Selim Çürükkaya / Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, kendi ülkesinde vuku bulan bir terör eylemine karşı şimdiye kadar pek görülmemiş bir tavır ortaya koydu.

İslam karşıtı bir fanatik hırıstiyan, otomatik silahla camiye girdi, namaz kılanları hedef alarak tam elli müslümanı katletti.

Erdoğan gibi liderler hemen intikam naraları attı.
İslamist teröristlerin katliamları karşısında sessiz kalan müslüman ülkelerin yöneticileri homurdandı.
Bazı Avrupa ülkelerindeki yöneticiler, “müslüman fenatikler katliam yaparlarsa, karşılığı bu olur” demeye getirdi.
Ama Jacinda Ardern hem Hırıstıyanları, hem müslümanları, hem katilleri, hem de kurbanları şaşırtan bir tavırla ortaya çıktı.
Cuma günü başını tülbentle örterek katliamın yapıldığı Camiye gitti.
Onun bu tavrına destek olan ülkesinin kadınları, “ayrımcılığa son” demek için başörtü takarak sokaÄŸa çıktı.
Müslüman bir ülkenin liderinden böyle bir tavır ve anlayış asla göremezsiniz.

Onlar kana kan, dişe diş dışında bir şey düşünmezler.
Katliamları, katliamlarla örtmeye çalışırlar.
Ayrımcılığı derinleştirmek için ha bire kan dökerler.
Silah kullanma, katliam yapma, korkutma dışında hiçbir şey bilmezler.
Bir kadın, gerçek bir lider bütün dünya ya unutulmaz bir ders verdi.
Bana göre bu yıl Nobel Barış ödülü Jacinda Ardern’e verilmelidir.
Belki, o zaman ağızlarından kan damlayan bazı liderler ona bakıp utanırlar!