Edebiyat insana dair ne varsa ele alan bir türdür. Toplumun acısını, sevincini ve umutlarını anlatır. Bir şiirde, bir hikaye ve romanda bazen bir dizede, bir cümlede veya bir anlatımda bir dünya tanırsınız. Bilmediğimiz dünyaları edebiyatla tanır, görmediğimiz, yabancı olduğumuz bir çok sevinç, üzüntü ve duygu halini bir şiirle, bir vurgu ve ima ile görür ve hissederiz. Edebiyat toplumdur, insandır ve aslında bilinç ve gelecektir.
Kısaca bu tanım ve tanımlamayı yaptıktan sonra Yeni Türk edebiyatında Kürtler var mı, hangi dönemlerde Kürtler edebiyat alanında yer almışlar?
Kuşkusuz bu çok geniş bir konu ancak kısaca bu konuya ilişkin blr kaç husus ifade edeceğim.
Cumhuriyet şiiri ve romanında Kürt ve Kürtçe yok hükmündedir. Bir kaç şiirde kürt kelimesi geçer mesela Ziya Gökalp, Mehmet Akif Ersoy bir kaç şiirde kürt kelimesini kullanır. Yine bazı şairlerin Kürt kökenli olması itibarıyla onların anlatımında kürt ve Kürtçe kelime olarak kullanılır.
Memleket edebiyatı ve Toplumcu gerçekçi şiirde kısmen isimsiz de olsa kürtler roman hikaye ve şiirde işlenen temalar olur. Bu tema daha çok geri kalmışlık, doğa güzelliği ve Kültürel motifler.
Ahmet Arif bu anlamda Türk ÅŸiirinde bir çığır açar, her ne kadar Kürt ve Kürdistan kavramları ön planda olmasada daha politik ve toplumsal temalar ön plana çıkar. Ancak bu konuda dikkat çeken bir diÄŸer önemli çalışma ise Adnan Yücel’in ” AteÅŸin ve GüneÅŸin Çocukları” adlı ÅŸiir kitabı olduÄŸunu ifade etmekte fayda var, ancak bu ÅŸiirde de yine Kürt ve Kürdistan kelimeleri geçmez. KuÅŸkusuz bu ÅŸiirin geniÅŸliÄŸi ve öne çıkardığı temanın kapsamı Türk ÅŸiirinde bu anlamda çığır açmıştır.
Çağdaş Türk edebiyatı tarihine baktığımızda, Cezaevi Edebiyatı, diye bir dönem var. Bu dönem 12 Eylül darbesi ve sonrası cezaevi direnişlerini konu ediniyor. Bu dönemi anlatan eserlere baktığımızda hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürt, Kürdistan ve bu bağlamda sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarla birlikte Kürtler,Kürtçeyle birlikte edebiyatın da temel konusu oldu. Kürtler bu anlamda sosyolojik bir araştırma konusu haline geldi. Kürt dili ve tarihiyle ilgili daha kapsamlı eserler ortaya çıkmaya başladı.
Öyleyse şunu rahatlıkla söylemek mümkün. Türk ve Türkçe edebiyatta Kürtler cezaevi edebiyatı döneminde çok geniş bir yelpazede ele alınır, yüzlerce şiirin, hikayenin ve çok sayıda romanın konusu haline gelir.Bu edebiyat dönemi toplumu da derinden etkiler. Cumhuriyet edebiyatının yok saydığı, varlığını ifade etmekte sakınca gördüğü Kürtler çok büyük acılar çekerek kendilerini edebiyatta var ettiler ve kuşkusuz bu konuda cezaevi edebiyatı belirleyici bir role sahiptir. Bu bağlamda Çağdaş Türk Edebiyatının en temel ve öncelikli konusu Kürt, Kürtçe ve Kürdistandır.
Sonuç, Edebiyattaki yerini alan Kürt ve Kürtçe kuşkusuz sosyal siyasal ve ekonomi düzenindeki yerini de alacaktır.