Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Büyükkaya Cinayeti 2

Recep Maraşlı :“Necmettin meydan okudu, boyun eğmedi. TTE giyersem kefenim olsun dedi. Düvüle dövüle komaya girdi, götürüldü.” (İsa Tekin’in anlatımından)

Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve 23. Ocak günü hastanede hayatını kaybetti. Büyükkaya’nın öldürülmesi, direnişte önemli bir etki yarattı ve çözülenlerle, direnenler arasındaki çizgiyi keskinleştirdi. Ala Rizgari davasından yargılanan arkadaşımız REMZİ AYTÜRK, öldürme ve işkenceleri protesto etmek için başını defalarca kalorifer demirlerine vurmak suretiyle intihar eylemi yaptı.

Bundan önce de Özgürlük Yolu davasından YILMAZ DEMİR de protesto amaçlı bir inhtihar eylemine girişerek hayatına son vermişti.

1984 Ocak Direşi, PKK’den CEMAL ARAT ve Dev-Yol davasından ORHAN KESKİN’in ölümü, onlarca arkadaşın da sakat kaldığı Ölüm Orucu eylemi sonucunda askeri kuralların ve işkencenin kesin olarak kaldırıldığı bir anlaşma ile son bulmuştu.

Koğuş baskınları sırasında yüzlerce ağır yaralanma, yanık meydana gelmişti. Bunlarla ilgili hiçbir yargılama yapılmadı, cezai işlem olmadı.

Bilinen saygın bir isim olarak Necmettin Büyükkaya’nın işkence ile öldürülmesi kamuoyunda yankı yarattı. Büyükkaya’nın eşi ve o tarihlerde Diyarbakır’da Eczacılık yapan Cemile Abla’nın (CEMİLE BÜYÜKKAYA) başvurusu üzerine Sıkıyönetim Savcılığı göstermelik bir soruşturma başlatıyor.

Büyükkaya’nın cesedine Askeri Hastanede yapılan otopsi raporunda “cesedin harici görünümde ölümü meydana getirecek derece derin darp ve cebir izine rastlanmadığı tespit edilmiş (…) ve Ölümün Akciğer anfiseni…” den ileri geldiği belirtilmektedir.

Tanık olarak dinlenen Asker gardiyanlar dövülme olayı olmadığını belirtmişler, yine tanık olarak dinlenen bazı tutuklular olayı görmediklerini, bazıları da Necmettin’in koğuştan dövülerek çıkarıldığını gördüklerini söylemişlerdir. Olayın asıl tanığı olacak tutuklular ise hiç dinlenmemiş…

Böylece As. Savcı Hakim Yzb. B. CAHİT AYDOĞAN tarafından usul yerini bulsun diye yapılan soruşturma, olaydan 6 ay sonra 18. 7. 984 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararına bağlanarak kapatılmış.

Cemile Büyükkaya, Askeri Savcılığın bu kararına 3.8.1984 tarihinde itiraz etmiş. Davanın açılmasını talep etmiş.

Avukat ŞERAFETTİN KAYA’nın arşivindeki belgelere göre Cemile Hanım’ın itirazı bir üst mahkeme olan  7. Kolordu Komutanlığı Nezdinde Kurulu Askeri Mahkeme tarafından incelenmiştir. Top. Kurmay Bnb. ŞAHAP TUNCER, Hv. Hak. Ütğm. NAİL KARAASLAN ve Hak. Atğm. AHMET UYGAR‘dan oluşan Mahkeme 3. 9. 1984 tarih ve esas 1984/62, karar 1984/35 müteferrik sayılı kararı ile itirazı reddetmiştir.

Karar şöyledir;

“Mahsus salonda toplanıldı;

Müteveffa Necmettin Büyükkaya’nın Diyarbakır Synt. As. Cezaevi tutukevinde tutuklu iken öldüğü ve bu olayla ilgili olarak Synt. As. Savcılığının 1984/1049-117 esas ve kara sayılı ve 18. 7. tarihli kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verildiği, Mezkür kararın müteveffanın karısı Cemile Büyükkaya’ya 3. 8. 1984 tarihinde tebliğ edildiği adı geçenin As. Savcılığa 10. 8. 1984 tarihinde bir dilekçe vererek Synt. As. Savcılığının yukarıda tarih ve sayısına işaret olunan kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz ettiği ve bu sebeple itiraz hakkında bir karar vermek üzere dosyanın mahkememize geldiği görüldü.

Devamı var

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

fifteen + 20 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla