Kürtçeye Özgürlük
Son zamanların konuÅŸulan konuların başında Kürtçe köy, kasaba ve ÅŸehir isimlerinin yanısıra belediyelerin tabela uygulamaları geliyor. Tabi bu arada Hakurki operasyonu sebeb ve olası sonuçları, İmralı ile görüşme ve açlık grevlerin son bulması, Kürdistan bölgesinde yeni hükümet kurma çalışmalarının hız kazanıp Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasında samimi pozları basına yansıması ve İran, ABD arasındaki çeliÅŸkilerin derinleÅŸmesi ve de hdp’ lilerin 19 Mayıs etkinliÄŸe katılma arzularına da hiç deÄŸinmiyorum.
Bu yazı tabelacı başkanlar üzerine, malum bazı belediye başkanları görev yaptıkları binadaki Kürtçe yazılan ve bir tamlamayı aşmayan birkaç sözcükten ibaret olan tabelaları indirmiş ve anti Kürt sürece bu şekilde katılmışve varlıklarını da böyle ilan etmişlerdir. Aslında belediye binalarında, mezarlıkların giriş kapılarındaki tabela yazılarının bazıları da Kürtçe değil, ama Kürtçe varsayılarak değiştirilmiş ve kaldırılmıştır.
Peki neden diye bir soru sorulduğunda sanırım doğruya en yakın cevap şu oluyor :Muktedir olma erkinden uzak olanların bir güce yaranma, abanma ve kraldan daha kralcı olma eğilimlerinın buna önemli bir kaynak teşkil ettiğini söylemek abartılı olmaz.
Özcesi Kürt kökenli olan ve Kürtlerin tercihi ile bir kenti yönetme hakkını kazananlar, Kürtçe yazılan bir kaç tamlamayı ret ediyor ; ama hemen sonrasında ise vekiller, eski başbakanlar da açıklamalar yaparak tabelalların yeniden asılacağını beyan ediyorlar.
Dünyanın en acaip hallerindan biri Kürtçenin maruz kaldığı bu ilkel yöntem ve yaklaşımlardır. Bu anlamda Kürtçeye saldırmak, dili yok saymak Kürde yakışan bir tutum deÄŸil, bu yöntem mevcut belediye baÅŸkanlarını yüceltmez, küçültür ve insanı en temel deÄŸerleriyle karşı karşıya getirir. Bu konularda tarih mal olmuÅŸ büyük sözler vardır:”Aslını inkar eden bizden deÄŸildir.” hadisi aslında kadim bir gerçeÄŸi de öne çıkarıyor.
“Asimilasyon bir insanlık suçudur” Åžiarından yola çıkarak, diyoruz ki Kürtçenin keyfi muameleye maruz kalmaması için, hak ettiÄŸi geliÅŸimi yaÅŸaması için, dillerin bir baskı aracı olarak kullanılmaması için ” Kürtçeye Özgürlük” bilinciyle siyasal duruÅŸu ne olursa olsun önce Kürtlerin Kürtçeye sahiplenmesi ve bu baÄŸlamda dil üzerindeki yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin son bulması için Kürtçenin yasal güvenceye alınması bir zorunluluktur.
Hangi ulusal çıkar, kadim bir dilin inkarından beslenir, hangi devlet, sistem ve rejim beka sorununu bir dili yasaklamak çözer?
Bu anlamda , bir dili inkar etmek hak olanı inkarla eştir ; bu sebeble diyoruz ki Kürtçenin yasal güvenceye kavuşması temel bir haktır,bu hakkın engellenmesi hiçbir sorunu çözemediği gibi büyük bir ayıp ve vebal olarak tarihteki yerini alacaktır.
vera koyi