ABD ve Rusyanın onayını almadan devriye turları atamayan Türk askeri ile Suriye’de toparlanan rejim güçleri arasında beklenen sıcak temas bu gün saÄŸlandı, 4 asker hayatını kaybetti.
Artık klasikleÅŸen söylem ile rejim askerlerine karsı misliyle karşılık verilmiÅŸtir ve devamı gelecektir deniyor. Suriye’de iktidarda olan gücünün zirvesinde baba Eshed, Türkiye’nin kararlı tutumunu görünce o dönem sorun olan ve kendi ülkesindeki Kürd sorununa raÄŸmen destek verdiÄŸi Öcalan’ı sınır dışı etmiÅŸti.
Åžimdi İşid ile dahi baÅŸedemeyen oÄŸul Eshed neyine güvenipte Türkiye’yi karşısına aldı?
Süriye rejimi ile ilgili başta BAAS ırkçılığı olmak üzere her türlü eleştiri yapılabilir ama laik devlet anlayışını savunan Ortadoğuda sayılı devletlerden biri olduğunu unutmadan.
Türkiye’nin desteklediÄŸi, içerisinde İŞİD kalıntılarınıda barındıran rejim karşıtı ÖSO ne istiyor, ne için savaşıyor?
Türkiye neden ÖSO’yu destekliyor?
Laik Suriye yönetimine karşı İran’ın yayılmacı örgütü HaÅŸdi-Åžabi’ye karşı Suriye’de oluÅŸturulan, adınıda Türkiye’nin koyduÄŸu ve tanıdığı “Özgür Suriye Ordusu” denen (sunni islam rejimini savunan, bu uÄŸurda savaÅŸan) rejim karşıtı bir silahlı güç.
Birçok sunni Arab devleti olmasına raÄŸmen bugün için ÖSO’ya destek veren birtek Türkiye var, bunun nedeninide ülkenin iç sorunu olarak gördüğü beka sorununu dayandırıyor.
Suriye üzerinden, mültecilere sınırları açarım diyerek tehdit ettiÄŸi AB’yi ve PKK’ye karşı olmasına raÄŸmen Güney Kürdistan’ın yanında duran ABD’yi de karşısına alarak “Beka” sorununa çözüm arıyor.
Türkiye NATO üyesi ve şia yayılmacılığına karşı İsrail ve birçok sunni Arab ülkeleri gibi bir ülke.
Peki NATO, İsrail ve sunni Arap ülkeler ile ilişkileri nasıl?
Yoruma gerek bırakmayacak kadar olumsuzluklarla dolu. Bir dönem balladıra ballandıra sunulan Türkiye’ninde içinde yer aldığı 400 bin kiÅŸiden oluÅŸan hayali sunni ordunun artık sözü bile edilmiyor.
Çünkü Suriye ve Yemen’deki savaÅŸ mezheb üzerinden yürütülüyor gibi gözüksede bölgedeki savaÅŸlar mevcut iktidarlar ve emperyalist ülkelerinde katılımı ile bölgenin yeniden dizayn edilme ÅŸavaşıdır.
Mevcut ülkeler emperyalist ülkelere verdikleri tavizler ile varlıklarını ancak koruyabiliyorlar.
Bu savaşın sonucunda galip çıkanlarda emperyalist ülkeler olacaktır. Bu gerçek bilinmesine raÄŸmen, emperyelizmin oyununa gelerek dış politikada kucaktan kucaÄŸa gezmek yerine yapılması gereken “Beka” sorunu diyerek varlığı inkar edilen farklı olan etnik ve inanç grublarının haklarına karşı zorla tekleÅŸtirmek yerine adil olmak ve evrensel demokrasi ile uyum içinde, varlıklarına saygı gösterip ÅŸiddet dışında sorunlara çözüm aramak olmalıdır.
Aklın yolu bir.
A.Güllüoğlu