Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Yüzyıllık Sykes-Pkot Esareti ve Bağımsızlık Referandumu !

Mehmet Kobal 15/09/2017

 

Kürdistan Bölgesel Yönetimin bağımsızlık referandum kararı, Birleşik Demokratik Kürdistan devletin ilk doğum sancısı oluyor. Ana rahmindeki ceni misali; dişini, tırnağını, sinir sistemini geliştiren bu bebeğin sağlıklı doğması için ağır bedeller verıldı. Bize düşen bütün eksiklerini bütün fikirlere açık bırakarak hoşgörü içinde, sahiplenmek, tartışmak ve demokratikleştirerek büyütmektir. Bu çerçevede devlet kurma hedefini, milli otoritelerini oluşturarak adım atan Güney Kürdistan, diğer parçaların işgal altında kurtuluşu sağlanarak sahiplenilmelidir.

Biliyoruz ki, devletsiz bir ulus, kendine yabancılaştırılmış, yolu şaşırtılmış, ulusal bilinci dumura uğratılmış ve bir bilinmeze terk edilmış köleler topluluğudur. Devletsiz bir ulusun sosyal gerçekliği, aşamaları, uğrakları, düzenleri, kimliksel ihtiyaçları, nesnel ahlaklilik ve yükümlülükleri, görev duyguları gelişemez. Çünkü Kürdlerin bütün zengin kaynakları, toplumsal varlığı ve imkânları her saniye kendisine kötülük eden düşmanların denetimindedir. Kürdler, sömürgeci sistem tarafında uğradiği toplumsal başkalaşmada sosyolojik bozgunda, tarihsel yok edilme pratiğinden mutlaka kurtulmalıdır. Kürdistan Federe Devletin ulusal bağımsızlık referandumu, Batı, Kuzey, Doğu parçların çözümü için de gereklidir.

Kürdistan BaÅŸkanı Mesud Barzani, ”Referandum ve bağımsızlık Kürdistan halkının kararıdır. Benim bunu deÄŸiÅŸtirmeye ne yetkim nede hakkım var. Evin sahibi, evi için neyin iyi neyin kötü olduÄŸunu daha iyi bilir. Bazılarının dışardan gelip bize neyin iyi neyin kötü olduÄŸunu söylemesini çok garip buluyorum.” Demesi çok deÄŸerlidir. Çünkü Sykes-Pikot’un yüzyıllık esaretinin sonuna gelinmiÅŸtir.
Kürdler, yabancı istilacılar olan Arap, Türk, Acem iÅŸgalcileri ve onların evrenselleÅŸememiÅŸ dinlerini yaygınlaÅŸtırma projesi olan islamist terör çetelerin, katliam ve jenosidlerine karşı korunmak için devletleÅŸmelidir. Kürdistan’da yaÅŸayan bütün etnisite ve inançların barış, demokrasi ve güven içinde yaÅŸaması, Bağımsız BirliÅŸik Kürdistan cumhuriyetin kurulması ile mümkündür. Bağımsız Kürdistan devletinin kurulması, ezen egemen ulusların şövenizmden arınması ve demokratikleÅŸmesine de hizmet eder. Kürdistanın kurtuluÅŸu birlikte olmazsada parçalar özgülünde mutlaka gerçekleÅŸecektir.

Uluslar, devletleÅŸmeyi geleceklerini istedikleri biçimde tayin etme ve bağımsızlığını sömürgeci iÅŸkallere karşı bir baraj ve güvence ifadesi kabul etmiÅŸ ise, bu Kürdlere daha çok gereklidir. Zaten milletlerin kendi geleceÄŸini belirlemesi sosyolojik, tarihsel bir zorunluluktur. Bu deÄŸiÅŸim, dönüşüm eylemine karşı hiç bir güç duramaz. Ä°nsani olanı tanımak demek olus içinde insandan ve insanın kendisinde doÄŸan ÅŸeyı ortaya çıkarması demektir. Marks, ”ulusların geliÅŸme ve oluÅŸma içinde belli bir sürekliliÄŸi var ve bunun son aÅŸamsı devletleÅŸmedir.” der. Kaldı ki Marx’ı ilgilendiren sadece devlet deÄŸildir; devletin toplum ile olan iliÅŸkisidir. Yani eleÅŸtirinin ağırlık noktası, toplumun içindeki devletin durumudur.

Marx’a göre siyasal sosyoloji kendi koÅŸulları içinde nihayi hedefine giden, olgunlaÅŸan bir siyasal eylemdir. Yani devletin, toplumsal geliÅŸme ve demokratik hayat üzerindeki etkisidir. Marx’ın çizdiÄŸi çerçeveye göre Kürdler gibi ezilen iÅŸgal altında olan ulus, etnisite ve dini azınlıkların serbestliÄŸine demokratik imkân tanımayan Türkiye, Ä°ran gibi gerici, koloniyalist, rejimlerin kayıtsız ÅŸartsız yıkımının öncelenmesidir. Yoksa onların iÅŸkalı altında olan Kürd ulusun devletleÅŸmemesi deÄŸildir. Bilakis mevcut iÅŸkalcı devletlerin demokratikleÅŸmesinin tek yolu Kürdlerin her dört parçada’da bağımsızlık hakkını elde etmesidir.

