolup taşımaktadır. Aslında hiç bir hukuku dayanağı olmayan bu tutuklamalara suni bir zemin hazırlanmış, kimi Fetocu kimisinide Apocu olmakla suçlanmış bu cihetle tutuklanmaları sağlanmıştır.
Gerçek şu ki Tutuklu ve hükümlülerin en büyük bölümü Kürtler yada Kürtleri savunanlar olmuştur. Siyasi iktidar ilk olarak legal demokratik kurumlarda meşru ve yasal faaliyet gösteren insanlara yönelmiş büyük bir kesimi tutuklayıp kurumlarına kilit vurdurmuştu
.
Akabinde sosyal medyayı mercek altına alarak düşüncelerini paylaşıp açıklamaktan başka hiç bir suçu ve günahı olmayan insanları hedefleyip dava üstüne dava açtırarak mahkeme kapılarında süründürüp göz dağı vermeye çalışılmış ve onlardan yerinde oturup hiç bir şeye karışmamalarını istenmiştir.Aslında hukusal olarak Basit ve hiç bir olguya dayanmayan soyut şüphe, tutuklama kararı verilebilmesi
için yeterli değildir. Türk ceza kanununda tutuklunun kesin hükme kadar masum sayılma hakkı vardır.
Tutuklama insan yaşamından artık geri verilemez bir bölümü alıp götürmektedir. Bu nedenle tutuklama, olgulara dayanan kuvvetli suç şüphesinin varlığına bağlı kılınmıştır. Tutuklama kararı verilebilmesi için, tutuklamanın talep edildiği andaki delillere göre, kişinin fail veya suç ortağı olarak bir suçu işlediği konusundaki ihtimal büyük olmalı ve bunu gösteren kuvvetli kanıt ve deliller bulunmalıdır. Türkiyede bağımsız yargı işlevini bitirmiş tamamen siyasi erkin tasallutu altında onun bir yan kuruluşu gibi çalışmalarını devam etmektedir.