Çünkü bütün insani inanç ve felsefelerde her ulusun kendi kaderini kendisinin tayin etmesi tarihsel diyalektik bir zorunluluk olarak kabul ediliyor. Sonuç olarak Kürdistan’da iÅŸgalcı olan Türkiye, Ä°ran devletleri yıkılmazsada Kürdler gasp edilmiÅŸ ulusal, siyasal haklarını ve bağımsızlığını bir biçimde kazanacaktır. YaÅŸadığımız 21. yüzyılın ilk çeyreÄŸinde Kürdler, ulusal menfaatleri doÄŸrultusunda kendi öz organizmalarını yaratmış doruÄŸu bağımsız devlet olan hedefine kilitlenmiÅŸtir. Bunun geri dönüşü tarihe ters, sosyolojik olarak imkânsızdır.

DiÄŸer farklı ideolojik kaygılarla (ki bunların bir kısmı devrimci, sosyalist maskelidir.) Kürdlerin, Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı duranlar ise ezen ulusun üstünlük kibrinde, ırkçı dölenme maysında ÅŸekilsizleÅŸmiÅŸ söven, gerici akımlardır. O nedenle Türk devletine karşı saÄŸlıklı sosyal bir muhalefet geliÅŸemiyor. Türkiye’nin islamcıları, muhafazakârları ve solcuları devlet teÅŸkilatlidir. Kürd meselesinde birbirlerinden milim farkları yoktur. Kürdlerin bağımsızlığına, iÅŸgal altında kurtulmasına karşılar. Birbirlerinden farklı görünen, Kürd düşmanlığından birleÅŸen Ä°slamcılarla Kemalist’lerin kavgası rant, iktidar kavgasıdır. Kürdler bu riyakârlığı görmeden yönünü doÄŸru belirleyemez.
Elbette Kürdlerin bağımsızlığına, kürdlük adına karşı çıkanlara dikkat edilmelidir. Halkı uyarmak ve ciddi bilgilendirmek gerekir. Çünkü ulusal bağımsızlığın baÅŸarısı için tayin edici olan iç meseledir. Yani ulus ve siyasi otoritelerinin belirleyici bütünlüğüdür. Temelde dış saldırılara karşı öz savunmaya dayalı, vatandaÅŸa hizmet amaçlı sosyal iÅŸ bölümünde meydana gelen devletler, toplum yönetiminde yer alarak dönüşüm yaÅŸarlar. Önceden devlete demokratik lakaplar takarak demokratik olunmuyor. Bölge devletlerin çoÄŸu cumhuriyet, laik, sosyalist olarak kendini tanımlıyor, ama tümü 1930’ların politikalarıyla yönetiliyorlar.
Sömürgeci bölge devletleri Kürd ulusuna ağır acılar yaşatmış, kan, göz yaşı ile yönetmiş yabancı dış güçlerdır. Devleti vatandaşa karşı koruyan bu rejimler bilinen yasal değişimlerle demokratik dönüşümler yaşayamazlar. Devletlerin demokratik veya anti demokratikliğinin ölçütü burjuva demokrasisi ile yönetiliyor olmalarıdır. Yani kendileri gibi inanmayan inanç grupların, etnisitelerin kollektif hak statüsünun anayasal güvence ile korunmasıdır.

Ankara ve Tahran’nın, iÅŸgal altında tutukları Kürdistanda çekilmemeleri, özellikle savaşı Irak ve Suriye’de sürdürmeleri, islamcı terör çetelerine ev sahipliÄŸi yapmaları ortadoÄŸu’yu, ortaçaÄŸ savaÅŸlarına götürmüştür. Türk CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Kürdlerin bağımsız devlet hakkını Kürdlere hakaret olarak açıklaması, 1930’ların CHP Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’u anımsattı. Bu Kemalist bakanın AÄŸrı katliamı sırasında ÖdemiÅŸ’te seçmenlere yaptığı bir konuÅŸmasında: ”Türk ırkından olmayanların bu memlekette tek hakları vardır hizmetçi ve köle olmak.”
CHP, AKP, MHP ve diÄŸerlerin, son yüzyılda Kürd düşmanlığı üzerine kurgulanan ırkçı politikaları arada yüzyıl daha geçse deÄŸiÅŸmeyecektir. Çünkü kafa aynı kafadır. Ankara hükümeti, müslüman kardeÅŸlerı, islamcı terör çetelerini, Mısır’da, Suriy’de, Irak’ta, devletleÅŸtirmek için her yolu denedi. Fakat Kuzey Kürdistan iÅŸgalını Rojava, Suriye taşıdı, Kürdistan Bağımsızlık referandumuna müdahale tehdit salvolarına devam ediyor. Neden? Çünkü Kürdlere duyulan hıncın ırkçılıkla bütünleÅŸmiÅŸ bedevi,Türk islam yayılmacılığın Kürd direniÅŸi ile barajlanmışlığın rövanşıdır.

Kürdler, resmiyetini ilan etmemiÅŸ devletinin alt ve üst yapısını ağır bedeller karşılığında hazırlamıştır. Asıl önemlisi ulusal bağımsızlık mücadelesinde yetiÅŸmiÅŸ BaÅŸkan’ı ve bütün lider kadroları, PeÅŸmerge ordusu, Ekonomisi, yetiÅŸmiÅŸ teknik elemanları, Dünya’ya yayılmış akademisyen, beyin göçü, iÅŸ adamları. Dünya devletleri ile ekonomik, diplomatik, politik iliÅŸkileri ve bütün iÅŸgalcı bölge devletlerin, baskı ve ÅŸantajlarına raÄŸmen bağımsız devletini ilan etme mücadelesini sürdüren ve bütün islamci terör çetelerin saldırılarına karşı kendini kanıtlamış Kürd milleti, neyi bekleyecek? Medkobal@gmail.com

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

fifteen − five =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla